İnsan mı, Sistem mi?

Derviş Argun

Arkadaşlar whatsapp üzerinden görüntülü bir mesaj attı. Mesajda, iki polis tarafından koluna girilmiş bir delikanlı ve altında, "adliyeye girerken gazetecilere 'çek abi çek, az sonra çıkacağım' dedi ve dediği gibi de oldu" yazıyordu.

Muhtemelen hırsızlıktan göz altına alınmıştı. Gerçi hırsızlık olmasa ne olur ki? Öldürücü olmayan darp, bıçaklama ya da kurşunlama da olsa durum değişmiyor. Giriyorsun ve en fazla bir saat sonra çıkıyorsun.  Sonra kaldığın yerden tekrar devam ediyorsun.  

Sonuçta birisini dövecek kadar güçlü ya da gözü kara, yahut  birisini bıçaklayacak ya da kurşunlayacak kadar vahşiysen kazanan sen oluyorsun.  

Meselenin insanda düğümlendiği kesin.  Yani "insan" olmamız lazım. İnsan olmamızı sağlayan eğitim sürecini tam ve kamil bir biçimde almamız lazım. Bunun MEB müfredatı dışında çabalar içerdiğini bilmeliyiz. Varsayalım almadık ya da alamadık ne olacak? Bugün yaşadığımız gibi vahşi olanın kazandığı, güçlü olanın ezdiği, bir dünya mı bizim nasibimize düşen. Oysa bu süreci dengeleyecek bir ceza mekanizması pekala oluşturulabilir. Darp edenin, bıçaklayanın, öldürmeye teşebbüs edenin, etkin ve caydırıcı bir cezalandırmaya uğradığı bir mekanizma kurulabilir kurulmalıdır da. Mevcut yasaların bireyin canını, malını, ırzını korumadığı koruyamadığı aşikar.

İslam Peygamberi Muhammed (as)'ın vefatının hemen akabinde zekat vermemek için kitlesel dinden çıkmalar yaşandı. Peygamberi görmüş  sahabenin tedrisinden   geçmiş kimi kabileler bile  islamı terk ettiler. Hz. Ebu Bekir tam iki yıl bu kabilelerle savaştı. Rivayetler doğru ise, Peygamberin ulaştırdığı mesaj, Mekke ve Medine dışında tüm coğrafyalarda terk edildi. Ama Peygamberin tüm çabasına rağmen islamı terk etme müptezelliğini gösteren bu kabileleri Hz. Ebu Bekir silahla yani cezayla terbiye etmiş ve asayişi sağlamıştır. Peygamber (as)'ın bile terbiye ettiği kitleler bile kimi zaman ceza ile terbiye edilmişse, bizim eğitim sistemimizin mükemmel insan yetiştiremeyeceğini söylemek için çok şey bilmeye gerek yok.  

Sonuç olarak, vurdu salındı, dövdü salındı, bıçakladı salındı haberlerini gazetelerde okumaktan, TV'lerde seyretmekten yorulduk. Milyonlarca insanı bu kriminal tiplerin merhametine bırakmak, yasalarla hadlerini bildirmemek halkı mağdur etmek demektir. Bu mağduriyetlerin çoğu zaman öldürme hatta katliamla sonuçlandığını söylemeye bile gerek yok. Bunu bile bile bu devranın dönüp gitmesine göz yummak tarifi mümkün olmayan bir vurdumduymazlıktır. 

İnsan mı, sistem mi diye sormanın bir anlamı yok. İnsanı yetiştirmek için elimizden gelen çabayı gösterirken, öte yandan caydırıcı ve esaslı bir sistemle tüm kesimlerin hukukunu korumak gerekir. Ne insana güvenelim ne sisteme dayanalım. Hem insan olalım hem sistem kuralım.

 

 

 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.