Suriye ve Doğu Akdeniz

Kasım Çakır

Osmanlı’nın son yüzyılıydı. Yedi düvele karşı savaşılıyordu. Bir cephede onlarca Avrupalı devletleri, diğer cephe olan kuzeyden Rus Çarlığı saldırıyordu.

Cennet mekan 2. Abdulhamid Han , batıya karşı Rusya ile ittifak, Rusya’ya karşıda batılı devletlerle ittifak arayışına girdi. Sonucu bilen bu iki cephe Osmanlı ile ittifak kurmadılar.

1980 yılından sonra ABD Avrupa ülkelerini ve İsrail’i yanına alıp ‘Yeni Dünya Düzeni’ adı altında bir proje başlattılar. Bu proje ile soğuk savaş dönemi bitecek, Ortadoğu’da sıcak savaş dönemi başlatılacaktı.

Bu yeni dönemde ortak düşman, İslam ve bölgemizde halkı Müslüman olan ülkelerdi. 40-50 yıl sürecek büyük bir plan yapıldı. Bu plan başlayalı 39 yıl oldu.

39 yıl içerisinde, birinci aşamada Saddam Hüseyin etkisiz hale getirildi, Irak parçalandı. Böylece İsrail’in rahatsız olduğu bir lider ve ülkesi devre dışı bırakıldı. Sonra sıra diğerlerine geldi. Bölge ülkelerinde taşlar yerlerinden oynatılmaya devam edildi.

Bu büyük planın üçüncü aşaması, Arap Baharı operasyonudur. Akdeniz’e kıyısı olan ülkeler Doğu Akdeniz konusunda etkisiz hale getirildi. Arap Baharı bu ülkeleri Doğu Akdeniz’den uzak tutmak için yapıldı.

Arap Baharı’nın son kalesi, düğüm noktası Suriye oldu. Suriye’de, üç bölge oluşturulacaktı. Kuzey Suriye’de Türkiye’ye komşu birleşik Kürt Devleti koridoru, Güney Suriye’ye kadar gelmiş bir İsrail, Orta Suriye’de Beşar Esad yönetimi oluşturulacaktı.

2012-2019 arası bu plan tutmadı. Bu plana karşı çıkan ABD karşıtı bir ittifak oluştu. Bu ittifak, Türkiye, İran ve Rusya’dan oluşmaktaydı. Güçlü Türkiye ve onun mimarı Recep Tayyip Erdoğan; güneyinde Türkiye’yi yüzlerce yıl uğraştıracak bir Kürt oluşumuna şiddetle karşı çıktı. Recep Tayyip Erdoğan defalarca; ‘Kimsenin toprağında gözümüz yok! Suriye’nin toprak bütünlüğünden yanayız. Bu nedenle Suriye’de bir oldu bittiye izin vermeyiz!’ dedi.

İran ve Rusya’da Suriye’de toprak bütünlüğünden yana oldular. Suriye Rusya’nın bu bölgede son kalesiydi. Burası da parçalanacak olursa, bölgede ayağını basacak ülke kalmayacak ve Doğu Akdeniz’den de uzaklaştırılacaktı. Böyle bir durumu göze almayan Rusya ABD-NATO karşısında herkesle ittifak kuruyordu.

Aynı yerde, aynı zamanda, aynı nedenle Suriye, İran, Rusya ve Türkiye, ABD-NATO-İSRAİL-AB karşısında müttefik oldular. Bu karşı yapının 2011 de başlattıkları Arap Baharı planı Suriye’de duvara tosladı, düğümü çözemediler.

Bölgemizde 1980 yılında başlayan planın son aşamasında bağımsız ve güçlü, ayaklarının üzerinde durabilen iki ülke kalmıştı. Birisi Türkiye, diğeri İran’dı. Direnen, planlarına karşı çıkan ülkeleri parçalamak, bertaraf etmek en büyük marifetleriydi.

2. Abdulhamit’den 100 yıl önce Irak ve Suriye’yi isteyen Batılılar, 100 yıl sonra onun torunlarından aynı bölgede , aynı ülkeleri ve aynı toprakları istiyorlardı.

100 yıl önce hiçbir dostu olmayan, yalnız olan Osmanlı’nın torunları şimdi yalnız değil. Şimdi durumumuz çok farklı. Güçlü Türkiye, muktedir iktidarı ve başarılı bir LİDER iş başında. Türkiye, İran, Rusya  yek parça, bütün Suriye için ittifak etmiştir. 

Türkiye’de 2012 yılından düne kadar AK Parti iktidarı ve Liderine yapılmak istenenler,  15 Temmuz Darbe girişimi;  Türkiye’nin bugün Suriye’de bir oldu bittiye izin vermesi, güneyimizde Kürt koridoru açılması, İsrail’in Suriye’ye gelmesi, Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin boy göstermemesi içindi.

Rahmetli Turgut Özal’ın iktidar yıllarında Türkiye’ye yaptığı büyük hizmetleri bilen birisiyiz. O yıllarda içimizden bazılarının gözü var görmezler, kulakları var duymazlardı. Bu bazıları Özal’ı sert eleştirir, ölçüyü kaçırır, saygısız sözler sarf ederlerdi. Ben, ‘vah vahhh, eyvaahhh; bu millet birde bu Özallı günleri ararsa vay halimize!’ demiştim. Türkiye ve halkımız 2002 yıllarına kadar Özallı günleri çok aramıştı. Türkiye bu dönemde koalisyon hükümetleri ile yönetilmişti. Türkiye Cumhuriyeti Siyasi Tarihinde bu döneme 2. Koalisyonlar dönemi denilmektedir.

Kervan yolda dizilir. Batılılar zulüm kardır. Zulümle abad olunmaz. Zulümle abad olanın akibeti, sonları berbat olur. 

KASIM ÇAKIR-MEMLEKET GAZETESİ

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.