Evden uzaklaştırma sonrası…

Fahri Kubilay

“Aile içi şiddet, kadına şiddet”, konusuyla ilgili olaylar, haberler, manşetler artarak devam ediyor.

“Barışmak için gittiği eşini ve yakınlarını öldürdü.”

 “Çocuklarının gözü önünde eşini öldürdü.”

“Evden uzaklaştırılan eş dehşet saçtı…”

Aile içi şiddet olayları ve kadına şiddeti önlemek için, 2012 yılında çıkarılan 6284 sayılı kanun, olayların önlenmesi yerine daha da artmasına neden olmuştur. Bu düzeleme adeta şiddete davetiye çıkararak, yüzlerce çocuğun anasız babasız kalmasına, yüzlerce kadının öldürülmesine ve yuvaların dağılmasına yol açmıştır.

Hiçbir şiddet olayı olmasa dahi, kadının vereceği bir dilekçe ile koca, bir ile altı ay süreyle evden uzaklaştırılabiliyor. Kocanın kendisini savunmasına dahi imkân tanınmıyor. Evin yakınlarına dahi yaklaşamıyor.  

Bu yasa çıktıktan sonra geldiğimiz nokta ne yazık ki böyle.  “Evden uzaklaştırılan koca çocuklarının gözü önünde eşini, eşinin yakınlarını kurşunluyor, sonra kendisi de intihar ederek olayı böylece sonlandırmış oluyor kendi açısından. Olansa çocuklara bebelere oluyor.

Bir asa önlenmesi gereken olayları artırmaya sebep oluyorsa bu geri kalmışlığın, hukuksuzluğun dibidir.

Bu yasanın Anadolu aile yapısına uymayan bir yasa olduğu ayan beyan ortadadır ve yaşanarak da bunun böle olduğu ispat edilmiştir. Düzeltilmesi ve bu olayların önlenmesi için daha neyi bekliyoruz hayret edilesi bir durumdur bu durum.

Âcizane olarak söylemek istediğim eskiden mahallede köyde bir aile arasında huzursuzluk oldu mu büyükler devreye girer, olaya çözüm ararlar büyük çoğunluğu da çözülürdü. Mahalle büyükleri adeta birer “uzlaştırma masası” rolü üstlenirdi doğal bir şekilde…

 Mevcut yasa, çeşitli iletişim vasıtalarından öğrendiğimiz bilgilere göre; şiddeti artırmış, mutsuz çocuklar zümresi oluşturmuş, cinayetleri ve intiharları had safhaya yükseltmiştir.

….

Köylünün üreticini malı niye değersizleşiyor?

Geçtiğimiz haftalarda pazar yerini dolaşıyorum. Maşallah her taraf yerli ürün… Son derece keyifli,  son derece renkli, tezgâhları zengin olan, insanı mutlu eden görüntüler…

Bu görüntüler, bizim zenginliğimiz, bu bize has görüntüler… Ta eskilerden gelen, harika bir özellikler. Evinin önündeki ufacık bahçesinde,   o güzel sebze ve meyveyi emek çekerek üretmiş, ihtiyar, genç ablalar, teyzeler, onu getirip pazarda satacak ve onun yerine başka ihtiyaçlarını görecek ve evine götürecek. Sistem harika, sistem mükemmel… 

Buraya kadar her şey güzel. İyi de güzel olmayan nedir?” diye soracaksınız şimdi de…

Evet, güzel olmayan şey o emeğin fiyatı.     

Organik, Anadolu’nun bağrından üretip geldiği o ürünler, plansız programsız bir şekilde öldü fiyatına satılıyor.

Benim köylümün,  bir iki kasa da olsa üretip getirdiği ürün, kendi yevmiyesini dahi karşılamıyor. İhtiyaçlarını göremeden köyüne, evine geri dönüyor.

Bölgenin en değerli ürünleri tarlada çürüyüp gidiyor. Bu durumda da olan üretici ve tüketici mağdur oluyor. 

Bu yıl para etmeyen ürünü seneye neden eksin ki? O zaman da fiyatlar tavan yapıyor ve acı acı bağırıyoruz.

Aman! Böyle gelmiş böyle gider. (!)

  

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.