Televizyonun etkileri

Esat Çoğal

Son yılarda yapılan araştırmalarda, araştırmacılar ve yazarlar, televizyonun insan iletişimi ve ilişkileri üzerindeki olumsuz etkileri üzerine dikkat çekmektedirler. Televizyon sadece çocukları değil, yetişkinlerin de iletişim tarzlarını etkilemiştir. Televizyonun çocuk, genç yetişkin, yaşlı insanlar üzerinde dünyayı algılama biçimlerini de etkiler hake geldiği tespit edilmiştir. Özellikle kanal sayılarının artması ile birlikte, günümüzde televizyondaki gündem, toplumun gündemi haline gelmiştir. Daha doğrusu gündemini belirlemektedir.

     Deyim yerindeyse ‘Öğretmenlerin okullarda verdikleri eğitimin en önemli rakipleri TV lerdir’. Özellikle çocukların televizyonlardan, çok daha fazla etkilendikleri düşünülürse, eğitim etkinliklerinde de, televizyon gibi hareketli, değişken, eğlendiren, birçok duyu organına hitap edebilen, eğitime ve eğitimcilere ihtiyaç olduğu görülmekte.

     Eğitimciler, anne, baba, eğer bir kısıtlama yada yönlendirme yapmadığı durumlarda, çocuğun izlediği programlardan edindiği yanlış algıları, düzeltmedikleri durumlarda, SALDIRGANLIK gibi istenmeyen davranışlarda yol açabiliyor.

     Bir çocuk 3 yaşından12 yaşına gelene kadar günde 2-4 saat TV seyrediyorsa en az 200.000 (ikiyüz bin),bıçaklanma, vurulma yani, öldürme ve ölüm sahnesi görüyor. Ayrıca bir milyona yakın da reklâm seyrediyor. Özellikle 7-12 yaş arası çocuklarda soyut düşünce yerleşmeye başlamıştır. Bu yaşlardaki çocuklar aynı erişkin gibi etkilenmeye başlarlar. Bu çocuktaki tüketim isteğini düşünebiliyor musunuz? Az önce de belirttiğim gibi, şiddet içeren, korku ve gerilime neden olan sahneler çocuğun gelişinde mutlaka problem oluşturacağını bilmelisiniz. Tv’nin, aynen bilgisayar gibi izlenme aşırılığı çocuklarımızda, sosyal aktivite azlığı (a sosyal),arkadaş ilişkilerinde, ders başarılarında, sportif faaliyetlerinde, yaşa uygun becerilerinin gelişmesinde anlamlı derecede sorunlar çıkarmaktadır. Peki, ne yapacağız Esat Bey?

     Sevgili nitelikli okurlar; madem televizyonu kaldıramıyorsunuz, onsuz yapamıyorsunuz; o zaman televizyonu işe yarar hale getirebilirsiniz. Nasıl mı?

     Çocuklarımızın ne seyredeceğini bilmek, neyi seyredemeyeceğini belirlemek bizlerin asli görevidir. Bu görevi yerine getirmek için ne yapmalıyız? Bu konuda birkaç evrensel önerileri sizlerle paylaşmak isterim.

     1-Zamanı Sınırlayın: Özellikle kendinize ve çocuklara TV seyretme saatleri belirleyin. Evin bir köşesinde devamlı açık bulundurmayın. TV’siz saatlerinize (sofra vakti, ders çalışma vakti mesela) sahip çıkın.

     2-Mekanı Sınırlayın: Yatak odasına, çocuk odasına, mutfağa vb yerlere TV sokmayın.

     3-Birlikte Seyredin: TV’de her gördüğüne inanmamayı veya tartışarak kabul etmeyi sizlerden öğrenebilir. Seyrettiği şeyleri kendi mantık süzgecinden geçirmeyi, gördüklerini tartışmayı, anlatılanlar dışındaki açıklamalarını, birlikte düşünmeyi sizinle yapmasını sağlayın.

     4-Mutlaka Yorumlama: ‘Sen olsaydın ne yapardın’, ‘Bu filmden ne anladın?’, filmin anlatmak istediği ana teme sence ne?’ sorularına TV seyrederken bolca rastlayabilirsiniz. Hayattaki çeşitli olası durumlara, düşünce düzeyinde hazırlık yapabilir ve çocuğunuza anlatabilirsiniz.

     Dikkat ederseniz, bu uygulamaların özünü, sizinle çocuğunuzun birlikte zaman geçirme ve birlikte konuşmalardan oluştuğunu bilmem hatırlatmama gerek var mı?

 

Hoşça, sağlıcakla kalın. Ama en önemlisi TV’yi, işe yarar hale getirerek adam gibi adam kalın. Yok ben işe yarar hale getiremiyorum diyorsanız kaldırın atın… Saygılarımla.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.