Gazze’nin İki Eli Yakamızda Olacak!

Durali Göğüş

Günümüzde insanlık dünya ekranından tarihin en acımasız vahşetini izliyor sessizce. Küresel Siyonizm’in yönetiminde canlı canlı Gazze soykırımını seyrettiriyorlar insanlığa. Çağı kaos ve kana bulayan, yakıp yıkan ve açlığa sürükleyen lanetli terör devletine karşı sessiz ve kör. Yazıya attığımız başlığın ifadesi gayet net ve açık. Çağımızda her nefes alanın kaçamayacağı, sıyrılıp kurtulamayacağı bir sorumluluk Gazze duyarsızlığı. Hangi milletten, hangi renkten, hangi düşünceden olursa olsun soykırıma sağır ve kör olandan, bananeci tiplerden, boş vericilerden hesabının sorulacağı bir durum. İnsanım diyebilenlerin vebalinden kurtulamayacağı vicdani bir esastır. Hiç bir zulüm yokmuş gibi yaşama devam edilmemeli. İnsanlık, dünyada huzur ve barış içinde mutlu bir yaşam varmış hissi ile nefes alıp vermeye devam ediyor. Bilhassa Müslümanların yükü çok ağır. Müslümanlar olarak rabbimize günde beş kez huzuruna durduğumuzda söylediğimiz sözlerin anlamını idrak edemiyoruz.

Tekbirle başladığımız, secdeye kapandığımızda tek yegâne güç sahibi Rabbimizdir teslimiyetimiz hani nerede? Ancak sana ibadet eder, sana itaat ederiz sadece lafta kalıyor sanki. İhrama bürünüp yaptığımız tavaf ve saylar kardeşlerimize yapılanlardan bizleri muaf tutar mı zannediyoruz. Gazze’de "açlıktan" bedeni kemiklerine yapışmış kardeşlerimizin hali ortada. Onlara reva görülen vahşeti, durdurmak için yapılacakları öncelemeli Müslüman. Bir de kafa kâğıdı Müslümanları var. İbadeti ileri yaşlara erteleyenlerde durum daha da vahim. Sıfır duyarsız bir yaşam. Sahil kenarlarında, lüks otellerde açık büfelerde beslenme çılgınlığında olanlar açlıktan ölen Gazzeli çocuklara inat tatil keyfinde. Zamanını eğlencede harcama aymazlığında. Eğer ki katılaşan kalplerimiz titremiyorsa, vicdanlarda merhamet ve sahiplenme duygusu kurumuşsa denizin suları kararan insanlığımızı temizler mi zannediyorsunuz!.. Yazık çok yazık. Bu dertsizlik ateşi bir gün bizlere de ulaşır ve yakar. Çünkü Siyonist sırtlan sürüsü katlettikçe daha fazla kan ve vahşet istiyor. Müslüman kadar diğer inanç sahipleri işlenen soykırıma seyirci kalmaktan muaf mı olacaklar. Elbette ki hayır. İnsanım diyen herkes sorumludur Siyonist alçakların katliamlardan. İnsanım diyen ister ateist, deist, agnostik, putperest, ineğe, budaya, doğa güçlerine tapan olsun insansa kaçış yok. Gazze soykırım suçuna ortaktır. Hesap vermede üzerine düşen payı mutlaka alacaktır sessiz kalan insan ırkı. "Akıl sahibi" hepimizin bulunduğu ortamda günün sorulması gereken soru!... Bu nasıl bir dünya!.. Bu nasıl bir insanlık!.. İnsanlık sustukça, suçu işlemede sınır tanımayan Siyonist kudurmuşlar insanlığa hakarette azdıkça azıyor alay ediyorlar adeta. İnsanlık sadece canlı canlı katliamları izliyor. Süper güç görünümlü cüceler neden dev aynasında görülüp korkuluyor anlamsız. İnsanlık Siyonist terör devleti İsrail’e neden bir dur diyemiyor? Kudurmuş terörist lanetlilerinin her saldırısına sadece defalarca hoşt diyerek, kınamayla, diplomasi ile cılız bir tepki veriyor. Müslüman şerre karşı en zayıfı seçerek sorumluluktan kurtulduk avuntusunu yaşıyor. Siyonist kuduzun anladığı dilden elle düzeltme ve anladığı dilden cevabı tattırmayı es geçiyor. Siyonist katil sürüsü laftan sözden anlamaz ahmaklar kavmidir. Onlar için hiçbir evrensel kural, hukuk geçerli değildir. Çünkü diğer insanları goyim olarak tanımlamışlardır. İnsan hakları, adalet ve eşitlik kavramalarını tanımazlar nitekim tanımıyorlar. İnsanlık, insanlık suçu işleyen bu lanetli sınırsızlara anladıkları, korktukları dilden cevabı vermede, çok ama çok geciktirmiş durumda. Zamana vahşet sunan bu hadsiz kavme en kısa sürede insan olmanın ne olduğu bildirilmelidir. Yoksa ne mi olur? ‘Mazlumun bedduası ile Allah arsında hiçbir engel yoktur.’

Mücahit Ebu Ubeyde’nin çağrısında dediği gibi;

“Sessiz kalan İslam ümmetinin liderlerinin, seçkinlerinin ve âlimlerinin boyunları, yüz binlerce masumun kanıyla ağırlaşmıştır. Ey İslam dünyasının liderleri, partileri ve âlimleri! Siz bizim kıyamet günü hasımlarımızsınız.” Mazlum kardeşlerimizin iki eli yakamızda. Ahrette, hesap gününde davacı olacaklar ve haklarını isteyecekler…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.