Zeki Oğuz
Dadaloğlu, Köroğlu ve Karacaoğlan halk şiirimizin üç temel direğidir.
19.yy da yaşayan Dadaloğlu Avşar Yörüklerinden olup Osmanlının iskân politikalarına karşı çıkan aşiretinin, Osmanlı ile yaptığı savaşlarda nasıl perişan olduğuna tanıklık etmiş, birçok şiirinde o bozgun günlerini anlatmıştır. O kötü günlerle ilgili ağıtlar yakmıştır.
Asım Bezirci, Türk Halk Şiiri adlı çalışmasında Dadaloğlu şiiri için şöyle der;
“Dadaloğlu’nda Karacaoğlan’ın ince duyarlığı ile Köroğlu’nun erkek sesi birleşmiş gibidir. Bu bakımdan o bir aşk şairi olduğu kadar, bir destan şairidir de. Nitekim kimi şiirlerinde aşk ve doğa, kimi şiirlerinde ise savaş ve yiğitlik temlerini işlemiştir.”
Osmanlı-Avşar çatışmalarının yanı sıra aşkta da umduğunu bulamamış gibidir Dadaloğlu:
“Ilgıt ılgıt bir yel esti Urum’dan
Gam kasavet kalkmaz oldu serimden
El ayırsa ayrılmazdım yârimden
Felek bir yanımı boşa getirdi
Başım koydum eşiğinin taşına
Kurban olam ela gözün kaşına
Beni kınayanın versin başına
Felek bir yanımı taşa getirdi”
Şair bu, sevdiğinin bir bakışına dünyaları bağışlar. Dadaloğlu için de aynı şey söz konusudur:
“Avşar içinde bir güzel gördüm
Kozan arasında çeker göçünü
Kınalamış ayağını başını
Sırma ile örmüş sümbül saçını
Her sabah her sabah kendini öğer
Altın saç bağları topuğu döğer
Sade kaşı ile gözleri değer
Acem ülkesinin tahtla tacını
Sevgili, yar genellikle doğa ile özdeşleştirilir halk şiirinde. Doğanın bir başka güzelliğine vurgu yapılır. Bunun en güzel örnekleri var Dadaloğlu’nun şiirlerinde.
“Şöyle bir güzelin sallanışını
Selviye benzettim dallar içinde
Irmak kenarında, derya yüzünde
Kuğuya benzettim göller içinde
……
Benim yârim gelişinden bellidir
Ak elleri deste deste güllüdür
Yârinden ayrılan neden bellidir
Gezer melül melül eller içinde
16-17.yy’larda yaşadığı söylenen Köroğlu’nun yaşamı söylencelerle doludur. Yaşamı kavgalarla geçen Köroğlu’nun Azerbaycan’dan İstanbul’a kadar yayılmış onlarca söylence vardır yaşamıyla ilgili. Onun şiiri de ağırlıklı olarak kavga şiiridir ama çok güzel aşk şiirleri de vardır:
“Derviş bellidir tacından
Yürek incinmez acından
Gidi rakibin ucundan
Garip baykuş virandadır
Köroğlu der ey övdüğüm
Daim hayalin kovduğu
Suç sende değil sevdiğim
Sana gönül verendedir”
Halk şiirimizde aşk şiirlerinin en büyük piri Karacaoğlan’dır. Nihat Sami Banarlı Karacaoğlan şiiri için şöyle diyor; “…Karacaoğlan’ın şiirlerinde göze çarpan iki büyük aşk, kadın ve tabiat aşkıdır. Buna derin, köklü ve milli bir aşk olarak dil sevgisini, Türkçe aşkını da ilave etmek yerinde olur. Şair, hemen bütün şiirlerinde Anadolu’nun çıplak tabiat güzellikleriyle Türk güzellerini birleştirmeğe,birini ötekinin vasıflarıyla tanıtıp övmeye çalışmıştır.”
Sözü uzatmaya ne hacet, pirimiz çalıp söylesin en iyisi:
“Şunda bir yavruya meyil aldırdım
Alıp oynamalı sel kenarında
Geyinmiş kuşanmış türlü libası
İnce kemer bağlı bel kenarında
…..
Sırma sandım kirpiğini kaşını
Delik deşik ettim sinem başını
Uzatır boynunu arar eşini
Bir tek suna gördüm göl kenarında”
Karacaoğlan, söyleyişinde çekincesizdir. Kafasında, yüreğinde sansüre yer vermez. Aklından geçeni olduğu gibi dillendiriverir:
“Sabahleyin erken yare uğradım
Hoş geldin sevdiğim in dedi bana
Domurcuk memesin verdi ağzıma
Yorgunsun sevdiğim em dedi bana
Güllerden hayvanlara bütün doğa yer alır onun şiirinde:
“Yeşil başlı gövel ördek
Uçar gider göle karşı
Eğricesin tel tel etmiş
Döker gider yare karşı
Telli turnam sökün gelir
İnci mercan yükün gelir
Elvan elvan kokun gelir
Yar oturmuş yele karşı”
Yaylalarda karşılaştığı her güzele gönül düşürür Karacaoğlan:
“Biz de düştük bir güzelin ardına
Güzel göçmüş biz konalım yurduna
Yıkılası karlı dağın ardına
Çekip gider bir gözleri sürmeli.”
Onun güzel şiirlerinden biriyle bitirelim sözü:
“Sabahtan uğradım ben bir geline
Ağlatmadı güzel güldürdü beni
Ben güzelden böyle vefa ummazdım
Ak göğsün üstüne kondurdu beni
….
Karac’oğlan der ki koyun gütmeye
Bozulmuş bağlara seyran etmeye
Yönümü döndürdüm inip gitmeye
Sarıldı boynuma döndürdü beni.”
Kaynakça:
Prof.Dr. Saim Sakaoğlu.Karacaoğlan.Akçağ ya.2004
Öner Yağcı. Karacaoğlan Yaşamı ve Şiirleri. İleri ya.2006
Ekrem Kaftan. Kerem ile Aslı. Parıltı ya.2004
A.Şükrü Esen. Anadolu Türküleri. T.İş Ban.Kül.Ya.1986
Aydın Doğan. Halkın Cönkü. Yaba Ya.1996
Enver Gökçe. Eğin Türküleri. Yaba Ya.1982
A.Kemal Akça. Sillenin Halk Şairleri.1940
M.Tahir Sakman. Konyalı Mazhar Sakman’dan Türküler. Konya İl Kül.Md.1999
Seyit Küçükbezirci. Issız Yuvalar. Umut Ya.1960
A.Sefa Odabaşı. Dünden bugüne Konya Türküleri. Konya İl Kül.Md.1999