Evet mi, Hayır mı?

Fatma Şeref

“Benimle misin, değil misin? Hemen karar ver. Benimle misin değil misin? Kalk gidelim İskoçyalı ! Benimle misin değil misin? Tüh, yazıklar olsun!” . Çok tartışmalı ve izlemeli R.İvedik serisinden hangisinde bilmiyorum ama böyle bir replik vardı. Yoga salonunu terk etmek isteyen Recep birkaç arkadaşını daha peşine takmak istiyor. Konuşmasında “Dalai Lama” dan bahs eden hocanın tüm sınıfa “dallama” dediğini söyleyerek salonu galeyana getirmeye çalışıyordu. Ama yukarıdaki cümleleri öyle arka arkaya kuruyor ki karşısındakinin nefes almasına bile fırsat yok. Nasıl cevap versin?

Son günlerde bu sahne sık sık gözümde canlanıyor. Hiç yeteneğim olmayan bir alanda gelişme göstermeye bile başladım. Türkü yakıyorum: Çıkmaz sokaklarda gezdirdin beni / Evetten hayırdan bedirdin beni…  Diye bir ezgi doğuyor içime. Nakaratını da siz uydurun artık. Evet, son günlerdeki Anayasa değişikliği tartışmalarından bahs ediyorum. Aslında tartışma falan yok ortada. Neden mi?

Hani şair Leylâ Hanım diyor ya :

Urmamışdı destini Mansûr'a cellâd-ı kazâ

Kâkülün zencîrine âşıkların ber-dâr iken…

(Henüz kazâ(yargı) cellâdı Mansur'a hiç dokunmamış iken, âşıkların kâkülünün zincirine çoktan asılmışlardı.)

Ya da Hayyam’ın dediği gibi :

Biz sarhoş olduğumuzda üzüm henüz yaratılmamıştı.

Yani şu an ki evetçiler ve hayırcılar karar verdiğinde oya sunulacak on sekiz madde henüz yazılmamıştı.  Bu, gün kadar aşikar ve bilinirken yaptıkları propagandanın daha doğrusu baskının insanları etkileyeceğini düşünmeleri de çok ilginç geliyor bana. Kaç tanesi metni okudu o bile belli değil. Dedim ya onlar karar verdiklerinde henüz maddeler yazılmamıştı.

Hiç kimse kusura bakmasın ama o günleri çok iyi hatırlayan bir çocuk olarak şunu da söylemek istiyorum. Eğer 1981 Anayasası oylanırken yetişkin olup da oy kullanan varsa biraz hicap edip bu günkü tartışmalara hiç katılmamalıdır. Keşke bu gün göstermiş oldukları cesareti o gün gösterseler o gün tartışsalardı da bu günleri hiç yaşamasaydık. Darbecilerin kendilerini korumak adına metne neler eklediği de ilgilenen herkesin bilgisindedir.

Diyeceğim o ki tarafların aşırı uçları neyi amaçlıyor bu ülke gerçekten umurlarında mı belli değil. Ama Türk Milletinin yakasından düşsünler artık. Rahat bıraksınlar insanlar metni okusun. Tartışmaları izlesin. Herkes kendine yetecek kadar anlayış sahibidir. Hatta gözü aşırı sevgi ya da nefretten kararmış olanlardan daha sağlıklı daha kesin görüş yeteneği vardır.

Ve hiç kimsenin, bir seçmeni oyunun rengine göre “hain”likle yaftalama hakkı yoktur. Haddine düşmez.  Türk Milleti reyinde hürdür ve hür kalacaktır.  İnsanları oylarını açıklamaya zorlama da bu hürriyeti ihlal etme kastı taşır.

Bu yaklaşımlara duyduğum tepkiden olacak hukukçu olmama rağmen yeni on sekiz maddeyi hiç okumadım henüz. Oylama ile referandum arası altmış günlük süre isabetliymiş diye düşünüyorum bu yüzden. Benim hissiyatımda olanlar bile okusun, yeterince tartışılsın, düşünülsün diye. Ama tartışılması için temiz bir zemin açmalıyız önce. Ve o zemin üstüne yatıralım maddeleri.

Sakin olalım bir anayasa değişikliği ile ne devlet kurtulur ne devlet yıkılır. Bu devletin teminatı hiçbir bir zaman yazılı metinler olmamıştır. Devletin teminatı milletin kendisidir. Bakınız kabul edilirse bu 5. Anayasamız olacak. Ne ilk ne de son değişiklik…

İnsan faktörü tüm yasalardan önemlidir. Çok demokratik bir anayasa ile diktatörlük yapılabileceği gibi çok diktatoryal bir anayasa ile demokratik yönetim mümkündür.

Tüm bunlardan daha önemlisi eş, dost, akraba, hatta sosyal medyadaki arkadaşlarla birbirimize düşmemektir. Yasalar ve yöneticiler gelir geçer. Biz bunlar arasında özgürce seçim yapma hakkımızı korumak istiyorsak herkesin özgürlüğüne saygı duymalıyız. Hepimiz aynı oyu vereceksek seçim niye yapılıyor?

Geçen hafta Medeniyetler Okulu projesi kapsamında sınıf tiyatrosu ve değerler eğitimi için Mehmet Beğen Ortaokulundaydım. Güya biz çocuklara bir şey öğretmek için gitmiştik. Ama onlardan çok şey öğrenerek döndüm. Şu kadarını söyleyim inanın onların hak ettiği bu seviye değil. Gözlerindeki ışığı görseniz yukarıda özetlediğim gündemden utanırdınız gerçekten.

Şimdi ben de sorayım artık : Tartışmaların usul ve adabını koruma ve herkesin oy hürriyetini savunma, gerilime fırsat vermeme konusunda benimle misin değil misin? Benimle misin değil misin?

Evet mi, hayır mı?

 

 

 

 

 

Yorum Yap
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.