Esnaf Odasından, Ahilik Teşkilatına!

Ahmet Ünver

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz günlerde,  Tabipler Birliğinin Afrin – Zeytin Dalı operasyonu hakkındaki olumsuz açıklamaları akabinde, vermiş olduğu tepkiler, Oda ve Birliklere yönelik olan zorunlu üyelik ve üye aidatları hakkındaki beyanatları da kamuoyunda büyük bir karşılık bulmuştu. Özellikle de küçük esnaf ve sanatkar cephesinde! Meslek tanımı içindeki bir işi, bir mesleği icra edebilmek için tanımlı meslek odasına kayıt olmak ve zorunlu aidatlarını da düzenli olarak ödemek zorunluluğu da bulunmaktadır.  Diğer gerekli evraklar için ödenen ve ödenecek zorunlu ücretler de cabasıdır!  Meslek odası ve birlikler sadece aidat toplamak için mi kurulmuştur? Meslek odası ve birlikler,  üyeleri ve ülkeleri adına başkaca görevleri de bulunmakta mıdır?  Meslek odası ve birlikler ülkenin zor zamanlarında icra etmeleri gereken başka sosyal sorumluluk görevleri de var mıdır? Yoksa sadece ve sadece aidat toplamak ve bu oda ve birliklere gelen, seçilen başkanlar,  babaları ve dedelerinden kalan makamları ölünceye kadar işgal etmeleri mi gerekmektedir? Sadece soruyorum!

Selçuklu ve Osmanlı devletinin kurulması aşamasında ve diğer zamanlarda devletin ve toplumun nüvesini teşkil eden Ahilik teşkilatına kabaca bir bakalım! Ahilik teşkilatı, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde Anadolu’daki halkın,  sanat, ticaret, ekonomi gibi çeşitli meslek alanlarında ve ahlaki yönden yetiştiren, çalışma yaşamını ve iyi insan meziyetlerini esas alarak düzenleyen bir örgütlenme şeklidir. Günümüzün esnaf odalarına benzer bir işlevi olan Ahilik;  iyi ahlakın, doğruluğun, kardeşliğin, yardımseverliğin kısacası bütün güzel meziyetlerin birleştiği bir sosyo – ekonomik düzendir. Ahilik felsefesi, temelleri 12. yüzyılda Kırşehir’de atılmış, daha sonra tüm Anadolu’ya yayılmış, izleri bugüne kadar süregelmiştir. Ahilik, aynı zamanda sosyal hayat kadar, ekonomik hayatı da yönlendiren günümüzde hala geçerliliğini koruyan, bugünün şartlarında bile birçok ülkede sağlanamamış adaletli, verimli ve son derece güzel bir sistemi Türk toplumuna kazandırmış bir kültür taşıyıcısıdır! Ahilik, tarihi ve sosyo – ekonomik zorunlulukların ortaya çıkardığı mesleki, dini, ahlaki bir Türk esnaf birliği kuruluşudur.

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Türk Tabipleri Birliği’ne ilişkin, “Bir defa onun başındaki ‘Türk’ ifadesi zaten Bakanlar Kurulu kararıdır, onun oradan hemen, süratle çıkarılması lazım. Sadece Tabipler Birliği değil, Türkiye Barolar Birliği ile ilgili de aynı şey” açıklamalarının ardından, söz konusu tüm oda ve birliklere zorunlu üyelik konusu gündeme gelmiştir.  İş dünyasındaki tüm kulislerin gündeminde de bu tasarı konuşulmaktadır. Birçok iş adamı odalara zorunlu üyeliğin kalkmasıyla hizmet kalitesinin yükseleceğini de ifade etmektedir.  Şirketler, hizmet aldığı için oda ve birliklere sadece bu işin ücretini ödemelidir. Böyle bir sistem sağlanırsa oda ve birliklerdeki hem işlemler hızlanır, hem de buralara üyeliğin değerinin de artacağına yönelik kanaatler kamuoyunda zikredilmektedir.

Esnaf ve Sanatkar Odalar Birliği, 1964 yılında yürürlüğe konulan 507 sayılı kanun ve 21 Haziran 2005’de düzenlenen 5362 sayılı Kanun hükümleri doğrultusunda çalışmalarını yürütmektedir. Halen il ve ilçe düzeyinde kurulmuş;  3,098 meslek odası, il düzeyinde kurulmuş, 82 Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği ve merkezi Ankara’da olan 13 mesleki Federasyonu ve sayıları 2 milyonun üzerinde kayıtlı esnaf ve sanatkar üyesi bulunmaktadır. Esnaf ve sanatkar odası, genel olarak esnaf ve sanatkarların çalışmalarını mesleki yönden ve kamu yararına uygun olacak şekilde düzenlemek ve bu hususta gerekli görülecek her türlü tedbiri almak ve teşebbüste bulunmak!  Üyelerin mesleki eğitimlerini geliştirmek, esnaf ve sanatkarları yurt içinde ve uluslararası düzeyde temsil etmek gibi tanımlı görevleri de bulunmaktadır.

Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın oda ve birliklere yönelik olan zorunlu üyelik açıklamaları akabinde,   bu Oda ve Birlikler,  tarihimiz, kültürümüz ve kadim medeniyetimizin de nüvesini teşkil eden Ahilik teşkilatına benzer bir Yeni yapıya ve Esnaf teşkilatlanması şekline dönülebilir mi?  Esnaf ve sanatkarlarımızın kurmuş oldukları,  bu meslek odaları, bulundukları il ve ilçelerdeki, Ticaret odasının bünyesinde bir alt başkanlık veya müdürlük şeklindeki bir düzenleme ile yeniden Ahilik benzeri Yeni bir oluşuma, Yapıya dönüşebilir mi? Ahilik, Asil Türk milletinin ve kadim medeniyetimizin hem kurucu kodları, hem taşıyıcısı ve hem de nüvesini teşkil etmektedir.  Sadece bir esnaf birliği ve dayanışması olarak kabul edilen Ahilik teşkilatın dağılması, kapanması ile birlikte,  bu asil milletin sosyo – ekonomik,  sosyo – kültürel  ve tüm kadim medeniyetimizin taşıyıcı kodları da dağıtılmış ve yok sayılmıştır!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.