İSTANBUL (AA) - HİKMET ORÇUN ÜRESİNLER - İstanbul'da yaşayan ve yaklaşık 50 yıldır aynı matbaada, dededen toruna 4 patronla çalışan Cemalettin Haznedar (64), ömrünün sonuna kadar burada çalışmayı düşünüyor.
Dört çocuklu Haznedar ailesinin 3. çocuğu olarak 1953'te dünyaya gelen Cemalettin Haznedar, Makedonya'dan Türkiye'ye henüz 3 yaşındayken göç etti. Ortaokul 2. sınıftan sonra okumayı istemeyen Haznedar, berber ağabeyi Remzi Haznedar'ın teklifi üzerine Hadımköy'deki matbaada çalışmaya başladı. Henüz çocuk yaşta başladığı ve artık yarım asra dayanan mesaisine aynı iş yerinde dededen toruna 4 patronla çalışmayı sığdıran Haznedar, 5. nesli de görmeyi istiyor.
Cemalettin Haznedar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, biri kız biri erkek iki çocuğunu okuttuğunu ve kendisi gibi matbaacı olan oğlu Sait Haznedar ile aynı iş yerinde çalışmaya devam ettiklerini belirterek, oğlunun burada çalışmayı sürdürmesini ve iş yeri sahibi aileyi bırakmamasını istediğini vurguladı.
Yoğun çalışma hayatının aile yaşantısını da etkilediğini belirten Haznedar, "Eşime, 'bir daha dünyaya gelsen, matbaacı olarak beni alır mısın?' diye sorsam, kesinlikle almayacağını söyler. Ben işimi en iyi şekilde yapabilmek için ailemden çok burada zaman geçirdim." dedi.
Eski teknolojinin kullanıldığı zamanlarda çalışmayı çok sevdiğini, şimdiki teknoloji ile fazla iş üretmelerine rağmen keyifle çalışamadığını belirten Haznedar, şunları anlattı:
"Eskiden günde 10 parça iş basabilirdik ve çok büyük keyifle çalışırdık. O zamanki dostluklar gibi yaptığımız iş de çok keyif verirdi. Şimdi 30 parça iş basıyoruz, üretimimiz arttı ama hiç zevk alamıyorum. Elimiz, yüzümüz boya içinde kalırdı ama yine de çok severdik. Matbaaların kendine has bir kokusu vardır. Bu kokuyu uzun süre alamayınca özlüyorum. Mesela buranın sesi size çok yüksek gelebilir ama bizim için adeta şarkı gibi. Bu ses susarsa iş olmaz, bu da kayıp demektir. Ses her zaman olsun ki ekmek kazanalım."
- "Ben işten korkmam, iş benden korksun"
Haznedar, "Burada artık bir aile olduk, ben kendi ailemden çok burada zaman geçiriyorum. Hatta günde 2-3 saat uyuyup tekrar işe geldiğim çok zaman oldu. Bu işinizi önemsediğinizi ve ekmek yediğiniz yere karşı sorumluluğunuzun olduğunu gösterir. Her zaman demişimdir; ben işten korkmam, iş benden korksun" şeklinde konuştu.
Aynı yerde uzun yıllar çalışmanın aslında zor olmadığını belirten Haznedar, bir iş yerinde 50 sene çalışmak için önce huzurlu olması gerektiğinin altını çizdi.
Cemalettin Haznedar, "İş yerine gelirken adeta koşarak gelmelisiniz. İşinizi önemser ve sahiplenirseniz hem zevk alırsınız hem de başarılı olursunuz. Ben kendi çocuklarıma da, çalışmaya geldikleri andan itibaren o iş yeri kendilerine aitmiş gibi davranmalarını öğütlüyorum." dedi.
Paragöz olmanın bir fayda sağlamayacağını, şimdi az gibi görünen kazançların gün geçtikçe değer kazanacağını, kanaatkar olmanın önemini vurgulayan Haznedar, çocuklarını da bu prensiple büyütmeye çalıştığını aktardı.
- "Dışarıdan birçok teklif aldım"
Cemalettin Haznedar, kendisine gelen tekliflerin tamamını elinin tersiyle çevirdiğini, içlerinde çok cazip olanlarının bulunduğunu dile getirerek, ekmek yediği yere asla ihanet etmeyeceğini, burada çalışmaktan ve bu aileden çok memnun olduğunu söyledi. Tüm matbaanın sorumluluğunu almanın kolay iş olmadığını belirten Haznedar, "Beni bağrına basan bu iş yerine karşı her şeyden önce bir gönül borcum var. Bu yüzden de teklifler ne kadar cazip olursa olsun gitmeyi hiç düşünmedim. Sorumluluğumun bilincindeyim, bundan sonra da her zamanki özverimle çalışmaya devam edeceğim." ifadelerini kullandı.
Haznedar'ın 49 yıllık mesai arkadaşı Ali Kantar da tasada, kıvançta hep beraber olduklarını ifade ederek, "Cemal Usta'yı geldiğimden beri tanıyorum. İyi bir aile dostudur. Ailece beraberliğimiz o yıllardan bugüne kadar istikrarla sürdü. Bundan sonra da tıpkı bundan önceki zamanlardaki gibi huzurla çalışacağımızı düşünüyorum." dedi.
Sait Haznedar ise babasıyla gurur duyduğunu belirterek, "Babamı küçükken iş yerine gelip izlerdim. Onun işine olan aşkına hayranlıkla bakardım. Bana da aynı çatı altında çalışmak nasip oldu. Babamın verdiği 50 senelik emek gibi ben de 50 seneyi devirmek ve buradan emekli olmak istiyorum." şeklinde konuştu.
AA