Futbolda Geçen Bir Yıl

yazar-50

Değerli sporseverler; geçen bir yılın ardından Konyamızın sportif açıdan en önemli ve en önde olan futbolun bir yılını olumlu, olumsuz yönleri ile değerlendirmek istedim.

Bu değerlendirmelerin ışığını tutacak olan amatörlerimiz ve profesyonel ligde mücadele eden takımlarımız olacaktır. Maalesef bu işin lokomotif görevini üstlenen amatörlerimizin çıkmazları ve ekonomik güçlülükleri de işin başka bir boyutu. Zoraki ve yardımsever birkaç futbol aşığı başkan ve yöneticilerin omuz vermesi ile ayakta kalan amatörlerimiz…

Bu zorlukların yanında, kum sahalardaki oynanan maçların günümüz çağdaş futboluna ne kadar fayda sağlaması bekleniliyorsa.!

Dünya’ya entegre olmaya çalışırken, yaz aylarında güneşin zımpara gibi yaptığı, toz içindeki sahalarımız, kış aylarında ise buz ve donmuş keseklerin üzerindeki gençlerin futbol oynama adı altındaki savaşı…

Bu savaştan sağ kalanlar varsa şayet, o da bir elin parmaklarını geçmiyor. Ferhat Kiraz örneğinde olduğu gibi. Onlarda biz de kalmıyor, birileri sahipleniveriyorlar. Sonra hep bir ağızdan bağırıyoruz. Altyapılardan futbolcu yetişmiyor. Devşirmelerden kendi futbolcularımızı göremiyoruz. Bu şartlarda nasıl yetiştireceksiniz?

Yaşı ondokuz yirmiye gelen futbolcularınıza lig yaptırmadığınız müddetçe kimse bir şey beklemesin. Malum üzere bu olumsuz şartlar yaşanırken, son yıllardaki saha içi ve dışı akıl almaz kavgaların ve iğrençliklerin içerisinde yaşanılan kepazelikler. Her hafta bir benzeri olaylar mutlaka yaşanıyor. Sonuç ise karakolda biten maçlar…

Aileler hala buralara çocuklarını gönderip bir spor aktivitesi oluşturuyorlar. Helal olsun ailelere ve çocuklarına… Tabi bunları tetikleyen etkenler arasında hakemlerimizin de payı büyük. Astsubay ve subayların, hakemlikten uzaklaştırılmalarından sonra bu sektör iyiden iyiye sıkıntı yaşıyor. Ahbap çavuş ilişkileriyle bir yere varılmıyor. Velhasıl, Konyamızda da hakemlik ve hakemler iflas etmiş.

Yine bu yılın futbol adına yaşanılanları arasında, lig mücadelesi veren iki yeni takımımızın Türkiye Üçüncü Futbol Ligi’nde olmaları bizleri sevindirirken, iki takımımızın olmaması üzüntü verdi.

Akşehirspor’un ligde kaldı, gitti arasında küme düşmesi ile Konya Gençlerbirliği’nin Ereğli’ye devredilmesi Konyamız adına olumsuzluk yaşattı. Bunun yanında Şekerspor’un liglerde mücadeleye başlaması ve Ereğli’nin, Gençlerbirliği’ni devralmasıyla her iki kulübümüzün Türkiye Üçüncü Lig’deki hasreti de bitmiş oldu. Olmasına oldu da her iki takımımızın yanlış transferleri maalesef takımların başarısız olmasına sebep oldu. Yapılan kan değişiklikleri de çözüm olmayınca takımlarımız gözünü ikinci devreye dikmiş oldu. İnşallah akılcı hareket ederler de ilk yarıda yaptıkları yanlışlara düşmezler.

Konyaspor’a gelince…

Saffet Susiç ile ligi tamamlayan Konyaspor sezon sonunda hoca ile birlikte Muhammet Hanefi, Altan, Hasan, Baliç gibi aslarını da kaybetmişti. Ağustos sonunda Zafer Biryol’u da Fener’e kaptıran Konyaspor’u sıkıntılı bir sezon geçireceği beklentisi, doğrusu hepimizi düşündürüyordu.

Aykut Kocaman ile başlayan transfer harekatı herkesi şok ederken ardı arkası kesilmeyen yerli ve yabancı transferler beklenenin aksine umut dolu bir geleceğe yön verdi.

Nitekim herkes tarafından ilk beşe girme ve UEFA söylemleri sıkça telaffuz edilir oldu. Transferi yapılan sporcular  Konyaspor’un omurgası olurken Türkiye liglerinde bu nasıl olur dedirten bir oluşum çerçevesinde gerçekleştirilmiş oldu. Sancılı olan defans bloğu güçlendirilmiş, boşalan hücum ve orta saha bölgelerine takviye yapılmış oldu. İsabetli olduğu kadar da uygun transferler yapıldığı ilerleyen haftalarda spor kamuoyu tarafından kabul de gördü.

Yapılan trasferler arasında El Saka, Ümit Bozkurt, Murat Hacıoğlu, Erman Ergin, Mustafa Er, Eray Er, Batista gibi futbol kalitesi tartışılmaz sporcularla,  Gençler’den Ozan, Volkan ve altyapıdan çıkan yetenekler Konyaspor’a renk katmış oldular.

Bu güzellikler yaşanırken kara bulutlar da üstümüzde dolaşmaya başladı. Sessiz sedasız ardı ardına gelen istifalarla spor kamuoyu sarsılırken, Fenerbahçe müsabakası bu yıla damgasını vuran olaylar arasına giriverdi. Dünya kamuoyu bu vesile ile Konya’yı ve Konyaspor’u da tanımış oldu. Konya’yı bugüne kadar Dünya’ya iki şekilde tanıtabildik. Birincisi Zümrüt faciası ikincisi de Konyaspor-Fenerbahçe takımları arasındaki müsabakada Anelka’nın eliyle attığı gol…Uzun bir süre hem Türkiye’de hem de Dünya’da sansasyon yaratan bu olay Konyaspor’un beş amaç kazanmasına kadar tesir etti. Bununla da kalınmadı, takımda uzun süreli sakatlıklar ve üst üste gelen kart cezaları, takım oluşumunda sıkıntı yaratırken, hocanın iki hafta aynı kadro ile maça çıkamamasına sebebiyet verdi. Bütün bu olumsuzluklara rağmen, hesaplar tutsa da tutmasa da ilk yarı alınan yirmi iki puanla devreyi iyi denilebilecek bir yerde tamamlamış olduk.

Şimdi ara var, vakit var. Peki ne olacak? Tespit edilen bölgelere futbolcu transferi yapılacak. İnsanın aklına hemen yine mi? Üç büyüklerin kapısında yatacağız diyesi geliyor. Geçen seneler malum böyle olmuştu. Alıyorsunuz sonra da sıkıntı yaşıyorsunuz. Keşke büyük takımlardan transfer yapmasak. Kiralık futbolcu transferine sıcak bakılmaması gerekir. Takas yöntemi ne denli tutarlı bir davranış olur bilmiyorum ama bizim takasta kullanacak futbolcumuz yok diye düşünüyorum.

Transfer yapmak için transfer yapılmamalı. Takımın ahengini ve dengesini bozacak işlerden kaçınmalıyız. El Saka’daki olayın yansımalarını ileride yaşayacağımızı düşünürsek transfer sezonunda başı ağrıyacak olan yine bizleriz. Bu tür transfer politikası yanlış. Yarın izahını yapamayız. Keşke bizim de bir menajerimiz olsa da bu tür yanlışları yapmasak.

İkinci devre başlamadan yaşanacak başka bir olay ise federasyon seçimleri. Şayet Bakanın ifadeleri doğrultusunda siyaset seçimlere karışmayacak ise Konya’dan bir temsilci göndermemiz zor görünüyor. Buna göre dikkatli olunmalı. Şimdiden üç aday olduğuna göre seçimler son güne kadar netleşmeyecek. Asla hata yapmamalıyız.

Bakarsınız siyaset üstü bile gelişmeler yaşanabilir. Belli olan bir şey var ki bugünkü federasyon olmayacak. Gerçekleşecek yeni yönetimde yer almamız gerekir. Konyamızı temsil edecek, temsil kabiliyeti ve ağırlığı olan bir arkadaşımızın olması tabi ki bizleri fazlasıyla memnun edecektir. Bir ilk yaşandı bu ilkin ikincisi de yaşanmalı.

Yaşanılacak nice mutlu yıllara diyerek,  Konyamızın ve Konya sporumuzun  geleceğe ümitle bakmasını dilerim.

Kavgasız ve barış dolu yıllar temennisi ile…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.