Kristof Kolomb ve Din

Doç. Dr. Murat Kayacan

Amerika kıtasına en az dört bin yıl önce Mısır ve Fenikeli denizciler tarafından ayak basılmış olsa da[1] ilk akla gelen onlar değil, Kristof Kolomb’tur (1451-1506). 1492-1502 yılları arasında Kolomb’un yaptığı dört keşif seferi, onu dünyanın en büyük sokyıkırımını hazırlayan oluşumların baş mimarı haline getirmiştir. Kuzey ve Güney Amerika’nın yaklaşık elli milyonluk nüfusu, akıl almaz barbarlıklar nedeniyle yarım yüzyılda 4-5 milyona inmiştir.[2] Bu yazıda ele alınacak konu Kolomb’un kâşif ya da sömürgeci olup olmadığından ziyade dinle özelde Hristiyanlığın Katolik[3] yorumuyla ve misyonerlikle ilişkisidir. Amaç, kâşif olarak bilinen Kolomb’un farklı bir yönüne dikkat çekmektir.

Üç gemi ve doksan kişilik mürettebatla ilk Amerika seferine çıkan Kolomb, uğradığı her yerde altın ve baharat aramış ve 1493 Mart ortalarında ilk seferini tamamlayıp İspanya’ya geri dönmüştür. Bu seferin ayrıntıları, Bartolomé las Casas[4] (1474-1566) adlı din adamının elinden çıkma özetten takip edilebilmektedir.[5] Kolomb’un ikinci yolculuğuna dair seyir defteri de özet de kayıtlarda mevcut değildir. Elde olan sadece Kolomb’a ait bir mektuptur. Üçüncü ve dördüncü  yolculuklara dair bilgiler, Kolomb’un kendi yazdıkları ya da yazdırdıklarında mevcuttur.[6]

Kolomb’a göre tek tanrıya inanan[7] ve kötülük nedir bilmeyen yerliler[8] (ona göre Hintliler) kolayca Katolik olabilir.[9] Onun, Hristiyan değil de Katolik olabileceklerini söylemesi, İspanya kral ve kraliçesinin (II. Ferdinand ve I. İsabella) Katolik olmasıyla ilişkilidir. Kolomb; yerliler gibi büyük toplulukların Hristiyanlaştırılması, kiliseye kazandırılmaları, Baba-Oğul-Ruhü’l-Kudüs’e inanmak istemeyenlerin yok edilmeleri konusunda Hz. İsa’nın, kral ve kraliçeye yardım etmesini ummaktadır.[10] Yani Hz. İsa, Hristiyanlara göre çarmıha gerilmiş olsa da onun tasarrufları devam etmektedir. Kolomb üçüncü yolculuğunda şöyle demektedir: “Hz. İsa efendimiz şu içinde bulunduğum bölgeden çıkabilmem için bana uygun rüzgâr ve güzel hava lütfederse güney yolunu bırakıp hiç geri dönmeden az önce sözünü ettiğim çizgiye kavuşmak üzere batıya dümen kıracaktım. (…) Sekiz gün sonra Hz. İsa efendimiz güzel bir doğu rüzgârı gönderdi.”[11]

Hz. İsa’nın çok yardım ettiğini ve İspanya’yı çok yücelttiğini düşünen Kolomb, Hz. İsa’nın adının daha da yaygınlaşmasıyla Hristiyanlığın büyük bir onur ve doyum kazandığını ifade etmektedir. İspanya kralının gemilerinin yanaştığı bütün bölgelerde, bütün deniz burunlarına haç diken Kolomb, karşılaştığı herkese İspanya kralının kim olduğunu öğretir ve kralın İspanya’da yaşadığını söyler. Kutsal gördüğü dini ve kilisesiyle (Katolik) ilgili bildiklerini yerlilere öğretir. Gittiği her yerde İspanya Devleti’ni, Hristiyanların soyluluğunu ve teslis inançlarını temsil etmeye çalışır. Bu yolculuklarını engellemeye çalışanların da ıslah olması için Tanrı’ya dua eder.[12]

Kolomb’a göre yerlilerin Hristiyanlaştırılması, İspanyollara büyük zenginlikler getirecektir; çünkü Amerika kıtasında bol miktarda altın vardır.[13] Belirli bir dini olmayan yerlilere, İspanyol kralı bir kent ya da kale yaptırırsa hepsi Hristiyan olacaktır.[14]

Kolomb, sofuluğundan dolayı normalde Pazar günleri bulunduğu limandan ayrılmayan bir denizcidir.[15] Bir deniz yolculuğunda yanaştığı bir limana, göze çarpacak büyüklükte bir haç diktiren Kolomb’un amacı; bütün oraların İspanya kralının öz malı olduğunu belirtmek, Hz. İsa’ya gönül borcunu ödemek ve Hristiyanlığı yüceltmektir.[16] Yerlileri dünyanın en iyi, en barışçıl insanları gören Kolomb, “Umuyorum ki yüce efendimiz (kral), Tanrı’nın da yardımıyla bunların hepsini vaftiz edecekler, kendilerine kul yapacaklardır.” demektedir.[17] Bir duası da şöyledir: “Bütün nimetleri elinde tutan Tanrım inşallah yardımını esirgemez de kendi hizmetine kullanılacak şeyleri bağışlar bana.”[18]

Birinci yolculuğunda 25 Aralık günü gemisi karaya oturan ne yapsa da gemiyi kurtaramayan Kolomb, bir yerli kabilesinin reisinin ona yardım etmesi ve oradaki diğer Hristiyanlara altın hediye etmesi ile keyiflenir. Bunun üzerine Hz. İsa’nın o “oraya yerleşsin diye” gemisini batırdığını düşünür[19] ve 6 Ocak Pazar günü şöyle der: “Gemimi tam burada yitirmiş olmam Tanrı’nın bir lütfu. Çünkü adada yerleşmeye elverişli en iyi yer, üstelik altın yataklarına en yakın yer burası.”[20] Yani ona göre kötü görünen bir şey, gerçekte iyi olabilmektedir.

Kolomb’a göre kralın Tanrı’ya şükretmesi gerekir; çünkü Tanrı, bütün işlerinde hiçbir yardımı esirgememiştir. Elde edilen ve edilecek ne varsa Tanrı’dandır.[21] Kendisi de Tanrı’ya şükretmekte ve hastalanan adamlarını Tanrı’nın hızla sağlığa kavuşturacağına inanmaktadır.[22] Amerika’da yerlilerin söz ettiği yamyamlardan kadın ya da erkek olsun yakalamaya çalışan Kolomb, onları bu kötü alışkanlıktan kurtarmak arzusuyla Kastilya’ya[23] götürmeyi orada dillerini öğretmeyi ve onların vaftiz edilmelerini sağlamayı ve bu sayede de ahiretlerini kurtarmayı hedefler.[24] Ayrıca bu sağlam yapılı, boylu poslu ve zeki yamyamlardan çok iyi köle olacağı düşüncesindedir.[25]

Yaşadığı tüm zorluklara rağmen, Kolomb’un istediği sonuca ulaşacağına dair güveni tamdır; çünkü Tanrı’nın sözünden başkası geçicidir. O’nun buyurduğu her şey ister istemez gerçekleşecektir.[26] O, her zaman inananların yardımına koşar.[27]

Dördüncü yolculuğunda korkunç bir fırtınaya yakalanan Kolomb ve mürettebatının tek umudu çabucak ölmektir. Günlerden 12 Eylül’dür ve fırtına seksen sekiz gün sürmüştür. Adamları hastadır ve korkudan yılgınlık içindedir. Çoğu kendisini bütünüyle dine adamış, neredeyse hepsi hac vb. ibaretlere söz vermiş ve birbirlerine günah çıkarmışlardır.[28]

Dördüncü ve son seferinin ardından Kolomb’un sonu “krallar gibi muamele görmek” olmaz. Tutuklanır, zincire vurulur, iki kardeşiyle birlikte gemiye kapatılır, en çirkin aşağılamalara maruz kalır. Elinde ne varsa alınır, satılır. Tek bir meteliği kalmaz. Hâlbuki bu deniz seferine şan şöhret kazanmak için çıkmamıştır. Bu durum karşısında 7 Temmuz 1503 günü Jamaika Adası’nda yazdıkları şöyledir: “Boyun büküp yalvarıyoruz yüce efendimize, Tanrı’nın izniyle kurtulup oraya (İspanya) gelebilirsem Roma’ya ve benzeri hac yerlerine gitmeme yardımcı olsunlar lütfen. İsa, Meryem ve Kutsal Ruh günlerinizi uzun, gücünüzü sürekli kılsın.”[29]

Görüldüğü gibi Kolomb’un Hindistan’a gittiğini sanarak Amerika kıtasına gitmesi, salt altın ve baharat elde etme amacıyla sınırlı değildir. O, aynı zamanda yerlileri Hristiyanlıştırma hedefini de gütmüş tebliğci bir Hristiyan’dır.

[1] Kristof Kolomb, Seyir Defteri, çev. Sait Maden (İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2015), ix.

[2] Kolomb, Seyir Defteri, viii.

[3] Katolikler, Roma Katolik Kilisesi mensubudur ve Hristiyan dünyasının en yaygın mezhebi olan Katolikliğin, İsa'nın ilk havarilerinden Petrus tarafından kurulduğunu ileri sürerler bk. Vikipedi, “Katolik” (Erişim 18 Eylül 2020).

[4] Bartolomé las Casas, Kolomb’un ikinci seferine katılmış tarihçi, papaz ve uluslararası hukuk ve insan hakları normlarının ilk savunucularındandır. Köleciliğe karşı çıkan Avrupalılardandır bk. Vikipedi, “Bartolomé de las Casas” (Erişim 18 Eylül 2020).

[5] Söz konusu din adamının Kızılderililer Nasıl Yok Edildi? adlı bir kitabı da vardır bk. Kolomb, Seyir Defteri, xi.

[6] Kolomb, Seyir Defteri, xii.

[7] Kolomb, Seyir Defteri, 57.

[8] Kolomb, Seyir Defteri, 55.

[9] Kolomb, Seyir Defteri, 31.

[10] Kolomb, Seyir Defteri, 55.

[11] Kolomb, Seyir Defteri, 199.

[12] Kolomb, Seyir Defteri, 216.

[13] Kolomb, Seyir Defteri, 57.

[14] Kolomb, Seyir Defteri, 75.

[15] Kolomb, Seyir Defteri, 110.

[16] Kolomb, Seyir Defteri, 90-91.

[17] Kolomb, Seyir Defteri, 96-97.

[18] Kolomb, Seyir Defteri, 112.

[19] Kolomb, Seyir Defteri, 120.

[20] Kolomb, Seyir Defteri, 132.

[21] Kolomb, Seyir Defteri, 174, 175.

[22] Kolomb, Seyir Defteri, 176.

[23] Kastilya, İspanya'da tarihi bir bölgedir ve “kaleler ülkesi” anlamına gelmektedir bk. Vikipedi, “Kastilya” (Erişim 18 Eylül 2020).

[24] Kolomb, Seyir Defteri, 180.

[25] Kolomb, Seyir Defteri, 182.

[26] Kolomb, Seyir Defteri, 196.

[27] Kolomb, Seyir Defteri, 228.

[28] Kolomb, Seyir Defteri, 222, 223.

[29] Kolomb, Seyir Defteri, 240, 241, 242.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.