MÜJDELER… MÜJDELER… MÜJDELER…

Arif Köse /ey kavmim

Öyle kötü zamanlardan geçiyoruz ki, insan artık iyi haber almaya, gülmeye muhtaç hale geliyor. Psikoloji ve moral dediğimiz kavramların ne kadar önemli olduğu herkes tarafından biliniyor. Bu sebeptendir ki bu yazımızda yine İslami kaynaklı güzel haberler vermek istedim.

İşte uyguladığımız takdirde dünya ve ahirette bizi rahata, güzelliklere kavuşturacak müjdeler:

“Kim takvaya sarılırsa, Allah ona bir çıkış yolu açar. Onu beklemediği-ummadığı yerden rızıklandırır. Kim Allah'a tevekkül ederse, O kendisine yeter.” (Talak Suresi, 2-3. Ayetler Meali)

Yani bir sıkıntımız, hastalığımız, borcumuz, derdimiz vs. varsa, günahlardan

sakındığımız takdirde Allah bizim sıkıntımızı giderecek ve bize nimetler, rızıklar verecektir. Borcun mu var kardeşim? Önünde koskocaman bir faizle para çekmek ihtimali var ya, sen takvaya sarıl, bu günaha girme, kaçabildiğin kadar günahlardan kaç, Allah sana hesap etmediğin, ummadığın yerden bir çıkış, yardım gönderecek.

-"Sadaka 70 çeşit belayı önler. Bunların en hafifi cüzzam ve barastır." (Hadis - Hatib)

İşte önleyici tedavi. Birilerine sadaka vereceksiniz ve gelmesi muhtemel hastalıklara karşı korunmuş olacaksınız. Bundan daha güzel müjde mi var şu coronalı günlerde?

-"Hastalarınızı sadakayla tedavi edin." (Hadis Beyhaki)

-“Rızkının çoğalmasını ve ömrünün uzamasını isteyen kimse, sıla-ı rahim yapsın (akrabâsını kollayıp gözetsin)” (Buhari, Müslim, Ebu Davud)

Hepimiz o rızık yani dünya nimetleri peşinde koşturmuyor muyuz? Sabahtan akşama kadar hatta akşamları bile daha daha kazanabilmek için mücadele vermiyor muyuz? İşte size yolu: Akraba ziyareti ve akrabalarla ilgilenmek. Yani siz amcanızı, halanızı, dayınızı vb. ziyaret edeceksiniz ve Allah sizin rızkınızı genişletecek.

Haydi o halde, işimizin, kazancımızın artması için ziyareti bıraktığımız hatta terkettiğimiz akrabalarımızla ziyaretleşmeye. Söyleyen Peygamber, ben değilim.

-“Dürüst ve güvenilir tüccar,  peygamberler, sıddıklar ve şehitlerle beraberdir” (Hadis - Tirmizi)

Müjdenin güzelliğine bakar mısınız? Doğru ve dürüst bir şekilde ticaret yapacaksınız ve hesap gününde peygamberlerle, şehitlerle birlikte haşrolup cennete beraber gireceksiniz. Dürüst, doğru ticaret yapmak çok mu zor? Karşılığındaki müjdeye bakılınca hiç te zor gelmiyor insana.

-“Sizden hayra ve iyiliğe davet eden, iyiliği emredip kötülüklere engel olan bir toplum oluşsun. İşte kurtuluşa erenler de onlardır” (Al-i İmran Suresi, 104. Ayet Meali)

Zaten hiçbirimiz tek başımıza yaşamıyoruz, hepimiz sosyal bir çevrenin içerisindeyiz. Ailemiz, iş çevremiz, arkadaşlarımız, eş ve çocuklarımız var. Allah işte bu doğal çevremiz içerisinde bizden insanları iyiliğe ve güzelliğe, doğruya çağırmamızı, şer kötü çirkin işlerden ise men etmemizi istiyor. Bunun karşılığında ise en büyük kurtuluşu vaad ediyor bize: “İşte kurtuluşa erenler de onlardır”. Zaten bu dünyadaki imtihanımızdan maksat, o kurtuluşa ermek değil midir? O halde ne duruyoruz ki?

-"Kim istiğfarda bulunursa Allah onun her türlü sıkıntısına çıkış yolu gösterir, onu her türlü dert ve endişeden feraha eriştirir ve onu hiç ummadığı yerden rızıklandırır." (Hadis - Ebu Davud, İbn-i Mace)

-“Günahınız çok olup göklere ulaşsa, tevbe edince, Allah tevbenizi kabul eder.”

(Hadis - İbn-i Mace)

Sıkıntılarımızdan, dert ve endişelerimizden kurtulacağız, bunun yanısıra hem bu kurtuluşla hem de başka nimetlerle rızıklandırılacağız.

Neyin karşılığında? Yük mü taşıyacağız? Hayır. Para mı vereceğiz? Hayır. Bir yere mi gideceğiz? Hayır. Elimize silah alıp savaşa mı katılacağız? Hayır. Sadece ve sadece tövbe edeceğiz. Biz işlediğimiz günahlara tövbe edeceğiz ve sıkıntılarımızdan kurtulacağız, dert ve endişeden emin olacağız, rızıklanacağız hem de hiç beklemediğimiz yerlerden. Daha nasıl bir müjde ister ki insanoğlu.

-"Ümmetimin hepsi affa mazhar olacaktır, günahı alenî işleyenler hariç. Kişinin geceleyin işlediği kötü bir ameli Allah örtmüştür. Ama, sabah olunca o: 'Ey falan, bu gece ben şu şu işleri yaptım!' der. Böylece o, geceleyin Allah kendini örtmüş olduğu halde, sabahleyin, üzerindeki Allah'ın örtüsünü açar. İşte bu, günahı alenî işlemenin bir çeşididir." (Hadis - Buhari, Müslim)

Allah en büyüktür. Ümmetimin hepsi affedilecektir diyor Allah’ın elçisi. Tek istisnası günahı açıktan, insanların gözü önünde işlemeyeceğiz ve gizli olan günahımızı daha sonra insanlara duyurmayacağız. Bu nasıl bir müjdedir. E günahı açıktan işlememek ve gizli olan günahımızı duyurmamak kalıyor bize. Bu da zor olmasa gerek.

-“Kim dünyaya çok önem verirse Allah onun işini dağıtır (zorlaştırır). İki gözünün arasına fakirliği (aç gözlülüğü) koyar. (Halbuki) DÜNYADAN ONA ULAŞACAK OLAN, KENDİSİ İÇİN YAZILANDAN BAŞKASI OLAMAZ.

Kimin de niyeti ahiret ise Allah onun işini kolaylaştırır. Onun kalbine zenginliği koyar. Ona dünyadan da ihtiyaç duyduğu şey ulaşır” (Hadis - İbn Mace, Tirmizi)

Niyetimize ahireti almak çok mu zor? Hiç de değil. Ölümü, hesabı, cennet-cehennemi, Allah’ı düşünerek yaşamak çok mu zor? Aslında hiç zor değil. Bunun karşılığında dünyadan ihtiyaç duyduğumuz şeye ulaşma müjdesi veriliyor. Neye ihtiyacımız yok ki? Paraya, şifaya, eve, arabaya, huzura, mutluluğa, bir kurtuluşa… ihtiyacımız yok mu? El bette var. O halde yapmamız gereken basit şey neymiş? Niyetimize ahireti alarak yaşamak. Daha fazla söze gerek yok. Devam edelim:

-"Bir kimse sırf Allah rızası için bir yetimin başını okşarsa, elinin dokunduğu her saç teline karşılık ona sevap vardır" (Hadis - Ahmed ibn-i Hanbel)

Böyle bir müjde kolay kolay bulunmaz. Bir yetimi Allah rızası için seveceksiniz ve onun başını okşadığınız zaman her saç teline bir sevap kazanacaksınız. Mizan dediğimiz şey, sevaplar ve günahların tartılması değil midir? O halde, yetim mi yok etrafımızda? Sevap isteyene müjde geldi işte.

-"Kim, (mümin) kardeşinin bir ihtiyacını giderirse Allah da onun bir ihtiyacını giderir. Kim müslümanı bir sıkıntıdan kurtarırsa, bu sebeple Allah da onu kıyamet günü sıkıntılarının birinden kurtarır." (Hadis - Buhari, Müslim)

Farz edin ki bir hastalığınız var ve tedavisi çok zor veya zor ve riskli bir ameliyata bağlı iyileşmeniz. Aynı zamanda bir de tanıdığınız var ki misalen 50 TL ile çözülebilecek bir sıkıntısı, ihtiyacı var. Peygamberimizin dediğine göre siz onun 50 lira ile ihtiyacını giderdiğiniz de Allah ta sizin ihtiyacınızı, sıkıntınızı gideriyor. Nasıl bir ticaret ama?

İşte dinimiz böyledir ey kavmim.

Kolaylıklar içerisindeyiz. Aslında bu tür müjdeli haberler o kadar çok ki, yazsak buraya bir yazıda sığdıramayız ama belki haftaya devam edebiliriz böyle müjdeli hadisleri, ayetleri aktarmaya.

Yeter ki biz o derdin dertlisi olalım.

Yorum Yap
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.