Şu biracıyı alın buradan

Memleketi Kurtaran Adam

Bacanak bahsedip dururdu, kalkıp gittim…
Bunların mahalleye vatandaşın biri Tekel bayisi açmış. Mahalleli, “Yahu buraya açma, git başka yere kardeşim” dedilerse de anlatamamışlar. Belediyeye şikayet etmişler, belediye bir şey yapamamış! Kimse bir şey yapamamış! Hasılı kelam, adam bakkal ruhsatıyla Tekel bayisi olmuş çıkmış. Sabahtan gecenin 12’sine kadar ha babam bira satıyor…

Cumartesi günleri Tekelcinin müşterisi elli misli artıyor. Üşenmedik geçtik Taş Cami’nin köşe taşına oturduk, başladık saymaya. Dolmuş durağı mı oldun mübarek, gelen duruyor, giden duruyor. Tatlı su çeşmesi misali her geçen birasını almadan geçmiyor. Hayretler içerisinde seyrettim. Tekelci boşalan kasaları dükkanın önüne ha bire kayıyor…

Şöyle saat 9.40 civarıydı, dört kişi Tekelciden biraları alıp Taş Cami’nin yanı başındaki çimenlere yayılarak başladılar içmeye. Bu arada yatsı ezanı başladı. Müezzin yanık yanık ezan okuyor, bizim biracılar milletin gözünün önünde alem yapıyorlar. Dayanamadım çevirdim telefonu. “Alo 155 mi?...” Beş on dakika sonra 42 A 7627 plaka nolu ekip otosu geldi. Kimlikleri sordu vesaire…

Polisler gittikten sonra bu dörtlü kalktılar, biraları çeke çeke yolun ortasından yürüyerek uzaklaştılar.

Şimdi soruyorum. Cumartesi akşam saat 21.40’ta 155’e gelen ihbarın neticesinde sokak ortasında içki içen bu dört kişiye ceza kesildi mi, kesilmedi mi? Ayrıca bunlara bira satan Taş Cami’nin karşısındaki Tekelcinin kusuru var mı, yok mu?

Sayın Valim, Sayın Belediye Başkanım, Sayın ilgililer, sizden rica ediyorum, bu biracıyı buradan alın. Bu güzelim mahallenin içine eden bu adam rızkını başka bir yerden kazansın kardeşim. Bir kişi para kazanacak diye milletin huzuru kaçtı.

İçki içen gitsin, milleti rahatsız etmeden nerede zıkkımlanacaksa zıkkımlansın. Karışan eden yok. Lakin milletin ağzının tadını kaçıran bu Tekelciye birisi bişey desin.

***
Hacı Murat’lar yeniden moda oluyor mu?

Cem Yılmaz’ın oynadığı son reklam bana Murat 124’lerin cafcaflı zamanlarını hatırlattı. Neydi öyle, sırayla yazılınır, beklenir falan. Haydi deyince alınamazdı. Bir de Murat şoförü diye bir tabir vardı o zamanlar. Şöyle sol kolunu camdan hafif dışarı çıkaracaksın, biraz da sola yaslanarak oturacaksın…

Yakın zamana kadar çelik cantlı, metal boyalı, cıstak müzik sistemi kurulu, allangirikli klaksonları olan 124’ler dolanırdı. Şimdilerde artık uçta kenarda sekiz on tane kaldıysa ancak…

Şöyle balkona kuruldum, aşağıdan geçen arabaları seyrettim biraz da neredeyse tamamı Avrupa arabası. Yerlilerden kuş serisi Şahin ve Doğan tek tük. Bu arada benim de bir Doğan SL çarpım (SLX) vardı bir ara…

Ne dersiniz bu reklamdan sonra Hacı Muratlar tekrar kıymete binse!
Neyse bakalım, boş konuşmayı uzatmayalım.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.