Konyalılık üzerine...

Adem Alemdar

Gazetemizde zaman zaman köşe yazarlarımız yazılarında, bazen de biz haberlerimizde yeri geldikçe ‘Konyalılık’ vurgusu yaparız da birileri bundan rahatsız olurlar. “Efendim, hizmet etmek için illa Konyalı olmaya gerek var mı, liyakat daha önemli değil mi?” diyerek…

Mutlaka liyakat önemli, ama sırf liyakate önem verme adına yanı başımızda yıllardır fark edilmeyi bekleyen onca yetişmiş hemşerimizi ne yapacağız? Onlara ne zaman sıra gelecek? Onların önemli makamlara gelme ehliyetlerinin olmadığını kim iddia edebilir? Veya onları bir başka şehrin fark etmesini mi bekleyeceğiz?

Öne çıkmış pek çok şehirde; o şehirdeki makamlar kendi çocukları tarafından doldurulmakla kalmaz, buldukları her fırsatta kendi evlatlarını Ankara’da da bir yerlere getirmeye gayret gösterir şehrin karar vericileri…

Biz de ise öyle zamanlar olur ki, Konyalı olmasın da kim olursa olsun mantığı görülür. Örnek isterseniz çok veririm, ama birileri kırılır. Hatta başka şehirlerden yıllar önce Konya’ya gelip yerleşmiş ve kimi makamları işgal eden dostlarımız alınır evvela. Ki onlara sorarsanız, kendilerini bir Konyalıdan daha Konyalı sayarlar. O bahsi diğerdir…

Gündemde olduğu için şöyle bir örnek verelim. Konya’ya yeni bir üniversite daha kuruluyor. Onunla birlikte üniversite sayısı 4’e çıkıyor. Belki yakın bir gelecekte Selçuk da ikiye bölünecek ve üniversite sayımız 5 olacak. Biz, bu üniversitelerin tamamının rektörünün Konyalılardan oluşmasını isteriz. Çünkü elimizde bu makamlara gelmeyi çoktan hak etmiş onlarca hemşerimiz var. Biz isteriz de istemeyenler kim peki, denirse… Bunu söyleyivermek kimsenin harcı değil, ama bir deneme yapabiliriz…

Makamda gözü olup, Konyalı olmayanlar…

Ben olamayacağıma göre oda olmasın, diyebilen çapsızlar…

Sözümüzü dinlemez, bildiğini yapar, diyen siyasetçiler…

Birlikte göründüğü halde arkadaşının kuyusunu kazan hainler…

Hepsi veya hiçbiri…

Uzun lafın kısası, demeye çalıştığımız şey basit bir hemşericilik değil, bilakis her şehirde doğal olarak olması gereken bir durumdur. Kimse rahatsız olmasın ve artık ne olur, yanımızda, oturup kalktığımız, tanıdığımız kişileri görelim en iyi yerlerde…

Gözümüzde birilerini ne büyütelim ne de olduğundan daha küçültelim. Karton kahramanlara pirim vermeyelim, ama hakkaniyeti de ihmal etmeyelim…

Son söz; lütfen, elimizde adam gibi bilgi, belge, delil olmadan sadece dedikodularla kimseyi kurban etmeyelim. Temel olarak herkesin iyi olduğunu ve iyi işler yapmaya çalıştığını düşünelim. Her şey iyi bir niyetle başlar…

-------------------------------------------------------------

 

Jurnalcilik

Konyalılık üzerine yazılar yazıp, hemşerilerimizin en iyi yerlerde hizmet etmelerini istiyoruz ya, maalesef  başka hemşerilerimiz de bizim bu gayretlerimizi boşa çıkarmak için elinden geleni ardına koymuyormuş!..

‘Falanı falan makama sakın getirmeyin, onun hakkında şöyle deniyor’, şeklindeki spot jurnal kelimemiz değişime uğramış son zamanlarda. İktidar partisinin ‘İl Başkanı’ profilini de dikkate alarak, ‘falanca adam var ya gidiyor filan yerde okey oynuyor’. ‘Feşmekan adam var ya o da tavla atıyor filanca adamla’, şeklindeymiş artık jurnaller…

Jurnaller eskiden bi aralar ‘O içmez’ denilerek yapılırdı, konjonktüre ayak uydurmuşlar demek!

Sokrates’e gelir adamın biri ve ona arkadaşının söylediği bir sözü iletmek ister. Ünlü düşünür onu dinlemeden önce;

- “Dur bakalım! Önce seni bir doğruluk süzgecinden geçireyim. Eğer sana soracağım üç sorunun birine veya hepsine doğru yanıt verirsen seni dinleyeceğim” der.

Adam Sokrates’in üç sorusunu dikkatle dinler.

- “Arkadaşım hakkında anlatacağın şey doğru mu değil mi?”

Adam: “Hayır, emin değilim, duydum sadece.”

Sokrates;

- “Arkadaşım hakkında anlatacağın şey iyi mi, kötü mü?”

Adam: “İyi değil!”

Sokrates son soruyu sorar:

- “Arkadaşım hakkında anlatacağın şeyin bana bir faydası var mı?”

Adam: “Kesinlikle yok!”

Sokrates kızar:

- “Eee, hem doğru değil, hem kötü ve hem de bana faydası olmayan bir şeyi neden dinleyeyim? Anlatma, dinlemek istemiyorum seni!” demiş…

Allah herkesin çarşısına Pazar versin…

Yorum Yap
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (6)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.