Hayattaki duruşumuz ve istikbali kıble

Cahit Karaalp

Namazın kıyamı(duruşu)hayata Allah’la başlamayı, rükûu hayata Allaha uygun bir şekilde devam etmeyi, secdesi ise hayatı Allahın istediği gibi bitirmeyi anlatır… Yani namaz bir hayat terbiyesidir… Bir hayat projesidir…

         Yeryüzünde kulluk için kurulan ilk ev Kâbe’dir... Bu evin ismi  “beytul atik” tir … Atik hem “eski” hem “özgür” demektir… Bu iki anlamı birleştirdiğimizde “en eski özgürlük evi” anlamı çıkar karşımıza… Bu evin yapılış amacının “kulluk” olduğunu hatırladığımızda “özgürlüğün; kullukta ve kulluk evinde birleşmede olduğu” mesajını çıkarmada zorlanmayız… Namaza kıble olarak Kâbe’nin seçilmesi de anlamlıdır… Her Müslüman günde beş vakit yeryüzünde kulluk için kurulan ilk eve döner ve bununla adeta şunu demek ister: “Ev Allaha kulluğun olduğu evdir, Allah’a kulluğun olmadığı evler birer makberdir(mezardır)” Zaten peygamber efendimiz de içinde secde edilmeyen evi mezara benzetmemiş miydi?

       Kâbe’ye yönelmenin verdiği mesaj: “Evlerinizi Kâbe’nin birer şubesi, kendinizi İbrahim’in bir temsilcisi yapın” mesajından başka değildir… Unutmayın ki Kâbe’ye değer veren taş yapısı değil “kulluk evini” temsil etmesidir… Yani kulluk adına kurulan ev dört duvardan ibaret olsa da, süslerden uzak taş bir yapı olsa da değerlidir… Çünkü bu ev kulluk içindir… Evlerinizi süslerle güzelleştirebilirsiniz ama asla değerli hale getiremezsinizEvin değeri kulluk temelinde yükselir… Kulluk temelinde yükselmeyen her bina değersizdir… Evlerinizin temelini kullukla atınız… Evlerinizi kulluk için dikiniz… Evinizi Kâbe’ye şube yapınız… Kabeye yönelmek, evlerimize yüzlerimizi çevirmemizi ve bu evde kulluğun yeri ne kadar diye sormamızı hatırlatır… Bir kez daha evlerinize dönün ve bakın eviniz değerli mi? değeri fiyatında mı kulluğunda mı?

            Namazdaki kıyam hayata olan duruşumuzu anlatır… Duruşun dik olmalı, kıblen belli olmalı, göğsün yani kalbin kıblenden asla dönmemeli… Namazda göğsün kıbleden dönmesi namazın bozulma sebebidir… Nasıl ki göğsünü namazda kıbleden çevirenlerin namazları bitiyorsa namazları olmuyorsa hayatta da kalbini aklını kıbleden Kâbe’den çevirenlerin kullukları bozulur kullukları biter… Çünkü namaz hayatın kulluğunu simgeler…

             Eğileceksen kıblen yönünde eğil, yere kapanacaksan kıblen yönünde kapan… Kıblesi belli olanların kıyamları kadar, duruşları kadar eğilmeleri de yere kapanmaları da değerlidir… Eğilsen de yere kapansan da kalbini kıblenden hiç ayırma… Kıble aidiyeti anlatır… Hayata hangi pencereden baktığını anlatır… Kıblene dönmen kalbini ondan saptırmaman ona verdiğin değeri gösterir… Kıblesizlerin kalbi savrulur durur… Kıblesiz olmak bir nevi kalpsiz olmaktır…

             Kıble yön tercihi değil yer tercihi değil yar tercihidir… Dünyanın neresinde olsalar da Müslümanlar kıbleye dönerler… Kilometreler, yapılar vs. birçok engel Kâbe ile mümin arasına girer ama yine de Kâbe ye kıbleye dönmeye engel olamazlar çünkü kalp engel tanımaz… Her engele rağmen Kâbe’ye yönelmek kıblem yönünde engel tanımam demektir… Müslümanların namaz kıblesi aynı zamanda hayat kıblesidir… Namazda nasıl ki Kâbe’yi yön biliyorsak aynı şekilde hayatın her alanında Kâbe’nin rabbine yönelmeli ve Allah’ı hayatın kıblesi bilmeliyiz…

            Kâbe taş bir yapıdır ama tevhidi, vahdeti, peygamberlerin ubudiyet mücadelesini anlatır… Kıbleye yönelen bu mesajı almış olmalıdır… Kur’an yeryüzünde ubudiyet için kulan ilk evin Kâbe olduğunu söyler bu ubudiyet evine her yönelen kulluk savaşını veren Âdem, Nuh, Hud, Salih, Şuayb, İbrahim, Yakup, Eyyüb, Yusuf, Musa, Davut, Süleyman,  Zekeriya, Yahya, İsa, Muhammed ve diğer tüm elçileri hatırlar ve hayata onların çizdiği çizgiyle bakar… Eğer Kâbe’yi kıble bilen biri namazda Kâbe’ye yöneliyor siyasette ekonomide sosyal hayatta başka yerleri kıble ediniyorsa bu kişi kıble şuurunu Kâbe şuurunu kazanmamış demektir…

         Kıble şuuru vahdet şuurudur, tevhit şuurudur… Dünyanın neresinde olursa olsun Kâbe’ye yöneleni, Kâbe’yi namaz ve hayat kıblesi bileni kardeş bilmeyi gerektirir kıble şuuru… Irk, renk, dil, soy, makam, mevki farkı gözetmeksizin kardeşliği yaşamaktır kıble şuuru… Onun için namazda Kâbe yönünde saf tutulur… Farklı renklerin, farklı dillerin, farklı ırkların, farklı mevki ve makamların buluşma ve dayanışma noktasıdır kıble şuuru…

         Kâbe şuuru; varlığı birliğe, birliği dirliğe çevirmek, iman denizinde bir damla olmak demektir… Hayat gemisinin rotasını Kâbe’ye çevirmeyenler küfrün azgın sularında yok oluşa yol alırlar…

                                     Kulluğunuz olmasa rabbim sizi ne yapsın …(Furkan suresi, 77)

 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.