İSTANBUL (AA) - Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Karaciğer Nakil Merkezi hizmete açıldı.
Yeditepe Üniversitesi Hastanesinde, 3-9 Kasım Organ ve Doku Bağışı Haftası dolayısıyla organ bağışının önemine dikkati çekmek ve yeni açılan Karaciğer Nakli Merkezi'nin tanıtılması amacıyla basın toplantısı düzenlendi.
Toplantıda konuşan Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Faruk Yencilek, dünyada ve Türkiye'deki organ naklinin tarihçesini hakkında bilgi verdi.
Dünyada 1954'te ilk başarılı böbrek naklinin yapıldığını aktaran Yencilek, Türkiye'de ilk böbrek naklinin 1975'te, 1978'te de ilk kadavradan böbrek naklinin gerçekleştirildiğini söyledi.
Yencilek, ülkede organ nakli yapan çok iyi yetişmiş uzmanların olduğunu vurgulayarak, "Hastalarımıza tüm gelişmiş ülkelerde uygulanan tedavi protokollerinin aynısı uygulanıyor. Organ nakli gerekliliği olan tüm hastalarımız Yeditepe Üniversitesi Hastanesinin deneyimli ekip ve merkezinde sağlıklarına kavuşabilecek." dedi.
Organ bağışının önemine değinen Yencilek, Türkiye'de organ bağışıyla ilgili şu bilgileri verdi:
"2015 yılında Türkiye genelinde bin 969 adet beyin ölümü saptandı. Bunların 470 tanesinin yakınları, organ bağışında bulundu. 2015 yılında 3 bin 204 böbrek nakli (2 bin 534'ü canlıdan 670'i kadavradan), bin 216 karaciğer nakli (871 canlıdan, 345 kadavradan) 89 kalp, 30 akciğer, 7 pankreas, 6 ince bağırsak nakli yapıldı. 2016 Nisan ayı itibarıyla Türkiye'de organ nakli bekleyen toplam 25 bin 798 hastamız var. Bu hastalarımız için zamanında organ bulunamazsa hepsini ne yazık ki kaybedebiliriz. 22 bin 579 kişi böbrek, 2 bin 274 kişi karaciğer, 672 kişi kalp, 271 kişi pankreas, 2 kişi ince bağırsak nakli olmak için bekliyor."
- "Farkındalık artsa da organ bağışı oranları hala yetersiz"
Organ bağışının önemine dikkati çeken Yeditepe Üniversite Hastanesi Başhekim Yardımcısı Yrd. Doç.Dr. Halit Yerebakan da Türkiye'de her yıl binlerce kişinin organ nakli için sıra beklerken hayatını kaybettiğini söyledi.
"Farkındalık artsa da organ bağışı oranları hala yetersiz" diyen Yerebakan, son yıllarda organ nakli hakkında verilen eğitimler ve teşvik edici tanıtımlar, farkındalığı artırsa da hem hasta, hem de verici için cevaplanması gereken sayısız sorunun gündemdeki yerini koruduğunu kaydetti.
Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Karaciğer Nakli Merkezi Direktörü Doç. Dr. Onur Yaprak ise toplantıya katılan hastaların teşhis ve ameliyat süreci hakkında bilgi verdi.
Kadavradan nakil yapmanın önemini anlatan Yaprak, yeni açılan Karaciğer Nakil Merkezi'nde vatandaşların ücretsiz olarak organ nakli olabileceğini vurguladı.
Yaprak, hastanın nakil aşamasına kadar zorlu bir süreç geçirdiğine işaret ederek, "Son çare olarak nakil aşamasına gelen hastalarımız için uygun organın bulunması sürecinde zamanla yarışıyoruz. Nakil ihtiyacı olan hastalarımızın 2. şansı, organ bağışı yapmayı kabul eden sağlıklı bireylerin veya hayatını kaybeden birinin ailesinin elinde." diye konuştu.
- Oğuldan babaya geçen hayat
Toplantıya yakın zamanda organ bağışı ile hayata tutunan Hayri Kaçar ve Recep Şenol da katıldı. Organ bağışı ile sağlıklarına kavuşan Kaçar ve Şenol, nakil öncesi ve sonrası yaşadıklarını paylaştı.
Oğlunun böbreğiyle sağlığına kavuşan 57 yaşındaki Recep Şenol, 25 yıllık diyabet hastası olduğunu bu rahatsızlığına bağlı böbrek yetersizliği nedeniyle 2012'den itibaren diyalize girmeye başladığını anlattı.
Şenol, 2010 yılında 4 damar hastalığı nedeniyle baypas ameliyatı olduğunu aktaran Şenol, duygularını şöyle dile getirdi:
"Hastanede kadavra bekleme listesindeyken maalesef uygun organ bulunamadı. Bu noktada da 29 yaşındaki oğlum böbrek donörlüğü için gönüllü oldu. Bir tek oğlum var, önce kabul etmedim. Ancak Yeditepe Üniversitesi Hastanesine geldim. Hocalarımızın beni yönlendirmesiyle burada böbrek nakline karar verdim. Doktorlarımız tüm koşulların ameliyat için uygun olduğuna karar verdi. 20 Temmuz'da nakil oldum. Şu an sağlık durumum ve böbrek fonksiyonlarım iyi. Herkes şu an yürümeye korkuyorken ben koşuyorum. Çok çok iyiyim. Günlük 2 kilometre yürüyorum. Yiyeceğim ve içeceğime dikkat ediyorum. Şu ana kadar dışarıdan kesinlikle bir şey yiyip içmedim. Ne kadar mutlu olduğumu sözle ifade etmek çok zor. Hocalarımız sayesinde iyiyim."
Hayri Kaçar, şeker hastalığına yakalandığını, sonraki süreçte nakil için hastaneye geldiğini söyledi.
Kaçar, karaciğer nakli olduğunu ifade ederek, "Önce Allah'a, sonra da hocalara güvenerek ameliyat masasına yattım. Ameliyattan sonra şu an çok iyiyim." dedi.
Gazeteci Didem Seymen, doğuştan böbrek hastası olduğunu ve 2006 yılında kendisine kadavradan böbrek nakli yapıldığını belirtti.
Seymen, 15 yaşında diyalize girmeye başladığını ve zorlu bir süreç geçirdiğini belirterek, hastalık sürecinde yaşadıklarını anlattı.
Didem Seymen, "Nakil olmasaydım, muhtemelen hayatta olmayacaktım. Çünkü pek çok komplikasyon diyaliz tedavisi sırasında görüyorlar. Diyaliz bir tedavi yöntemi, belki bir süre idare edebiliyorsunuz. Diyaliz, umuda ve mutluluğa giden yolda, sabırla beklenen ve aşmamız gereken bir dönem. Çok duyarlı bir toplumuz ama kadavra organ bağışı maalesef yetersiz. Bizler de bu konuda çocuklarımızı bilinçlendirmeliyiz. Ben de organlarımı bağışladım." ifadelerini kullandı.
AA