Nikâh Duasındaki Güzellikler!

Prof. Dr. Ali Akpınar

İbadet, müslümanın müslümanca yaptığı her hareketin adıdır. Buna göre bir söylem yahut eylemin ibadet olması için, Müslüman olarak ve İslamî ölçülere göre yapılması gerekir. O halde her işi hayır olan Müslüman, sürekli ibadet içerisinde olandır/olmalıdır.

Hangi amel olursa olsun, bir eylem müslümandan sadır olmazsa ibadet olmaz. Yine müslümanın, İslamî ölçülere uymayan eylemleri/günahları ibadet değildir. Bu yüzden ibadet için iki temel şart kaçınılmazdır: Biri mümin olarak yapmak, ikincisi müslümanca yapmak.

İslam, müslümanın her hal ve hareketini ibadet olarak değerlendirmiştir. Bir söz yahut amelde bu iki temel şart olursa, o öylem yahut eylem ibadettir ve mümine sevap kazandırır. İslamî ölçüler içerisinde olan çalışmak da ibadettir, kulluğu zinde bir şekilde yapabilmek için helal bir sofraya oturup yemek yemek de ibadettir,  aynı amaç doğrultusunda uyku çekmek de ibadettir.

Bu meyanda İçinizdeki bekarları evlendirin ayeti ve nikah benim sünnetimdir  hadisi mucibince yapılan evlilik de ibadet dairesinin içerisindedir. Nitekim, sizden birinin eşiyle beraber olması da sadakadır/ibadettir diyen Peygamberimize, Ey Allah’ın Rasülü, bizden biri hem şehvetini teskin ettirsin, hem ibadet sevabı kazansın, böyle şey olur mu, diyenlere Peygamberimiz, sizden biri harama uçkur çözseydi, nefsini haram yolla tatmine yeltenseydi günah kazanmayacak mıydı, o halde helal yollardan bu işi yapınca neden sevap kazanmasın diye karşılı vermiştir.

Kültürümüzde Allah’ın emri ve Peygamberin kavliyle temeli atılan nikâh da bu anlamda bir ibadettir. Büyüklere, etkili ve yetkililere düşen ise bu ibadetin önündeki engelleri kaldırmak, bu ibadeti kolaylaştırmaktır. Değişik adlarda yapılan nikâh öncesi birlikteliğin çağdaşlık(!) sayıldığı, evlilik yaşının dünyevî gerekçelerle sürekli yukarıya çekildiği, erken yaşta evlenen kız yahut erkeklerin yadırgandığı; ama kız erkek ilişkilerinde günahların normal(!) görüldüğü toplumumuzda bu söylediklerimiz daha da önem kazanmaktadır.

Bu girişten sonra biz nişan-nikâh-zifaf merasimlerinde, çoğu kez anlamının farkında olmadan, sürekli okunan meşhur bir duaya dikkatleri çekmek istiyoruz. Zira bu dua, İslam’daki evliliğin gayesini tespit etmektedir. Dua mealen şöyledir:

Allahım, bu akdi/nişanı/nikah hayırlı-uğurlu ve mübarek kıl.

Allahım, iki taraf arasına ülfet, muhabbet ve istikrar nasip eyle.

Allahım, iki taraf arasına nefret, fitne ve ayrılık verme.

Allahım, bu birlikteliği Hz. Adem ile Hz. Havva, Hz. Muhammed ile Hz. Hatice, Hz. Ali ile Hz. Fatıma çifti arasındaki birliktelik gibi kıl ve bu çifti de aynı şekilde birbirlerine kaynaştır.

Allahım, bu çifte Salih evlat, helal bereketli rızık, faydalı ilim lütfet.

Rabbimiz, bizlere göz aydınlığımız olacak zürriyetler nasip et ve bizi müttakîlere önder yap!

Çok veciz ve anlamlı bu duada öncelikle şunlar dikkatimizi çekmektedir:

Yüce Allah’tan bereket, ülfet, muhabbet, istikrar istiyor, her türlü şerlerden O’na sığınıyoruz. Tabiî ki bu isteklerimizde samimi olduğumuzu göstermek için, yapılması gerekenleri de yapmak zorundayız. Cinci, sihir ve büyücülerin kapısından medet ummak bu dualarla çelişmek demektir. Aile yuvasının temelini günah ve işret âlemleriyle atmak da öyle. Kurulan aile yuvasında zuhur edecek problemlerin çözümünde İslam’ı hakem kabul etmemek de öyle.

Duada, insanlığın tarihine geçmiş üç çift örneği hatırlıyor ve onlar gibi olmayı istiyoruz Rabbimizden. Bunlar insanlığın atası, son peygamber ve onun kızı ile damadı. Her üç çift de kadını ve erkeği ile hepimiz için en güzel örnek. Buna göre erkeklerimiz ne kadar Hz. Âdem, Hz. Muhammed ve Hz. Ali’yi tanıyor ve onlara benziyor? Kadınlarımız ne kadar Hz. Havva, Hz. Hatice ve Hz. Fatıma’yı tanıyor ve onlara benziyor?

Bundan sonra Yüce Rabbimizden Salih evlat istiyoruz. Elbette bu üç çifti kendilerine örnek alan ve onların yoluna olan ailelere Yüce Rabbimiz Salih evlatlar nasip edecektir. Hem de Allah’ın seçkin kullarına örnek ve önder olacak Salihler.

Unutmayalım ki kavlî dualar, fiilî dualarla desteklenirse anlam kazanacak ve makbul dualar içerisine girecektir. Dili ile bu güzel cümleleri tekrarladığı yahut bu dualara âmin dediği halde, bu güzelliklerin farkında olmayan yahut bunlara müstehak olmayanlar ise layık oldukları hal ve nesillerle baş başa kalmaya devam edecektir.

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.