Kurumsal Görüşler…

yazar-28

Genelkurmay Başkanlığı Basın Açıklaması

TARIH : 01 MART 2007     NO: BA- 03 /07

Sayın Genelkurmay Başkanı’nın ABD ziyareti esnasında 16 Şubat 2007 tarihinde yaptığı basın toplantısında dile getirdiği hususların "Kişisel Görüşleri" olduğu seklinde bazı basın-yayın organlarında haber ve yazılara yer verildiği görülmüştür.

Sayın Genelkurmay Başkanı’nın söz konusu basın toplantısında ifade ettiği görüşler, tabii olarak kişisel olmayıp Türk Silahlı Kuvvetlerinin kurumsal görüsüdür.

Kamuoyuna saygı ile duyurulur.

http://www.tsk.mil.tr/bashalk/basac/2007/a03.htm

Eskilerin bir tabiri vardır. Söylemekten söz uzar artar emek, söyleyenden dinleyen arif gerek. Tabii dinleyen arif olunca laf uzamaz maksat hâsıl olur. Ama dinleyen dinlememekte direnirse o zamanda söyleyene anlatmak için gayret düşer.

Diğer taraftan AB'ye taviz olmak üzere, limanları açalım diyerek ortalığı toz duman eden iktidar, konu tartışılır ve başı ağrır hale gelince önce bu konuşma arasında geçen bir ifadeydi dedi sonra da konu yazılı hale gelince tabiî ki devleti oluşturan kurumlara haber verilecekti dedi. Kendini bile inandıramadığı bu sözlerin dozunu giderek arttırmayı ve ortamı germeyi yeni bir politika olarak oluşturmaya başladı anlaşılan.

İktidar sürekli kılıçları çekerek işi götüremeyeceğini bildiğinden taşeron kullanıyor. Hem de öyle biri ki inanmak hatta anlamak mümkün değil. Hepiniz biliyorsunuz. Kenan Evren Başbakanın sıkışıp ne yapacağını bilemediği anda sahne alıp gündemi değiştiriyor. Türkiye eyalet sistemine geçmelidir. Anlaşılan our boyslar, dear Tayyip’e destekte kusur etmiyorlar. Başbakan ortada yok. Rahat bir nefes alıyor. Bütün gazetelerde Kenan Evren. Genelkurmayı susturmak için bundan iyi bir silah olabilir mi? Ormanı kesen baltanın sapı ormandan ise ne yapacaksın.

Şimdi TİKKO’nun geçmişi unutup bir yürüyüş organize etme ve “Hepimiz Evren’iz!” deme zamanıdır. Nerede STK’lar. Hani nerede o “Hepimiz Ermeni’yiz!” diyenler. Bir konuda başarılı oldular, Ermenistan’da çifte vatandaşlık kabul edildi. Şimdi hepsi Ermeni olabilir ve gerçek kimliklerine dönerler. Osmanlının eyalet sistemini savunanlar yeniden gündemde. Tabii Ermenistan, hatta güneyde Kürdistan da kanatlarımız altına alınıp gereken yapılabilir, eyalet sistemine geçilir. Petrol yasasıyla ilk hamle yapılmıştı ama hala devleti savunanlar var, yasa geri dönmüştü. Şimdi ikinci hamleyi yapma zamanıdır.

Kenan Evren iş başına geçtikten sonra şimdiki lafları pek etmedi. 29 Ekim 1984'te bugünün "eyaletçi Evren'i" bakın ne diyordu: "Ancak, üzülerek belirtmek isterim ki; büyük fedakârlıklarla gerçekleştirdiğimiz ve çağdaş milletler arasında onurlu bir yere sahip olmamızı sağlayan bugünkü demokratik parlamenter Cumhuriyetimizi, zaman zaman yozlaştıranlar, tehlikeye sürükleyenler, aramızdan çıkmıştır." Anlaşılan değişerek gelişmek sadece Başbakana has bir meziyet değilmiş.

Son zamanda yayınlanan haritalarla kızışan savaşta meğerse bizim içimizden de bir harita varmış. Üstelik harita çizicilerden daha da radikal daha da tarihi. O zaman Konya’nın payına Niğde, Eskişehir, Afyon ve Kütahya düşüyor. Paris anlaşmasıyla evliyeyi siteyi hatırlatan bu iş cehalet değil ise ne olduğunu söylemeye dilim varmıyor.

DTP’li Baydemir’in bile dillendiremediği, söylemleriyle ve tavrıyla ifade etmeye çabaladığı, petrol kanunu çıkarılırken herkes kendi coğrafyasındaki ekonomik kaynaklardan faydalansın gibi ucuz laflar ettiği günümüzde, “Asmayalım da besleyelim mi?” diyerek tarihe geçen Evren anlaşılan eyaletçi olarak da tarihte yerini almak ve Nü tablolarından sonra Sevre dönüş tablosunu da sisteme sunmak istiyor.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.