İSTANBUL (AA) - Rekabet Kurumu Başkanı Prof. Dr. Ömer Torlak, "Kurumumuz, sektörel düzenleyicilerin veya yasama işlemlerinin yol açtığı kısıtlamalardan kaçınma hususuna özellikle önem vermiştir." dedi.
Rekabet Kurumu ile Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) iş birliğinde 7 misafir ülkenin katılımıyla düzenlenen ve iki gün sürecek "Genç Rekabet Otoritelerinin Etkinliği Nasıl Arttırılabilir? - İstanbul Buluşması" toplantısı başladı.
Torlak, toplantıda yaptığı konuşmada, önceleri devlet kontrolünde bulunan endüstrileri denetlemek için çeşitli bağımsız düzenleyici kurumların oluşturulmasıyla kurumsallaşmanın serbestleşme sürecinin önemli bir sonucu haline geldiğini söyledi.
Kurumlar veya otoriteler olarak merkezi bürokratik yapıdan ayrılmalarının sağlandığını belirten Torlak, "Kararlarımız, finansman kullanımımız, kadrolarımız ve organizasyonumuz açısından bağımsız olmamız amaçlanmıştır. Bu ayrımın ve özerkliğin bedeli basittir; yüksek performans veya günümüzdeki adıyla etkinlik. Dolayısıyla her kurum kurulurken görünmez ama kusurlu bir taahhüt söz konusudur; performans hedeflerine ulaşmak." değerlendirmesinde bulundu.
Torlak, ancak uygulama ve hayata geçirme adımının her zaman için politika oluşturma ve tasarlama aşamasına kıyasla daha zor olduğunu vurguladı.
Politika ile icraatı birbirinden ayırmak ve resmi hesaplar kullanarak performansı ölçmenin yeterli olmadığını dile getiren Torlak, şöyle devam etti:
"Keynes, akademisyenlerin politika koyucular üzerindeki yadsınmaz ve kaçınılmaz etkisinden bahsetmişti ama her zaman için akademisyenlerin işi daha kolaydır. Akademisyenler, kusurlu bilgilere dayanarak karar almak ve hesap vermek zorunda değilken, politikacılar böyle davranmaya mecburdur. Kurumlar olarak biz, akademisyenler ile politika koyucular arasındayız. Uzmanlaşma seviyemiz nedeniyle övgüler alıyoruz, meşhur bilgi asimetrisi ve asil vekil sorunlarını aşmamız bekleniyor ve 21. yüzyılda ileri büyüme ve kalkınma seviyelerini yakalamak için kurumsal yenilikler ve proaktif çözümler getirmek zorundayız. Etkin olmamız bekleniyor ve özerkliğimiz ile kaynaklarımız sayesinde bu etkinliğe ulaşma yollarını bulabileceğimize inanılıyor. Bu 'nasıl' sorusu daima tetikte olmamıza, geceleri uyuyamamamıza neden olmalı. Özellikle de ekonomik refahın, rekabetçiliğin ve etkin kurumlar aracılığıyla iyi yönetişimin büyük talep gördüğü bu dönemde."
- "Bağımsızlık, asla etkinlikten ayrı düşünülmemeli"
Torlak, herhangi bir ekonomik kurumun ideal tipini betimlemek veya belirli bir andaki iyi uygulamaları saptamak kolay olsa da her zaman bu iyi uygulamalardan sapmaların söz konusu olacağını vurguladı.
Bu açıdan rekabetin hem bir fikir hem de bir kurum olarak son derece güzel bir örnek olduğuna dikkati çeken Torlak, rekabet kurumlarının, piyasa işlemlerinden elde edilen kazancı maksimize eden bir ekonomi oluşturmak için çalıştığını dile getirdi.
Torlak, çağdaş rekabet hukukunun, rekabetin daima bir dizi basit kriterin ve mükemmel rekabet modellerinin ötesinde olduğunu anlatarak, şunları kaydetti:
"Günümüzde küreselleşme, ekonomik ve finansal krizler, teknolojik gelişmeler ve yeni fikirlerin yanı sıra yeni sorunlar ve belirsizlikler tüm ülkelerdeki politika yapıcıları kendi ekonomilerini daha rekabetçi bir hale getirmeye zorlamaktadır. Rekabet hukuku, artık her ülke mevzuatının ayrılmaz bir parçası haline gelmiş ve uygulanması sonucunda bir çok rekabet ihlali ortadan kaldırılmış olsa da daha yapılması gereken birçok şey var. İleri ekonomilerin refah ve gelişmişlik seviyesini yakalamak zorunda olan geçiş ekonomileri olarak, rekabetçilik yeniliğe bağlı olduğunda bizim işimiz daha da zorlaşmaktadır."
Torlak, Rekabet Kurumunun yirmi yıldır varlığını sürdürdüğü, yasal dayanakları olan Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun'un ise kurumun kendisinden de uzun bir geçmişi bulunduğu bilgisini verdi.
Bağımsız modelleri ve kararlı savunuculuk çalışmaları sayesinde, sürekli büyüyen ve yabancı yatırımcı çeken ülke ekonomisi içerisinde uygulama ve savunuculuk performanslarının sürekli iyileştiğini söyleyen Torlak, şu görüşleri paylaştı:
"Deneyimlerimiz, bağımsızlığın etkinlik ölçütleri arasında en başta yer almasının bir nedeni olduğunu gösteriyor. Ama ben, bağımsızlığın önemini kavramanın ve siyasi etkinin kaçınılmazlığını vurgulamanın işe yaramadığını vurgulamak istiyorum. Siyasetçiler, seçimleri dikkate almak zorundalar ve bu durum onların ileriyi görmelerini güçleştiriyor. Bürokrasiler yavaş ve formalitelere boğulmuş durumda. Bunların hepsi doğru. Ama siyasetçilerin ileriyi göremediğini ve bürokrasinin hantal olduğunu fark etmek bir şey, kasten ileriye bakmamak ve hantal davranmak ise farklı bir şey. Dolayısıyla bağımsızlık, asla etkinlikten ayrı düşünülmemeli. Etkinsek bağımsızız ve bağımsızsak etkiniz."
- "Her endüstride düzenlemeler 'rekabet için düzenleme' düsturu ile yürütülmeli"
Torlak, deneyimlerinin, ayrıca becerileri artırmanın ve sektörel düzenleyicilerle ortaklık ve iş birliği içerisinde hareket etmenin de genel olarak rekabetçi bir ekonomi oluşturmak için hayati önem taşıdığını gösterdiğini belirtti.
Farklı ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de geçmişte kamu kurumları tarafından idare edilen birçok endüstrinin, etkinlik yaratmak ve riskin özel sektör tarafından üstlenilmesini sağlamak için özelleştirilerek rekabete açıldığını anımsatan Torlak, enerji, telekomünikasyon, ulaştırma ve finans gibi piyasa aksaklıkları yaşanan endüstrilerde farklı sektörel düzenleyici kurumlar oluşturulduğunu anlattı.
Torlak, şöyle devam etti:
"Ama her endüstride düzenlemeler, 'rekabet için düzenleme' düsturu ile yürütülmektedir ve yürütülmelidir. Bu durum, yalnızca sektörel düzenlemeler için değil rekabeti haddinden fazla kısıtlama potansiyeline sahip tüm düzenlemeler veya mevzuatlar için geçerlidir. Kurumumuz, sektörel düzenleyicilerin veya yasama işlemlerinin yol açtığı kısıtlamalardan kaçınma hususuna özellikle önem vermiştir. Sizin de hızlı kanun yapmaya ve endüstri dönüşümlerine ilişkin olarak benzer zorluklarla karşılaştığınıza inanıyorum, ayrıca bir kez yerleştikten sonra kurumları değiştirmenin ne kadar zor olduğunu hepimiz biliyoruz. İşte bu nedenle refah azaltıcı kanunlara ve düzenlemelere kilitlenmekten kaçınmak amacıyla proaktif olmak ve savunuculuğa odaklanmak, kurumlarımızın etkinliği açısından son derece önemlidir.
Bu eşsiz toplantının üyelerinin ve etkisinin artmasına ve aramıza daha sonra katılacaklar için bir ışık görevi yapmasına yönelik dileklerimi dile getirmek istiyorum. Kurumlarımız olgunlaşsa da kurumların evrimi ve kurumsal yenilik her zaman birer tartışma konusu olarak kalacaktır. Atılgan, genç, öğrenmeye ve ilerlemeye her zaman istekli olmak önemlidir. Etkinlik arayışımızda panel konuşmacılarımızın ve katılımcılarımızın bize dersler, çözümler ve yeni fikirler sunmasını, kurumlarınıza rekabet politikasını, büyüme ve kalkınmanın katalizörü haline getirmek için daha arzulu ve istekli bir şekilde dönmenizi umuyorum. Bu ve benzeri çok taraflı platformlarda yapacağımız çok taraflı iş birliğinin yanı sıra iki taraflı ziyaretlerin ve etkinliklerin de artmaya devam etmesini gönülden diliyorum. Bu gibi iş birliği platformlarında deneyimlerimizi ve kapasitemizi paylaşmaktan onur duyuyoruz."
Arnavutluk, Azerbaycan, Bosna-Hersek, Gürcistan, Kosava, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Makedonya'dan temsilcilerin katılımıyla gerçekleşen toplantının ilk gününde yapılan panellerde "Genç Rekabet Kurumlarının Önündeki Uygulamaya ve Kapasite İnşasına ilişkin Zorluklar" ve "Savunuculuk Çalışmaları Nasıl Yürütülmeli ve Farkındalık Nasıl Artırılmalı?" konuları tartışıldı.
AA