“İnce Memet”

Zeki Oğuz

Okuduğum ilk kitabıydı Yaşar Kemal’in. Gazi Lisesinin karşısındaki eski kitapçıda bulmuştum. Sonra öteki kitaplarını okudum peş peşe. Demirciler Çarşısı Cinayeti,  Ölmez Otu, Yer Demir Gök Bakır, Üç Anadolu Efsanesi, Akçasazın Ağaları, Teneke, Ağıtlar vb. Anadolu’yu anlatıyordu. Anadolu’nun insanını, toprağını, börtü böceğini. Öyle bir anlatım ki kimi yerde bir destan, kimi yerde ağıt, mani, türkü. İnce Memet’in girişini okurken bile çarpılmıştım sanki. Sonraki yıllar hikayeler yazmaya başladığımda öykündüğüm üç beş yazardan biriydi o.

Yazın dünyamızda üç Kemallerin saltanatı vardı o yıllar. Yaşar Kemal, Orhan Kemal, Kemal Tahir. İlk ikisi Çukurovayı anlatıyorlardı.

Yaşar Kemal Çukurovadan yola çıkıp bütün insanlığa maloldu. Eserleri onlarca dile çevrildi. Nobek onun usta yazarlığına bir kıstas değildi elbette ama kaç kere nobele aday gösterildi. En yakın arkdaşlarının ihanetine uğradı, bu ödülü alamadı.

Hikayelerinden, romanlarından onlarca film yapıldı, nerdeyse hepsini izledim ama hiç biri yazdıklarının yanına bile yaklaşamadı. Bu toprakların havasını, börtü böceğini, çiçeklerinin kokusunu hangi film yansıtabilir ki. Hele ki onun anlatımıyla. İnce Memet’in ilk cildinin girişini bile en babayiğit yönetmen bile beyaz perdeye aktaramaz.

Sosyal Medyada bir fotoğraf paylaştım. Taşeli platosunun batı ucunda, Geyik Dağlarının gölgesinde bir garip, ıssız  Yörük mezarlığı. Üzerine, nur içinde yat İnce Memet, diye yazdım. O ancak oralara yakışırdı, diye düşündüm.

Geçtiğimiz yıl Çukurova Kitap Fuarına gittiğimde Karacaoğlan Müzesini gezmiştim. Müze oluşturulduktan sonra, burayı Yaşar Kemal Müzesi yapalım, demişler. O koca çınar kabul etmemiş bunu. Burası ancak bir Karacaoğlan Müzesi olabilir, diye.

Sosyal medyada onunla ilgili çok güzel paylaşımlar oldu ama çok çirkef paylaşımlar da oldu. Prof. Olmuş, rektörlük payesi verilmiş bir geri zekalı: “Yaşar Kemal öldü; Ancak hayatına ait ayrıntılar içinde henüz “Allah rahmet etsin” diyeceğim bir ipucu bulamadım.” Dedi. Adam o koca çınarı yargılamaktan utanmadı.

Haddine mi düşmüş.

Yalnız bir soru sormaktan kendini alamıyor insan. “Ölüleri hayırla anın” diyen bir toplumdan, kendinden yana olmayanları yargılayan bir topluma nasıl dönüştük?..   

 

Yorum Yap
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.