Kızdırmak hoşuma mı gidiyor?

Yücel Kemendi

Çözüm sürecinin ilk günlerinde ilgili yazılarımdan çok eleştirildim. O günlerde birçok okurum sürekli olarak AK Parti’nin bu süreçle “Türkiye’yi böleceğini” hatta satacağını söylüyorlardı.

Yazılarıma yapılan bir yorumda “hocam uyan artık sen bilmiyorsun
hükümet ile  PKK kapalı kapılar ardında özerk bölge ya da federasyon belkide bağımsız devlet konusunda anlaştılar”
diyordu,

Beni ve hükümeti o günlerde acımasızca eleştirenlere onların üslubuyla seslenmek istiyorum; Şimdi utandınız mı?

Bu sözler verilmiş olsaydı son dönemde yaşanan kriz yaşanır mıydı? Son kriz  bütün bu suçlamaların insafsız iftiralar olduğunu, hükümetin o günde yazdığım gibi, görüşmelerde hiçbir şekilde statü pazarlığına girişmediğini ortaya koymadı mı?.

Görüşmelerin başladığı ilk günlerde birçok kişide olduğu gibi benim kafamda da hükümetin PKK’yla neyi görüşebileceği-neyi görüşemeyeceği konusunda çok net çizgiler yoktu, ancak hükümet ile  PKK kapalı kapılar ardında özerk bölge ya da federasyon belkide bağımsız devlet konusunda görüşmeyeceğini biliyordum. Bugünde yanılmadığımı gördüm.

Herkesin şunu bilmesini isterim, bu süreçte Kürtlerin temel hakları sadece PKK’yla müzakere edilemeyeceğini bilmesi gerekir. Çünkü bu mesele özgür bir ortamda ve demokratik siyaset içinde Kürtlerin çoğunluğunun vereceği bir karardır. 

PKK ile görüşülecek konu mutlaka vardır, bunun başında şiddetin son bulması, Çatışmanın durması, dağdakilerin indirilmesi ve rehabilitasyonu, PKK’nın silahlı bir örgütten siyasi bir örgüte dönüştürülmesi dir.

Bugün son bilgilere göre İmralı buluşmalarında  ne temel haklar, ne de statü meselesi masada yoktur,

Müzakerelerde PKK’nın silahlı bir örgütten siyasi bir örgüte dönüştürülmesi konusu içinde kaldığını görüyoruz..

Durum böylede 6-7 Ekim’de bu süreç niye yoğun bakıma alındı diyebilirsiniz. Hatta birçok kişinin umutlarının bittiği sırada komaya giren bu süreci hükümet tavizlerle diriltmeye çalıştıkları söyleniyor ne dersinizde de diyebilirsiniz.

Durum kesinlikle denildiği gibi değildir.

Şu bilinmelidir söz  vermemek, baştan yasaklamak, kapıları kapamak sürecin yoğun bakıma alınmasıyla ilgili bir durum değildir.

Eğer hükümet, demokratik siyasetin yolunu açacağını ve sorunların bundan böyle bu platforma taşınacağını vaat ediyorsa, Kürt halkı için bu yeterlidir. Bu vaadin hemen arkasından, bazı yasakların gündeme gelmesi abesle iştigaldir ve doğru olmaz. Hükümet bunu yapıyor, tarihi incelediğimiz zamanda doğru yaptığına inancımız güçlenecektir

Yıllarca birçok konuda kırmızı çizgi den bahsettik, bunlar kesinlikle yassak gardaşım dedikte ne oldu?

Allah aşkına başımızı kumdan çıkartalım artık, eğer bu topraklarda bu iki halk birlikte yaşayacaksa, iki tarafın gönüllü birlikteliği şarttır. Bu gönüllü uzlaşının olması da İslam kardeşliği etrafında konuşmaktan geçer..

 
 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.