MALATYA (AA) - VOLKAN KAŞİK - Malatya'da Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin aralarında dönemin 2. Ordu Komutanı Adem Huduti'nin de bulunduğu 76 kişinin yargılandığı davanın gerekçeli kararında, 15 yıl hapis cezası verilen Huduti'nin, teşebbüse katılan sanıkları engellemeyerek suça yardım mahiyetinde hareketlerde bulunduğu belirtildi.
Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesince FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimine ilişkin 2. Ordu Komutanlığı ve 7. Ana Jet Üs Komutanlığındaki eylemlere yönelik davada, aralarında dönemin 2. Ordu Komutanı Adem Huduti'nin de bulunduğu 76 sanıktan 19'una verilen hapis cezasının gerekçesi açıklandı.
Sanık savunmaları ve tanık beyanları, delil değerlendirmesi, sanıkların hukuki durumu ve hüküm gibi kısımların yer aldığı 312 sayfalık gerekçeli kararda, FETÖ/PDY'nin yapısı, işleyişi, mali kaynakları, kamu kurumlarına sızma stratejisi, kendisinden olmayanlar üzerinde oluşturduğu baskı gibi ayrıntılara yer verildi.
Darbe girişimi ve FETÖ/PDY ilişkisinin detaylı anlatıldığı kararda, sanıklarla ilgili tek tek değerlendirme yapıldı.
Kararda, dönemin 2. Ordu Komutanı Adem Huduti'nin sözde "yurtta sulh konseyi" tarafından yayımlanan sıkıyönetim mesaj emrinde "2. Ordu Komutanlığı görevine devam" şeklinde tekrar görevlendirildiği, talimatın karargaha ulaşması üzerine sanıklar Mustafa Serdar Sevgili, Zeki Karataş, Bahadır Erdemli ve Eyüp Kök'ün sanığın konutuna gittikleri, gelen mesaj emrini arz ettikleri, Huduti'nin talimatın imza kısmına bakarak mesajın geçersiz olduğunu ancak yine de karargaha geçmeyi emrettiğine değinildi.
Fiilen darbeye teşebbüs eylemi içinde oldukları anlaşılan eski tuğgeneraller Mustafa Serdar Sevgili ve Zeki Karataş'ın askeri nizama uygun şekilde sanığın odasına girip çıktıkları, ardından yine teşebbüs eylemi içinde aktif yer aldığı anlaşılan Albay Bahadır Erdemli'nin de askeri nizama uygun Huduti'nin makam odasına girerek, "Başımıza geçirseniz mutlu oluruz" demesi üzerine sanığın, "Oğlum ben Ordu Komutanıyım, zaten başınızdayım, siz kimden emir alıyorsunuz?" diyerek teklifi reddettiği belirtilen kararda, şu ifadelere yer verildi:
"Bahadır Erdemli'nin kararlı olup bu işin dönüşü olmadığını söylediği, gecenin devamında sanığın Emir Subayı Binbaşı Sedat Kaya'nın darbe teşebbüsünde aktif rol oynayan kişileri öldürmeyi teklif ettiği ancak sanığın ilk kurşunu atanların kendilerinin olmayacağını, sorunu kansız biçimde çözeceklerini söyleyerek ateş edilmesi için emir vermemiştir. Darbe teşebbüsünde aktif rol oynayan 2 tuğgeneral ve 1 albayın sanığın odasına silahlı girmeye çalışmaları üzerine Emir Subayı Sedat Kaya tarafından silahlarının alındığı bu aşamada darbe teşebbüsünde aktif rol oynayan bu kişilerin kolaylıkla etkisiz hale getirilme imkanı bulunmasına rağmen sanığın yine bu kişileri etkisiz hale getirmeye yönelik emir vermemiştir."
- "Ufak sorunlar"
Huduti'nin, dönemin Malatya Valisi'nin (Mustafa Toprak) 2. Ordu bölgesinde bir sorun olup olmadığını sormasına rağmen darbe teşebbüsü içinde bulunduğu anlaşılan kişilerin ismini bildirmeyerek, "ufak sorunlar" olduğunu söyleyip "basit bir problem" varmış gibi lanse ettiği aktarılan kararda, şunlar kaydedildi:
"Dönemin Van Jandarma Asayiş Komutanı İsmail Metin Temel'in sanık ile telefonla görüştüğü, 'Komutanım hiyerarşiyi bozmayalım, darbe karşıtı bildiri yayınlayalım.' dediği, sanığın bunu kabul etmesine rağmen zamanında bu bildiriyi yayınlamadığı bu şekilde FETÖ/PDY üyesi olmamasına rağmen darbe teşebbüsünde aktif rol oynayanların etkisiz hale getirilmesi için zamanında etkin karar vermediği, karargahtaki darbe teşebbüsü eylemindeki sürecin uzamasına neden olduğu böylelikle darbeye teşebbüs eylemine katılan sanıkların eylemlerinin icrası sırasında onları engellemeyerek suça yardım mahiyetinde hareketlerde bulunduğu kanaatine varılmıştır."
Kararda, eski 2. Ordu Kurmay Başkanı tümgeneral Avni Angun'un ise sözde "yurtta sulh konseyi" tarafından yayınlanan sıkıyönetim mesaj emrinde "sıkıyönetim komutanı" şeklinde görevlendirilmesine rağmen bu durumun, sanık aleyhine değerlendirilmesi için söz konusu listede sanığın isminin geçmesinde etkili olduğuna dair dosyaya yansıyan herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanmadığa işaret edildi.
Sanık Angun'un tıraş köpüğünün alınması olayı sebebiyle darbeye teşebbüs eyleminden önceden haberdar olduğu vurgulanmış ise de dinlenen tanıklar ve savunmasında durumla ilgili bir sıra dışılığın bulunmadığı bildirilen kararda, sanığın savunmasında bu hususun açılığa kavuştuğu, eylem hakkında bilgilenmek istemesi halinde bunu diğer iletişim araçlarıyla her zaman sağlamasının mümkün olduğu ve sadece bu olay nedeniyle girişimden önceden haberinin bulunduğunu söylemenin mümkün olmadığı vurgulandı.
Gerekçeli kararda, "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilen dönemin 7. Ana Jet Üs Komutanı tuğgeneral Emin Ayık ile ilgili olarak da sanığın 15 Temmuz 2016'da Mehmet Şanver'in kızının İstanbul Fenerbahçe Orduevi'ndeki düğününe gitmek üzere Harekat Komutanı Hava Pilot Kurmay Albay Tayfun Tuna'ya üs komutanlığının vekaletini bıraktığı ancak düğüne gitmeyerek, Garnizonda kaldığı belirlendi.
Ayık'ın tüm uçuşların durdurulduğunu ve Hava Kuvvetleri Komutanının haberi olmadan hiçbir uçuş yapılamayacağını dair teknik olarak güvenilir mesaj emrinden haberdar olduğu ancak 7. Ana Jet Üssünden dört F4 uçağının kalkışı için talimat verdiği anlatılan gerekçeli kararda, "Pistin BHHM emriyle 7 kargo uçağının 'emergence' pistine ani iniş yapmaları ve belediyeye ait kamyonlarca kapatılması nedeniyle uçakların kalkış yapamadan park yerlerine gittikleri bu haliyle sanığın kastının dört F4 uçağını darbeye destek için kalkmaları yönünde icrai faaliyetlerde bulunduğu mahkememizce anlaşılmakla sanığın üzerine atılı suçu işlediği sabit olmuştur." ifadeleri kullanıldı.
Kararda, dönemin Malatya 2. Ordu Komutanlığı İdari Kurmay Yar Başkanı Tuğgeneral Mustafa Serdar Sevgili'nin de darbenin neticesinin gerçekleştirilmesi yönünde emirler verdiği, ordu komutanının Ankara'ya götürülmesi gerektiğini beyan ettiği İnsanlı Keşif Uçağı (İKU) hazırlatılması yönünde mesaj emrini hazırlattığı, gece boyunca karargah içinde uzun namlulu silahlarla dolaştığı ve kolluk kuvvetlerine doğru ateş ettiği, sanığın atılı suçuları işlediği ve bu kapsamda fiilleri tamamlamak için uğraştığı ancak elinde olmayan nedenlerle eylemlerini tamamlayamadığına ilişkin bilgiler paylaşıldı.
- Darbe teşebbüsünden önceden haberdar olmuş
Gerekçeli kararda, dönemin Malatya 2. Ordu Komutanlığı Harekat Destek Yar Başkanı tuğgeneral Zeki Karataş'ın sözde "yurtta sulh konseyi" tarafından yayımlanan "Harekat Yıldırım" görev emrinde "görevine devam" yazdığı, teşebbüsten önceden haberdar olduğu ve gelen mesaj emrini temin etmek için 2. Ordu Karargahı ve Harekat Merkezine girişimde aktif rol alan sanık Mustafa Serdar Sevgili ile gittiğinin belirlendiği kaydedildi.
Karataş'ın silahlı olarak dönemin 2. Ordu Komutanı'nın (Adem Huduti) odasına girmeye çalıştığı ayrıca MEBS Alay Komutanlığı ve İstihkam Alay Komutanlığındaki askerlere mesaj emrinin uygulanmasını sağlamak amacıyla dışarı çıkartılması yönünde emirler verdiği vurgulanan kararda, şu değerlendirmeler yer aldı:
"Sanığın askerleri dışarı çıkartmak suretiyle darbe teşebbüsünü tamamlamaya çalıştığı, bu hususta emirler verdiği ve mesaj emrinin ulaşıp ulaşmadığını kontrol ettiği, gecenin ilerleyen saatlerinde girişimin başarısız olacağının anlaşılması üzerine Mustafa Serdar Sevgili ve Bahadır Erdemli ile Kemal Keskin ile görüşmeye gittiği, eyleme devam kararı alındıktan sonra sanığın uzun namlulu silahla karargah binasına diğer sanıklarla döndüğü, eylemlerini devam edeceklerini belirtildiği ancak sanığın uzun namlulu silahla ordu komutanının odasına alınmamıştır. Sanığın tüm aşamalarda kastının ortaya çıktığı, ordu komutanının üçüncü kişilerle iletişimini kesmek amacıyla telefon hattının kesilmesi yönünde emirler verdiği, bu kapsamda bir hattın kesildiği, sanığın darbe fiilinin başarıya ulaşması için yoğun bir şekilde çalıştığı ve üzerine atılı suçları işlediğinin sabit olduğu anlaşılmıştır."
Kararda, sanık Karataş'ın ayrıca HTS kayıtlarında darbe fiili ile bağlantısı tespit edilen Bilal Akyüz (örgütün sözde Kara Kuvvetleri Komutanlığı imamı) ile 15 Temmuz 2016'da saat 21.13'ten başlamak üzere 16 Temmuz 2016'da saat 11.40 saatlerinde birçok defa görüştüğü ve 15 Temmuz'da akşam saatlerinden 16 Temmuz sabahına kadar sanıklar Mustafa Serdar Sevgili ve Bahadır Erdemli ile darbe girişiminin başarıya ulaşması için aktif şekilde faaliyet yürüttüğü anlatıldı.
Gerekçeli kararda, hakkında hüküm verilen 76 sanıkla ilgili değerlendirmeler de detaylı şekilde aktarıldı.
- Sanıklara verilen cezalar
Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesi, dönemin 2. Ordu Komutanı Adem Huduti'ye "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek" suçuna yardımdan 15 yıl hapis cezası verilirken, eski 2. Ordu Kurmay Başkanı Tümgeneral Avni Angun ise beraat ettirmişti.
Mahkeme heyeti, dönemin 7. Ana Jet Üs Komutanı tuğgeneral Emin Ayık, 2. Ordu İdari Kurmay Yarbaşkanı tuğgeneral Mustafa Serdar Sevgili, 2. Ordu Harekat Destek Yarbaşkanı tuğgeneral Zeki Karataş, eski albaylar Bahadır Erdemli, Erkan Varol, Mustafa Özkan ve Tayfun Tuna, eski yarbaylar Ahmet Üçbudak ve İsmail Akın, eski binbaşılar Eyüp Kök, Metin Çivilibal, Tuncay Öztürk ve İbrahim Dede ile eski yüzbaşı Kemal Keskin'e "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, eski albay Mehmet Ergün ve üsteğmen Hüseyin Çakıcı'ya ise müebbet hapis cezası verilmesine hükmetmişti.
Heyet, ayrıca İbrahim Dede'ye, 15 Temmuz Gazisi Enes Gün'ü yaralamaya yönelik eyleminden dolayı 24 yıl, eski 2. Ordu Komutanlığı Harekat Kurmay Yarbaşkanı tuğgeneral Ersin Yıldırım ile kara pilot teğmen Mustafa Sinan Soybaş'a da "terör örgütüne üye olmak" suçundan 7 yıl 6'şar ay hapis cezası verilmesini kararlaştırmıştı.
Davada, tutuklu yargılanan eski 2. Ordu Kurmay Başkanı Tümgeneral Avni Angun'un da aralarında yer aldığı 57 sanık ise beraat etmişti.
AA