Görünen dağın ardı tez gelirmiş

yazar-43

Uzun bir aradan sonra okurlarıma merhaba diyebilmek çok güzel bir duygu. Ne yazacağımı bilmeden aldım kalemi elime. En azından ne yazmayacağımı biliyordum. Sayın Ahmet Köseoğlu benden bir Ereğli yazısı istemediğinden kendisine sürpriz yapmayı da düşünmüyordum. Lakin Ereğli’ye hediye edilecek yazıların son günü benim köşemi yazacağım güne rast gelince ve malumunuz köşemizin adı “ Seyirlik yazılar” olunca kendimi tutamadım. Televizyon ekranından yansıyanları yazmaktansa daha çok hoşuma gidecekti bir hafta sonundan yansıyanları yazmak. Eşimin gece yarısı gelip yarın sabah Ereğli’ye gidiyoruz dediği anda ilk aklıma gelen çok çalışkan olduğunu düşündüğüm ve kendisi ile kendisini başarılı bulduğumuz temsilcimiz Cumali Koçak bey ve çalışmalarını gazetemiz haberlerinden sıkça duyduğum başarılı isim M. Özdoğan oldu. Başkanında davetlisi olunca tamam dedim. Beyler iş konuşacak biz de bir kenarda başımızın çaresine bakacağız. Tabii daha önce TYB’nin gezilerine de hiç katılmamıştım. Nasıl bir ortam olacak bilmiyordum. Anlayacağınız dönüş vakti gelince hafızamda tanışmaktan memnun olacağım birkaç isimle Konya yolunu tutacağım bir gezi olacaktı benim için. İçinde bulunduğum ortamdan ziyade Ereğli çok şaşırttı beni. Konya’nın 150 km güney doğusunda yemyeşil, suları çağıldayan, tarihi dokuyla iç içe şipşirin sanki bir Akdeniz kenti. Koreliler’in kardeş şehir protokolünün bir numunesi olarak yapılan Kwandjin Kardeşlik Parkı, Ereğli için bir katma değer olmuş. Bizde de kardeş şehir protokolü imzalanmış ama nedense böyle bir park yapılmamış. Japonlarla bir kardeş şehir protokolü imzalamıştık, Halil Ürün döneminde ama hatırası yok şehirde. Böyle birer hatıra olsa ne iyi olurdu, diye düşündüm.Ereğli’ye yakışmayan bir görünüm vardı, Rüstempaşa Kervansarayı’nda. Yıllara meydan okumuş, tarihi bir alanın hem de camiin yanı başında milyonculara kiralanması. Okuma-yazma oranı ve genel kültürü yüksek olduğunu bildiğim şehirde yetkililer, kervansarayı sahaflar/kitapçılar çarşısı olarak değerlendirirlerse Ereğli yeni bir cazibe merkezi olacaktır. Belki yazın ak kiraz kışın kara havuçların satıldığı, Ereğli kültürünü yansıtan ürünlerin sergilenip satılacağı kültür sokağı oluşturulabilirdi.Yine de Ereğli, hafta sonu tatilini değerlendirecekler için önemli bir tatil ve turizm şehri. Şehir diyorum, çünkü görünen dağın ardı tez gelirmiş.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.