Konyalı Siyaset Adamları

yazar-54

Geçtiğimiz hafta sonunda Tarım eski Bakanımız Sayın Sami Güçlü Beyefendi ile bir söyleşi yapmak için görüşme olanağımız oldu. Memleket Gazetesi’nde bu söyleşiyi gelecek hafta okuyabileceksiniz.

Rauf Denktaş Caddesi’ndeki annesi ve kardeşinin birlikte yaşadıkları evde bizi ağırladılar. Öncelikle misafirperverliklerine teşekkür ediyorum. Söyleşimiz sonrasında kendileri Konyaspor’un maçına gideceklerdi, ama yine de biraz ayaküstü sohbet etme olanağımız oldu.

Bu söyleşimiz ve söyleşi sonrası bu kısa sohbetimiz doğrusu beni çok etkiledi. Bir kere Sami Bey’i eskiye oranla siyaseti daha fazla benimsemiş gördüm. Bize belli etmek istemediler ama biraz da galiba kırgınlar. İnsanın yaşı ne olursa olsun mutlakıyetle yaşamdan öğreneceği bir şeyler oluyor. Sami Bey bu sürede çok önemli konularda tecrübeler edinmiş. Tabii bazı şeyleri yaşamak çok önemli, tecrübe de işte o yaşamakla çok alakalı bir şey galiba.

Prof. Dr. Sami Güçlü Bey’in içi gerçekten rahat, bunu hissedebiliyorsunuz; çünkü özellikle hiçbir konuda hakkında hiçbir şaibenin olmaması ona bu rahatlatıcı hissi yaşatıyor ve tabii buna hakkı da var. Siyaset konusuna yaklaşımını ben önemsedim. Bazı konularda hata yaptığını düşünüyor gibi geldi bana. Mesela yaptığı işlerde çok fazla teknik çalışmasını, bir politikacı gibi düşünmemesini eleştiriyor. Siyasete, politikaya bakışı, konularında farklılaşma yaşayacağının izlenimini veriyor.

Siyaset yapmak tabiî ki çok zor bir iş; herkesin gönlünü hoş tutmak gerekiyor. Sonra siyasette devamlı yapılan işlerle, onun halk üzerindeki etkisinin doğru orantıda olması beklenir. Yani yaptığınız her şeyin size artı puan, bu puanın da oy getirmesi beklenir. Siyasetçinin her zaman bir bürokrat ya da para karşılığında çalışan bir profesyonel olmadığını bilmesi gerekiyor. Bunun için de yaptığınız her şeyin halka çok yüksek bir sesle anlatılması icap eder.

Ben Konyalı siyaset adamlarının bu teknik hatayı yaptıklarını görüyorum. Neticede Sami Bey de bunun farkına varmış, gerekli değişimi yaşama sürecinde olduğu gözleniyor. Bir kere hiçbir siyasetçi nereden ve nasıl geldiğini unutamaz. “İyilik yap, denize at. Balık bilmezse Halik bilir” deyimi normal şartlarda güzel bir felsefedir, ama siyasete uymaz. Siyasetin tamamen kendine özgü kuralları vardır. Siyaset cenahında rüzgârlar çok sert eser. Onun için de buralarda at koşturan insanlar medyayı es geçemezler, halkı es geçemezler. Elbette teşkilatla ve hatta en üst seviyedeki teşkilat adamları ile de ikili ilişkilerin iyi olması önemlidir ama şu unutulmamalıdır: Oy halktan, hem de en yoğun nüfusun yaşadığı en alt kesimden alınır ve halka yapılanları en güzel medya anlatır.

Toplum yapısı bir labirente benzer, en aşağısı en kalabalık bölümdür. O bölgeyi anlamak, onların dilinden konuşabilmek siyasetçiye her zaman artı puanlar kazandırır.

Tabii benim amacım hiç kimseye siyaset dersi falan vermek değil. Sadece Konya’daki siyaset adamlarımızda ve özellikle de yükselmeyi başaranlarda bu eksikliğin çok fazla olduğunu gördüğümüz için bunları yazıyorum.

Sayın Sami Güçlü de bu sınıfa dâhildi. İşte tam bu noktada beni sevindiren şey, Sami Bey’in bunları keşfetmiş olmasıdır. Bu güzel, zira bugün bakan olunur, yarın bakanlık biter ama önemli olan; ömrü olana yarınlar bitmez ve her gelen gün yeni sürprizlerle gelir. Rekabete inanmak ve devamlı rekabet edebilecek güce sahip olmak gerekir.

Bu yol tabiî ki çok zor, Başbakan’ın dediği gibi bu bir maraton koşusu. İyi olan, nefesi yeten kazanacak, bence sağlıklı bir ortamda bunların yaşanması da çok doğal. Sami Bey’de AK Parti konusunda hiçbir sapma görmedim. Üzerine basa basa bu partinin kurucularından olduğunu ifade ediyor ve doğru da yapıyor. Sami Bey yarın yine bakan olabilir ve çok iyi bir bakan olacaktır, bundan hiçbir şüphem yok. Değerler kolay yetişmezler, onun için bence değer olabileceklere yollarında destek olunmalıdır.

Burada Konyalı siyasetçilerimize bir şeyi de özellikle hatırlatmak istiyorum: Bir kere sizler eğer gerçekten ülke çapında önemli siyasetçi olmak istiyorsanız, mutlaka Ankara, İstanbul ve Konya medyası için ayrı ayrı danışmanlarla çalışmalısınız. Yaptıklarınızın medyanın her bölümünde yer alması şart. Bu bence sizin kişisel kabul edemeyeceğiniz bir konu. Siz başarılı olmalısınız, o zaman Konya kazanır, Konyalı kazanır, Türkiye kazanır. Biz kendimiz çalıp kendimiz oynarsak burada yaşananlar hiçbir zaman ülkeyi etkileyecek fikirlere dönüşemezler.

Bugün Konya’da en önemli eksiklerden bir tanesi etkin siyasetçimizin olmaması değil mi? Konyalı’nın da birbirlerini sevmesi gerekiyor, parlayanlarımıza gerekli desteği vermemiz gerekiyor.

Yahu lütfen birbirimizi sevelim, bunda ne kötülük var ki? Zaten bizi sevmeyenler var, neden bir de birbirimize düşman oluyoruz, bilmem ki?

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.