ANKARA (AA) - KPSS sorularının sızdırılmasına ilişkin 54'ü tutuklu 230 kişi hakkında "Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) kurucusu, yöneticisi ve üyesi olmak, resmi belgede sahtecilik, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık" suçlarından açılan davada savunmasını yapan tutuklu sanıklar suçlamaları reddetti.
Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmanın üçüncü celsesi sona erdi.
Sanık Gazi Ayhan savunmasında, "ölçme-değerlendirme bilirkişilerinin kanaatlerinin gerçeği yansıtmadığını" öne sürerek, "Bilirkişiler, kendi öğrencilerine anlattıkları bilimsel hakikatleri, bu dosyada gizleme gereği duymuş. Dolayısıyla aleyhime kanaat belirtmişlerdir." savunmasını yaptı.
İptal edilen sınavda 117, tekrar eden sınavda 91 doğru yaptığını bildiren Ayhan, "117 doğrudan 91'e düşmemin en önemli nedeni, o dönemde askerde olmam, izin alıp Erzurum'da sınava girmemdir." dedi.
Standart sapma hesaplamalarına göre, 117 netten 91'e düşülmesinin normal olduğunu iddia eden Ayhan, 2007'de mezun olduktan sonra girdiği 7 sınavın 6'sında başarılı olduğunu söyledi.
Devlete 2009 KPSS ile sözleşmeli öğretmen olarak atandığını anlatan Ayhan, tahliyesini ve beraatını istedi.
Sanık Özkan Özden, suçlamaları kabul etmediğini kaydetti. Suçlamalara dayanak yapılan raporların subjektif değerlendirmeler içerdiğini savunan Özden, iki sınavda da yüzde 1'lik dilime girerek, "aynı başarıyı" elde ettiğini söyledi ve ikinci sınavdan aldığı puanla atandığını belirtti.
KPSS eğitim bilimleri oturumunda çıkan soruları ortaokuldan beri her sene gördüğünü söyleyen Özden, suç işlediğine dair hiçbir delil bulunmadığını öne sürdü.
- "Korkunç suçlamalar"
Sanık Ramazan Alkan da iptal edilen sınavdaki soruları tamamen kendi bilgisiyle yaptığını kaydetti. Suçlamanın "mesnetsiz" olduğunu söyleyen Alkan, şöyle devam etti:
"Silahlı terör örgütüne üye olmak gibi ağır ithamlar, korkunç suçlamalardır. 100 ve üzeri net yapanların hiçbiri akrabam değil. İptal edilen ve tekrarlanan iki sınav o kadar farklıdır ki bunları karşılaştırmak, elma ve armudu karıştırmak gibidir. Netlerinin artış ve azalışları nedeniyle kişilerin şüpheli duruma düşürülmeleri kabul edilemez. Eşim dahil hiçbir akrabam, 3 bin 227 şüpheli arasında yer almıyor. Hakkımda hiçbir somut delil yok. Mesai arkadaşlarımla yaptığım görüşmeler suçmuş gibi gösteriliyor."
Sanık Muhammed Baysal da suçlamaları kabul etmeyerek, şu savunmayı yaptı:
"Türkçe öğretmenliği mezunuyum. Bugüne kadar 3 kez KPSS'ye girdim. Bu sınavlar incelendiğinde, doğru sayılarımın ve puanlarımın arttığı görülecektir. Tekrar sınavındaki düşüşe gelince, o dönem ameliyat olmam gerekiyordu. Sınav olduktan sonra Balıkesir'de ameliyat oldum. Bir hafta kadar yatılı tedavim sürdü. Daha sonra da tedavim devam etti. Ameliyatımı sınav sonrasına göre ayarlamıştım. 17 Eylül'de sınav iptal edildi. Rahatsızlığımın devam ettiği dönemde İstanbul'a gitmek zorunda kaldım. Rahatsızlığım sınav başarımı olumsuz etkiledi."
Baysal, bazı şüphelilerle aynı yerden cep telefonu görüşme ve sinyal kayıtları alınmasına ilişkin, "HTS kayıtlarında belirtilen 9 kişi, aynı okulda çalıştığımız öğretmen arkadaşlardır. Bu, tabii olsa gerek. Ortak baz istasyonundan sinyal verme konusunda, evimde otururken dahi binlerce kişiyle aynı baz istasyonunu kullanmış olabilirim." dedi.
Baysal, sanıkların hiçbiriyle bağlantısı olmadığını söyledi.
- Sanığa uyarı
Sanık İdris Çiftçi de liseyi birinci bitirdiğini, matematik öğretmeni olduğunu anlattı. KPSS'ye 2007'de girdiğini ve genel yetenek sınavında 60 sorudan 55 doğru yaptığını ifade eden Çiftçi, 2010'daki sınavda fazladan sadece 5 doğru yaptığını belirtti.
Bazı soruları kitapçığı karalamadan yaptığını aktaran Çiftçi, soruları nasıl çözdüğünü anlattı.
Savunmasını yaparken sesini yükseltmesi üzerine Mahkeme Başkanı Musa Yeşil, Çiftçi'ye, "Açıklamanızı yapın, dinliyoruz. Bunun için sesinizi yükseltmenize gerek yok." uyarısında bulundu.
Sınavın tekrarlanacağının duyurulmasının ardından yeni sınav için önlerinde 44 gün bulunduğunu, bu sürede hazırlanmanın mümkün olmadığını iddia eden Çiftçi, şunları kaydetti:
"Tekrar edilen sınavda 99 doğru yaptım. Yani bir tane daha doğru yapsaydım, iddianameye göre yüksek başarı gösterenler arasına girecektim. 12 puanlık fark, asla kopyaya delil olamaz. Aldığım 2 bin liralık maaşımın her kuruşunu hak ettim. Kesinlikle legal ya da illegal hiçbir örgütün üyesi değilim. Bütün terör örgütlerini ve milletimizin aleyhine çalışan her türlü örgütü lanetliyorum. Eğer çalıştığım kurum nedeniyle suçlamaya maruz kalıyorsam, bu kurumlarla ilgili ne o zaman ne bugün böyle bir bilgi mevcuttu. Şüpheli kimseyle para transferim olmadı. Tahliyemi ve beraatımı talep ederim."
- "Moral ve motivasyonum bozulmuştu"
Sanık Ahmet Batuk da atılı hiçbir suçu işlemediğini savunarak, iddianamede de suç işlediğine dair hiçbir delil bulunmadığını öne sürdü.
Dosya şüphelisi hiç kimseyle para alışverişi olmadığını ve cep telefonlarının aynı baz istasyonundan sinyal vermediğini belirten Batuk, "Bilirkişi raporu sonucunda oluşan kanaatler nedeniyle tutuklandığımı düşünüyorum." diye konuştu.
Batuk, tekrarlanan sınavda net sayısındaki düşüşün sorulması üzerine iptalin ardından moral ve motivasyonunun bozulduğunu, çalışma süresinin yetersiz, çalıştığı dershanede işlerin yoğun olduğunu anlattı.
Bilirkişilerin, "tutarsız değerlendirmeleri" üzerinden suçlandığını iddia eden Batuk, "Hiçbir örgütün içerisinde olmadım. Silahlı veya silahsız hiçbir örgüte üye değilim." ifadesini kullandı.
Sanık Tahir Vanlı da fizik öğretmeni olduğunu, matematik sorularını da hep çözdüğünü ifade ederek, bunun, sayısalcı birisi için kolay olduğunu söyledi.
MASAK raporunda, iki kişiye para gönderdiğine yer verildiğini kaydeden Vanlı, bunlardan birinin çalıştığı şirketin gelir-giderine baktığını, diğerinin de kitap komisyonculuğu yaptığını ifade etti.
Vanlı, tahliyesini ve beraatını istedi.
Mahkeme, duruşmayı yarın saat 10.00'a erteledi.
AA