Ey Sofi Ayağını Denk Al!

Derviş Argun

Sosyal medyada, yüzü görünmeyen sakallı ve cübbeli birisi "Ey Sofi ayağını denk al, kendine dikkat et! Sana bakıp bana puan veriyorlar, ona göre" diyen bir fotoğraf karesi gördüm. Tespit doğru. Biz doğulular, suçun şahsiliği ilkesinin ne anlama geldiğini öğrenmeden muhtemelen kıyamet kopmuş olacak. Bu kadar küreyici bir bakış, beraberinde bu kadar tırtıkçı ve suiistimal edici bir kültürü de besliyor. Sofi'nin densizliği, şeyhi koltuğundan ediyor.

Bu ülke kaç gündür, iletişim başkanı Altun ve eşinin kaç yerden maaş aldığı ile, Hamza Yerlikaya'nın diplomasının sahte olup olmadığını konuşuyor. Açık söylüyorum konuşmakta haklı. Bu ülkenin bu kadar ulvi görevleri, o kadar derin sorunları, şu kadar aleni ve gizli düşmanları varken, iletişim başkanı ve eşi niye bir kaç yerden maaş alır, diplomasının sahte olduğu iddiasındaki bir eski  güreşçi, sahip olduğu vizyon ve müktesabatıyla hiç ilgisiz yerlerde niye görevlendirilir.

Öyle ya, nasıl bir birikiminiz, nasıl bir vizyonunuz var ki, hem medyaya laf yetiştiriyorsunuz hem de bir çok kurumun sorumluluğunu yerine getiriyorsunuz. Sanırsınız ki, ülkede tüm iş gücü siz ve çevrenizden müteşekkil. Evet  siz, şeyhi koltuğundan eden sofisiniz. Bu ülkenin yerine getirmek zorunda olduğu ulvi görevlerden de, tavır, davranış ve tutumlarınızın açtığı maliyetten de habersizsiniz.  Asli göreviniz olanı yerine getirmekten aciz olduğunuz halde, tamahkarlığınız ve size gösterilen, esasen de toplum tarafında hiç bir karşılığı bulunmayan ilgiyi liyakat zannedip, ortalığı kasıp kavuruyorsunuz.

Muhalefetin konuyu gündeme taşıması sonrası, koskoca devletin sanki sizin maaş artığınıza ihtiyacı varmış gibi, "evet ben oralarda görev yapıyorum ama, maaşımı devlete bağışlıyorum" ya da "aldığım maaşı hayır olarak dağıtıyorum" diyorsunuz.  

Niye?

Siz kimsiniz ki, çok önemli birkaç görevde dostlar alışverişte görsün nevinden isminiz bulunuyor ve ülkenin gündemini meşgul edecek düzeyde bir sürecin sebebi oluyorsunuz? Siz kimsiniz ki, bu ülkenin yarısını CHP gibi müptezel bir siyasi anlayışa karşı, boynu bükük, yüzü kızarık kalmasına sebep oluyorsunuz? Siz kimsiniz ki, sosyal medyada dolaşan görüntüler doğruysa sahte olduğu iddiası olan bir diplomanın izinden içinde olduğunuz iddiasındaki hareketi lekeliyorsunuz?

Siz bu ümmetin kutsal yükünü taşımak bir tarafa, taşıyanların heybesinde bir yüksünüz. Bu dava sizi aşar. Bu kavga sizin altından kalkamayacağınız kadar büyük. Bırakın bari bu kavgayı nefes yapıp her an içine çeken adama ayak bağı olmayın. Ümmet, kendi derdinde boğuşurken bir de sizin fantezilerinizi dert edinmesin.

Her makam önemlidir. Her mevkinin de hakkı verilmelidir. Bu ülkenin hiç bir önemli makamı birisinin ilgileniyorum, ilgilenemiyorum anlayışına bırakılmayacak kadar hayatidir. Bu ülkenin yeterli insan kaynağı vardır. Sorun, fırsat verilmesi, imkan tanınmasıdır. Sokaklar, ilgili alan mezunu ve  bir kaç dil bilen sayısız cıva gibi genç kaynarken, bu arkadaşların, herhangi bir çap kontrolünden geçmeden, tek koltukta bir çok karpuz taşıma çabası anlamsızdır. Sizin düşürüp kırdığınız karpuzun çekirdeklerini bize toplatıyorlar. Buna hakkınız yok.

Netice,

Bulunmaz Hint kumaşı değilsiniz. Size verilen görevi hakkıyla yerine getirin yeter. Sahip olduğunuz imkanları, kanatıncaya kadar kullanmak zorunda değilsiniz. Bu ülkenin verdiği kavga sizin fantezilerinize feda edilemeyecek kadar kutsal.  Bu davanın müntesibi ve sizin ardınızdan gelen kitle, sizi çok ama çok aşan bir birikime sahip. Yol verin de yol alalım be.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.