İSTANBUL (AA) - Türkiye'ye sığınan Suriyeliler, savaşın travmatik izlerini psikoterapi desteğiyle silmeye çalışıyor.
Uluslararası Doktorlar Derneğinin, Zeytin Dalı Projesi Koordinatörlerinden Uzman Psikolog Tuğba Öztürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Suriyeli sığınmacıların barınma ve gıda sorunları nispeten çözüldükten sonra savaşın izlerini silme konusunda çalışmalara başlandığını söyledi.
Türkiye'nin şimdiye kadar, savaşa maruz kalmış kişilerin travmatik sorunlarının çözümüne yönelik yeterli tecrübesi olmadığını belirten Öztürk, şöyle konuştu:
"Savaş sonrasında rehabilitasyon merkezleri kurmak ve savaş mağduru olan kişileri rehabilite etmek, Türkiye'nin çok fazla tecrübesi olduğu bir alan değildi. Savaş travması yaşamış bu kişileri nasıl tedavi edeceğimizi sahada öğrendik. AFAD ve Türk Kızılayı, kamplarda toplum merkezleri kurarak Türk toplumu ile sığınmacıları tanıştırmaya, ortak birçok değere sahip bu iki toplum arasındaki tarihi bağı güçlendirmeye çalışıyor. Kurumlar, yüzyıl önce zaten birlikte yaşayan bu iki topluma birlikte yaşama kültürünü yeniden hatırlatmak, dil öğrenmelerini kolaylaştırmak ve travmatik olaylara 'artık geçmişte kaldı' dedirtebilmek için çalışıyor. Uluslararası Doktorlar Derneği olarak biz de kendi çapımızda bu rehabilite olayına katkı sağlamaya çalışıyoruz.''
- "Travma nedeniyle çalışamıyorlar"
Öztürk, Türkiye’ye sığınmış ve savaşın ne kadar süreceğinden emin olmayan sığınmacıların yaşamlarına devam etmelerinin vazgeçilmez koşulunun entegrasyon olduğuna vurgu yaparak, kadınlar ve çocuklara yönelik rehabilite çalışmalarının erkekleri de kapsaması gerektiğini ifade etti.
Fiziksel olarak çalışabilir durumda olmasına rağmen savaş travması nedeniyle çalışamayan sığınmacı Suriyeli erkeklerle ilgili de bir çalışma yapılması gerektiğini dile getiren Öztürk, şöyle devam etti:
"Bu insanların hayatlarına devam edebilmeleri, entegre olabilmeleri, dil öğrenebilmeleri, akademik düzeyde hayatlarına devam edebilmeleri için mutlaka rehabilite edilmeleri lazım. AFAD ve Türk Kızılayının önderliğinde bazı çalışmalar yapılıyor. Maalesef yetişkin erkekler için henüz böyle bir çalışma yapılmadı. Yaşanan kompleks bir travma. Erkeklerin bunlardan etkilenmediğini söylemek mümkün değil. Çok sayıda yetişkin Suriyeli sığınmacı erkek fiziksel olarak çalışabilir durumdayken çalışmıyorsa bunun tek açıklaması 'iyileştirilmemiş travma' olabilir."
- ''Yeniden yaşamaya başladım''
Öztürk, psikoterapide daha çok kırsal kesimden gelen savaş mağdurlarını hedef aldıklarını, eğitim düzeyi ve gelir düzeyi düşük insanlarda bu travmanın çok daha yüksek olduğunu vurguladı.
Öztürk, ''Onları psikoterapiye ilk çağırdığımızda psikoterapinin ne olduğunu bilmiyorlardı. Başlangıçta onlara psikoterapinin ne olduğuyla ilgili eğitimler verdik. Öğretmenlere, annelere, kadınlara Türkçe dersleri verdik. Türkçe derslerinde de psikologlarımız son 15 dakika girdiler ve psikoterapinin ne olduğunu, travmanın ne olduğunu, çocuk ve kadınlardaki belirtilerini anlattılar. Güven sağladıktan sonra bu insanları psikoterapiye çekmeyi başardık. İnsanlar terapi sürecinden sonra ‘Yeniden yaşamaya başladım, yeniden nefes almaya başladım’ demeye başladılar.'' şeklinde konuştu.
- Diğer sağlık hizmetleri ve Suriyelilerin memnuniyeti
Esenler Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi Başhekimi ve Uluslararası Doktorlar Derneği Başkanı Dr. Mevlit Yurtsever de Suriyeli sığınmacıların sağlık hizmetlerinden rahat şekilde faydalandığını söyledi.
Sığınmacıların da kaliteli bir sağlık hizmeti almaları için ellerinden geleni yaptıklarını dile getiren Yurtsever, bazı konularda STK'ların da sığınmacılara destek olduğunu ifade etti.
Ülkesindeki iç savaştan kaçarak Türkiye'ye gelen ve burada doğum yapan 22 yaşındaki Nesrin Nurettin, doğumunun hastanede çok rahat gerçekleştiğini ve sağlık çalışanlarının kendilerine çok iyi davrandığını söyledi.
Ali Muhammed ise Türkiye'deki hastanelerin Suriye'deki hastanelerden daha iyi olduğunu belirterek, "Burada bize, ülkemizdekinden daha iyi bakıyorlar, ilgileniyorlar. Allah Türk Devletinden razı olsun." şeklinde konuştu.
Esed rejiminin Halep saldırısında sol elini kaybeden 55 yaşındaki Mervan Talip ise "Geçen yıl Halep'teki son kuşatmada rejim ordusunun fırlattığı füze 100 metre yakınıma düştü. Elim cebimdeyken isabet aldı ve elimi kaybettim. İHH'ya başvurdum ve Uluslararası Doktorlar Derneğinin hastanesine geldim. Çok iyi baktılar bana. Kendilerine bu çalışmalardan dolayı teşekkür ederim." diye konuştu.
Tek bacağı olmayan 32 yaşındaki Şadi Şihabi de kanser nedeniyle bacağını kaybettiğini ve kendisine protez takılacağından dolayı çok mutlu olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
"Halep'te 4 yıl önce kanser nedeniyle bacağımı kaybettim. Başta bir tümör oluştu bacağımda, daha sonra büyüyerek bacağımın kesilmesine sebep oldu. 2 sene önce Türkiye'ye geldim, buradaki sağlık hizmetleri çok iyi, gayet memnunum. Bugün yeni protez bacak takacaklar."
AA