Selçuk Es Efsanesi Hayatı, Eserleri ve Anıları

A.Cenap Kendi

Konya’dan Milletvekili seçilen diğer bir Kazım ile aynı ismi paylaştıklarından ayırt edilmeleri için o tarihlerde soyadı da olmadığından Musa Kazım Küçük diğeri de Büyük Kazım olarak tanımlanarak Konya’ya büyük hizmetlerde bulunmuşlardır.

Bu günlerin üstadı o günlerin Selçuk Beyi Galatasaray Lisesi’ni bitirip Konya’ya yerleşmiştir. Türkiye genelinde bankacılık hizmeti vermeye başlayan Ziraat Bankası’nı görüyoruz. Sonra da Atatürk’ün tasvibi ile İş Bankası’nın kurulduğu sırada Halk sandığı adında bir banka daha kurulmuştur. Bu banka ilk şubesini şimdiki Kayalı Park’ın karşısındaki PTT Binası’nın arkasındaki pasajda bankacılık hizmeti vermeye başlayan Halk Sandığı’nın ilk veznedarı olarak Selçuk Es’i tanımış oluyoruz.

Bu arada Selçuk Es, soyadı kanununun 1933 yılında kabul edilmesi ile ‘Es’ soyadını kullanmaya başlamıştır. Okul arkadaşı ağabeyim Ali Tarık Kendi ile arkadaşlıkları devam etmektedir. Evimizin çalıştığı iş yerine olan yakınlığı nedeniyle sık sık bize gelir, ağabeyimde onların Meram’daki Tavus Baba sırtlarındaki köşklerine gider bol bol bülbül sesi dinlenirdi. Çok zaman beni de götürürdü.

Sırası gelmiş iken tarihe ışık tutması bakımından şu hususu açıklamak istiyorum.

Konya’dan Meram’a gidiş-gelişler o günün imkânlarında Eski Meram Yolu’ndan yaya olarak gidilip-geliniyordu. Zengin insanların üstü cergeli yaylı at arabaları vardı. Orta halli insanlar at, eşek sırtında tozlu bir yolda gidip-geliniyordu. Konya’da bisiklet dahi yoktu.

İşte bu yıllarda Selçuk Es’in iki büyük önemli meziyeti ortaya çıkmaya başladı. Konya basının da Babalık Gazetesi’nde yazıları çıkıyordu. Bu güncel yazılar Selçuk Es’i şöhrete götüren ilk yıllardır.

Meziyetin ikincisi amatörce kanun ile başladığı musiki tutkusu beni de ilgilendiriyordu. Ağabeyim Meram’a her gittikçe beni de götürüyor. O tozlu yolda yaya olarak gidip geliyorduk. Onun çaldığı kanunu can kulağı ile dinlerken bendeki cevher ruh dünyamı kıpırdatıyordu. Musikiye karşı bayram harçlığım ile aktarlardan aldığım ağız mızıkası ile başladım.

Selçuk Es çaldığı kanunu çok zaman Konya’daki evimize bırakıyor. Akşam iş çıkışı bize uğrayıp hem ağabeyimle sohbet ediyor hem de kanunla meşk ediyorduk. O yokken be de uslu durmuyor kaçamak yaparak kanunun kurcalıyordum.

Bir yaz günü öğleden sonra evimizin diğer bir odasında mızıkam ile On Yılda Onbeş Milyon Marşını çalarken Selçuk Ağabey bize gelmiş, mızıka sesini duyunca;

-Tarık bu mızıkayı çalan kim? Diye sormuş.

Devam edecek…

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.