Erdal Arıkan kimdir? AK Parti Bingöl Belediye Başkanı kim?

Erdal Arıkan kimdir? Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanacak olan 2019 Yerel Seçim AK Parti Belediye Başkan Adaylarında büyük bir sürpriz yaşanmazsa Bingöl Belediye Başkan adayı Erdal Arıkan olacak.

Erdal Arıkan kimdir? 2019 Yerel Seçimleri yaklaşırken partilerin il ve ilçe belediye başkan adayları yavaş yavaş belli oluyor. Büyük bir sürpriz olmazsa Bingöl Belediye Başkan Adayı olacak olan Erdal Arıkan vatandaşlar tarafından internette araştırılıyor. Biz de bu konuyu sizler için inceledik ve haberimize ekledik. Peki Erdal Arıkan kimdir? Kaç yaşında? AK Parti Bingöl Belediye Başkan adayı ne iş yapıyor? Erdal Arıkan evli mi? Nereli? İşte tüm detaylar... 

ERDAL ARIKAN KİMDİR?

Erdal Arıkan Türk siyasetinin bilinen isimlerinden birisi. Erdal Arıkan aslen Bingöllü ve asıl mesleği beden eğitimi öğretmenliği. Memleketi Bingöl'de uzun süre hizmet veren Erdal Arıkan'ın evli ve 2 çocuğu vardır.

AK Parti'nin Bingöl belediye başkan adayı Erdal Arıkan, Bingöl Gençlik ve Spor İl Müdürü görevini yürütüyordu. 2010 yılında Bingöl Gençlik ve Spor İl Müdürü Şefik Kara'nın, Kilis İl Spor Müdürlüğü'ne atanmasının ardından Bingöl Gençlik ve Spor İl Müdürü'ne Erdal Arıkan getirildi.

Arıkan'ın İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nde beden eğitimi öğretmeni olarak görev yaptığı öğrenildi. Bingöl'de birçok spor faaliyetlerine imza atan Arıkan, son olarak İçişleri Bakanlığı desteğiyle Bingöl Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu ile Ay Spor Kulübünce hazırlanan Sokaktan Spora ve Sağlıklı Yarınlara Projesi kapsamında bisiklet yarışı etkinliğinde konuşmuştu. Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü Erdal Arıkan, bu tür etkinliklerin son derece önemli olduğunu ifade etmişti.

ADAYLAR BUGÜN AÇIKLANIYOR

SuperHaber'in edindiği bilgilere göre Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından bugün açıklanması beklenen isimler söyle;

Çorum Mehmet Karadağ

Bingöl - Erdal Arıkan

Karaman - Mahmut Sami Şahin

Sivas - Hilmi Bilgin

Muş - Feyat Asya

Sakarya - Ekrem Yüce

Mardin - Vecdi Kahraman

Uşak - Mehmet Çakın

Hatay - İbrahim Güler

Balıkesir - Yücel Yılmaz

Trabzon - Murat Zorluoğlu

Çanakkale - Ayhan Gider

Konya - Uğur İbrahim Altay

Ankara - Mehmet Özhaseki

İzmir - Nihat Zeybekçi

BİNGÖL

Bingöl İli Doğu Anadolu Bölgesi Yukarı Fırat bölümünde yer alır. Doğusu Muş, kuzeyi Erzurum ve Erzincan, Batısı Tunceli ve Elazığ, Güneyi ise Diyarbakır İlleri ile çevrilidir. Bingöl İli 41º 20 ve 39º - 56º doğu boylamları ile 39º - 31 ve 36º - 28º kuzey enlemleri arasında yer alır.

İlin Merkez dışında Adaklı, Genç, Karlıova, Kiğı, Solhan, Yayladere ve Yedisu olmak üzere 7 İlçesi bulunmaktadır. İl Merkezi denizden 1151 metre yükseklikte Çapakçur ovasının kuzeybatı köşesinde Murat suyuna Genç İlçesi civarında kavuşan Göynük suyunun bir koluna hakim düzlük üzerinde kurulmuştur. Elazığ – Tatvan yolu üzerindeki Bingöl, daha önceleri burada vadi içinde kurulu iken şehrin 1950'lerden sonra hızla gelişmesi sonucunda hakim olan düzlüğe taşınır.

BİNGÖL İLİNİN FİZİKİ COĞRAFYASI

A-JEOLOJİK VE JEORFOLOJİK ÖZELLİKLERİ

İl sınırları içinde arazi oldukça engebeli ve yüksek olup, denizden yüksekliği 1250 metreyi aşar Dağlar ve tepelik alanlar çok geniş bir yer kaplar. Yükseklikleri 2000 metreyi aşan dağlık alanlar ise 1500-2000 metre arasında yükseltiye sahip olan tepelik alanların 3. jeolojik zaman (meozoik Tersiyer) da tektonik hareketler sonucunda meydana geldiği tespit edilmiştir. Bingöl dağlarının yapısında genellikle bazalt ve andezitler bulunur. Kuzey-Batı Güney-Doğu yönünde uzanan Bingöl dağlarının kuzey yamaçları hafif eğimli olduğu halde güney kesimleri oldukça sarptır.

YERYÜZÜ ŞEKİLLERİ

DAĞLAR

Bingöl arazisi çok dağlıktır. Yükseklikleri 3000 metreyi aşan dağlar bulunur. Dağlar üzerindeki yaylalar ve düzlüklerin yükseklikleri 2000 metreden aşağı düşmez. Ova niteliğindeki yerler bile 1000 metrenin üzerinde bulunmaktadır. Bingöl ovasının dört tarafı tarafı dağlarla çevirilidir.Dağların Yüksek kısımlarını doruklar, buzul gölleri, etek kısımlarını ise moren kalıntıları kaplar. Dağlar genellikle seyrek ormanlık olup, güney bölümlerinin bazı kısımları çıplaktır.

Meşe ormanları dağların 1200möetreden aşağı kısımlarında görülür. Volkanik sahaların en çok rastlandığı yer Göynük suyu ile Peri suyu arasındaki bölgedir.

Volkanik olan bu bölge çukurluk ve yükseltileriyle dağların genel durumunu bozacak niteliktedir. Ayrıca buradaki dağların bünyesinde kısmen bezalt türünde akıcı, kısmen andezit tipinde kıvamlı lavlar büyük yer tutar. Üçüncü zaman sonlarındaki tektonik olaylar neticesinde kırılmalardan sonra yeryüzüne çıkan lavlar bir örtü gibi etrafa yayılmıştır. Bu arada bazı kırılmalar sonucunda bu örtünün bazı kütleleri çökmüş, bazıları ise yükselmiştir. Bingöl İline adını veren Dağları bu zamanda oluşmuştur.

BAŞLICA DAĞ VE TEPELER

DAĞIN | ADI | YÜKSEKLİK

Bingöl Dağı 3250

Genç Dağı 2940

Şeytan Dağı 2906

Şerafettin Dağı 2554

OVALAR

Bingöl'de dağlar orta kısımlarda birbirinde uzaklaşarak genişlemiş ve bu genişleyen yerde Bingöl ovası meydana gelmiştir. Bu ovayı bir çok akarsular çeşitli yönlerde parçalanmıştır. Ovanın yüzölçümü 80 km² olup deniz seviyesinden yüksekliği 1150 metredir. Bingöl Ovası'ndan; Genç, Karlıova ve Sancak Ovaları gibi küçük ovalar da mevcuttur.

 AKARSULAR

Peri suyu : İl sınırları içindeki uzunluğu ilin en önemli Peri Suyu'dur. Toplam 258 Km. uzunluğa sahip Peri suyu'nun İl sınırları içindeki uzunluğu 112 km'dir. Karagöl ve Bingöl Dağları'ndaki kaynaklardan çıkan sular Karlıova İlçesinin kuzeybatısında Elmalı dersi ve Çerme'de Kalmas deresi ile birleşerek Peri Suyu'nu meydana getirirler. Peri suyu buradan itibaren güneydoğu yönünde akıp Kiğı sınırları içinde çorik dağı'ndan Fas deresini, daha güneyden Çobi Suyu ve kalman deresini alarak il sınırlarından çıkar. Tunceli il sınırları içinde geçerek Muzur suyu ile birleşir. Elazığ'da yeşildere civarında Fırat'a karışır.

Murat Nehri : İlin en önemli akarsularından biridir. Aynı zamanda Fırat'ın en büyük kollarından biridir. Nehir kaynağını Van Gölünün kuzeybatı ucundaki Aladağdan ve Bingöl dağlarından aldıktan sonra Malazgirt, Muş, Bulanık ve Bingöl gibi yer yer yüksek ovaları ve dağları doğu-batı doğrultusunda aşarak Elazığ İli sınırlarına girer.

Keban ilçesinin kuzeydoğusunda karasu ile birleşerek Fırat Nehrini meydana getirir. Murat Nehri'nin Bingöl İli içindeki toplam uzunluğu 96 km.dir.

Göynük Suyu : Murat Nehri'nin bir kolu olan Göynük suyunun başlangıç ve bitiş noktaları İl sınırları içinde kalmaktadır.Bingöl dağları'nın batı yamaçlarındaki Karkapazarı Köyünden doğup çoriş dağlarından bazı dereleri alarak Ekinyolu Köyü yakınındaki Mendo Suyu ile birleşir. Bundan sonra Genç İlçesi yakınındaki Murat Nehri'ne karışır.

GÖLLER

Bingöl İli sınırları İçerisinde büyüklük açısından önemli sayılabilecek herjangi bir göl yoktur. Fakat çok sayıda buzullar tarafından açılmış sirk adı verilen küçük göl vardır. Bu göllerin en önemlileri şunlardır : Gölbahri, Kerkis Gölü, Zırlır Gölü, Sar Gölü, Kuş Gölü, Harem Gölü, Er Gölü, Kıllı Göl, Manastır Gölü, Belli Göl, Karlı Göl, Çili Göl ve İçme Gölüdür.

BASINÇ VE RÜZGAR

İlkbaharla birlikte hava ısınmaya başlasa da çevredeki dağların yüksekliği sebebiyle dağlık kısımların nisbetten soğuk olur. Ova ve dağlar arasında görülen basınç farkından ötürü ovaya doğru bir hava akımı görülür. Sonbahar ve kış mevsiminde ise Sibirya'daki yüksek basınç merkezi Bingöl'üde etkisi altına alır. İlde hakim olan rüzgarlar genellikle batı –kuzeybatı istikametinden eserler.

İklim
Kuzeyden sokulan nemli-serin hava kütlelerine açık olması ve yükselti faktörü sebebiyle Bingöl ve çevresi yazları sıcak,kışları soğuk geçmektedir. Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünün verilerine göre Bingöl’de yıllık ortalama sıcaklık 12.1 derecedir. Yıllık yağış tutarı 873.7 mm. kadar olup, kar yağışlıgün sayısı 24.5 gün, donlu gün sayısı ise 94.1 gün kadardır.İlimizde belli başlı yaylalar ise; Bingöl Yaylası, Şerafettin Yaylaları, Genç'te Çötele (Çotla) Yaylası, Karlıova'da Hırhal ve Çavreş Yaylası, Kiğı'da Kiğı Yaylası ve Dağın Düzü Yaylaları, Adaklı'da Karer Yaylası'dır. Hayvancılık için de çok elverişli olan bu yaylalar, Beritan aşireti (Bertyan) ve çevre köyler için vazgeçilmez özelliklere sahiptir. Yine bu yaylalarda yapılan arıcılıktan elde edilen bal yurdun her tarafından aranır duruma gelmiştir.

İLÇELER

Bingöl (merkez), Adaklı, Genç, Karlıova, Kiğı, Solhan, Yayladere ve Yedisu.Genç İlçesi: İl merkezine 20 km uzaklıkta olan İlçe sınırları içinde, Sürekli (Diyarbug) köyü sınırlarında Pers Hükümdarı tarafından yapıldığı sanılan Daraheni (Kral kızı) Kalesi kalıntıları ile aynı köy sınırları içinde iki kümbet mevcuttur. Kiğı İlçesi: İl Merkezinden uzaklığı 150 km'dir. İlçedeki başlıca tarihi yapılar, 1401-1402 'de Akkoyunlu .Fahrettin Kutluk Bey' in oğlu Pir Ali Bey tarafından yaptırılan Kiğı Camii, İlçe merkezinde Eskişehir Mahallesinde Balaban Bey Camii ve çeşmesi ile Çanakçı Köyünde Mürsel Paşa Abidesidir.Solhan İlçesi: İl merkezine 60 km uzaklıktadır. Hazarşah Köyü Aksakal Mezrası mevkiinde bulunan bir doğa harikası olan Yüzen Ada çok ilginç olduğu, kadar çok da güzel bir yapıya sahiptir. Gölün ortasında bulunan ada, göl üzerinde hareket etmektedir. Yayladere İlçesi: İl Merkezinden uzaklığı 110 km.dir. İlçede hala birçok orijinal özellikleri bozulmamış olan Cenevizlerden kalma olduğu sanılan tarihi bir kale mevcuttur. Kalkanlı Köyü civarında ise içinde tarihin ilk çağlarında insanların barındığı tahmin edilen ve duvarları bir çok oyma sanatı ile süslü mağaralar ve bu mağaraların çevrelediği şelale ilgi çekici yerlerdir. Yedisu İlçesi: İl merkezine olan uzaklığı 140 km. dir. Doğal güzellikleri arasında Şen Köyü şelalesi ve Akımlı'ya bağlı perçivenk mıntıkasında bulunan şelale yer almaktadır.

SICAKLIK

Bingöl’de karasal iklimin özelliğine bağlı olarak gece ile gündüz en sıcak ay ile en soğuk ay arasındaki farkı fazla olmaktadır. En sıcak ay Ağustos, en soğuk ay ise Ocaktır. İlin sıcaklık şartları üzerinde başta enlem durumu olmak üzere (38º kuzey enlemi), deniz seviyesinden ortalama yüksekliğin fazla olması etkenleri rol oynamaktadır. Uzun yılların sıcaklık ortalamalarına göre en yüksek sıcaklık değeri 42º en düşük sıcaklık değeri 22º yıllık sıcaklık ortalaması da 12.1º dir.

ORMANCILIK

İklim ve arazi yapısı yönünden ormancılık için ideal bir yapıya sahip olan Bingöl, Doğu Anadolu Bölgesinin orman alanı en zengin olan illerinden biridir. Ancak ormanların, uzun zamandan beri yakacak ihtiyacının giderilmesinde kullanılması ve hayvancılıkta yararlanılması, bozuk baltalık duruma gelmesi sonucunu doğurmuştur. Tablo-41'de İşletme Şefliklerine göre ildeki orman alanlarının dağılımı verilmektedir. İşletme Şefliklerine göre İldeki Orman Alanları Orman İşletme Şefliği Ormanlık Alan Ormansız Alan Toplam Merkez 43 138.5 93 387.5 136 526 Ilıca 38 323 156 662.5 203 985.5 Genç 46 046 104 079.5 150 125.5 Kiğı 70 917 142 840 213 757 Solhan 28 417.5 69 722.5 98 140 Toplam 226 842 575 692 802 53

TARIM

Toplam arazi varlığı içinde 2.797 hektar dere yatağı, 5.252 hektar kayalık, 1.543 su yüzeyi, 1.155 hektar yerleşim yeri toplamları 23.547 hektar olarak diğer yerlerin içinde ifade edilmektedir. İlimiz tarım arazisinin 27.300 hektarı Sulanabilmektedir. Bunun 8.000 hektarı D.S.İ' ince 9.300 hektarı Köy Hizmetleri tesisleri ile sulanmakta olup. 10.000 hektar kadar da halkın kendi imkanlarıyla yaptığı sulamalardır. Bütün sulanabilir arazi, tarım arazisi varlığının % 46,16' sı dır. Önümüzdeki yıllarda sulanabilir arazi nispetinin % 20'lere kadar arttırılması için çeşitli projeler uygulanacaktır. Sulu ve kuru şartlarda tarla arazilerinin yüzde dağılımları şöyledir. Son yıllarda yem bitkisi üretimini arttırmak için çiftçilerimize yönelik yayım çalışmaları arttırılmış, bu konuda kayda değer ilerlemeler sağlanmıştır. Bu çalışmalarda yonca ,korunga, fiğ gibi yem bitkilerinin dışında triticale ve silajlık mısır ekimi konusunda yayım ve demonstrasyon çalışmaları yapılmış ve başarılı sonuçlar alınmıştır. Bu çalışmaların olumlu etkileri çiftçilerimize yansımış , çiftçilerimizin kendi istekleriyle silajlık mısır ekimi yapılmaya başlanmıştır. Bu sevindirici gelişme karşısında çiftçilerimizin sürekli sıkıntı çektikleri kışlık yem ihtiyaçlarını bir ölçüde karşıladıkları görülmektedir. Bu gibi gelişmeler arazi kullanım profilini olumlu yönde değiştirmektedir. Yem bitkileri tarımı yapılan alanın büyüklüğü de, buna bağlı olarak artmaya devam edecektir. Hububat tarımında yine Müdürlüğümüzce yapılan demonstrasyon çalışmaları sonucu yöreye uyum sağlayan, yüksek verimli sertifikalı tohumluk kullanımı yaygınlaşarak özellikle buğday ve arpa tarımında oldukça iyi sonuçlar alınmıştır. Bunun yanında kimyevi gübre kullanımı yaygınlaştırılmış, münavebeli ekim metotlarının kullanılmasıyla da nadas alanlarının daraldığı görülmüştür. Böylece arazi kullanım sınıflandırılmasında nadas alanı yüzdesi süratle düşecektir.

Bitki Örtüsü
Doğu Anadolu'nun en zengin orman alanlarına sahip olan İllerden biri olan Bingöl'de ağaç türü olarak meşenin meydana getirdiği ormanlar yaygındır. Bu ormanlar 1900 m. Yüksekliğe kadar yayılış gösterir. Ancak ormanların uzun süre tahrip edilmesi sonucunda ve ormanların tam anlamıyla yok edildiği yerlerde bozkır (Step) bitki örtüsü görülür. İlin toplam arazisi 812.537 hektar olup bu arazinin kullanım durumu şöyledir; %7.28'i tarım arazisi, %27.92'si orman, % 10.25'i ağaçlandırma alanı, % 51'i mera, % 2.2'si çayır ve % 1.3'ü diğerleridir.

BİNGÖL'ÜN İLÇELERİ

Adaklı : Adaklı İlçesinin Coğrafi Konumu Adaklı İlçesinin Coğrafi Konumu : Adaklı; Güney bölümünde Bingöl İli, kuzeyinde Yedisu İlçesi, batısında Kiğı İlçesi, doğusunda Karlıova İlçesi bulunmaktadır. Bingöl İl merkezine 74 Km. mesafede olup, yolun zemini stabilizedir. Bu nedenle ulaşım olumsuz yönde etkilenmektedir. Elazığ İl merkezine ise 198 Km. mesafede olup yol asfalttır. Coğrafi yönden Doğu Anadolu Bölgesi Yukarı Fırat Bölümünde, Bingöl İlinin kuzeybatı bölümünde yer almaktadır. Rakım 1500 metredir. Yüz ölçümü 841 Kilometre kare olup, büyük bölümü meşe ormanları ile kaplı engebeli ve dağlık arazi yapısına sahiptir, İklim yapısı olarak karasal iklim kuşağında kışları çok sert ve uzun yazları ise sıcak ve kurak geçmektedir. Ekonomik değer taşıyabilecek büyük bir akarsu olmamakla birlikte küçük çapta su kaynakları oldukça fazladır. Adaklı 1. derecede deprem bölgesinde bulunmakta olup, zaman zaman toprak kayması, sel ve çığ afetleri meydana gelmektedir. En son olarak 1995 yılında Hasbağlar Köyünde meydana gelen toprak kaymasında bir çok ev yıkılmış ve arazi önemli ölçüde tahribata uğramıştır. Ekonomik Durum : İlçe ekonomisi genellikle tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Üretim pazarlanabilecek düzeyde olmayıp, tüketime de yetmemektedir. Buğday ve arpa gibi tahılların yanında fasulye, patates, ceviz ve elma üretilmektedir. Hayvancılık genellikle ilkel yöntemlerle yapıldığı için, sayıca fazla görünen hayvanların ekonomik hayata katkıları çok azdır. Arazi yapısı itibariyle yöre özellikle küçükbaş hayvancılığa elverişlidir. Adaklı’da Kaymakamlığın girişimleriyle tarımsal alanda seracılık başlamış, sebze ve meyve bahçe sayısında büyük artış görülmüştür. İlçe merkezi ve köylerde ceviz üretimi, kavak yetiştiriciliği ve arıcılık yapılmaktadır. Adaklı’da endüstriyel faaliyet yoktur. Basit marangoz atölyesi ve günlük ihtiyaçları karşılayabilen küçük dükkanlar vardır. Ticaret, halkın günlük ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik esnaf faaliyetlerinden ibarettir. İlçede Pazar kurulmamaktadır. Festival ve panayır etkinlikleri de yoktur. Kaynak: Alay, O. (1996). Kültür Dünyamızda Bingöl. Ankara: Meg Ajans.

Yayladere : YAYLADERE İLÇESİNİN TARİHÇESİ Habip Yayladere bölgesinde M.Ö. 2100 yıllarında Komukların, Horrilerin M.Ö. 1360 yıllarında Hititler' in egemenliği görülmektedir. M.Ö. 900 yıllarında ise Urartular M.Ö. 550 yıllarında Perslerin daha sonra İskender İmparatorluğunun himayesine giren ilçe toprakları M.Ö. 75 yıllarında Ermenistan Krallığının M.Ö. 50 yıllarında da Roma İmparatorluğunun himayesine girmiştir. 1073 yılında yapılan Malazgirt savaşına kadar Bizans İmparatorluğu hakimiyetinde bulunan bu bölge bu önemli Türk zaferinden sonra Selçuklu devletine dahil olmuştur. 1080-1201 yılları arasında Saltukoğulları'nın,1473 tarihine kadar Uzun Hasan'ın elinde bulunan ilçe toprakları bu tarihte yapılan Otlukbeli savaşından sonra ise tamamen Osmanlı İmparatorluğunun himayesine girmiştir. 1514 yılına kadar İran Safevi devletinin saldırılarına uğrayan bu bölge Çaldıran savaşından sora Yavuz Sultan Selim tarafından tamamen Osmanlı topraklarına katılır. İlçede bu İmparatorluklar kalıntı olarak biraktikları tek şey yüksek bir kayalığın kale olarak kullanılması ve kale üzerindeki yerleşik hayata dair izler görülmektedir. Yayladere halkı ilçenin kuruluşuyla ilgili kesin bir bilgiye sahip degildir. Yalnız anlatılanlara göre “ Yayladere de 3 aile yaşamaktadir. Daha sonra Sade aşiretinin kümsür kolundan bir çok aile gelir ve Yayladere' ye yerleşirler. Böylelikle Yayladere tam bir yerleşim merkezi haline gelir.” Yayladere ilçesinin ilk adı Holhol' dur. Cumhuriyetin ilk yıllarında Holhol Köyü olarak Sarıtosun bucağına bağlı bir köy olan Yayladere 1936 yılında bucak merkezinin Sarıtosun'dan Holhol'a olan eski adı 1959 yılında Yayladere olarak değiştirilmiştir. 04 Temmuz 1987 tarihinde 3392 sayılı yasasıyla Bingöl iline bağlı bir ilçe haline dönüşmüştür.

Karlıova : Coğrafi Yapısı Karlıova ilçesi, Doğu Anadolu Bölgesi’nin Yukarı Fırat Bölümü’nde, Bingöl ilinin kuzeydoğusunda, Bingöl ve Şeytan Dağları’nın arasındaki ovada kurulmuştur. Güneyinde Şerafettin Ve Karaboğa Dağları, kuzeyinde Erzurum-Çat, kuzeydoğusunda Erzurum-Tekman, güneyinde Bingöl-Solhan, güneydoğusunda Muş-Varto, batısında Bingöl-Kığı ilçeleri ile güneybatısında Bingöl il merkezi ile çevrilmiştir. Karlıova ilçesi 41 derece 02 dakika doğu boylamı ile 39 derece 21 dakika kuzey enleminin kesiştiği noktada yer alır. Karlıova 1392 km yüzölçümüne sahip olup Bingöl ilinin % 16,6’sını kapsar. İlçenin deniz seviyesinden yüksekliği 1940 metredir. Dağlar ve engebeli araziler büyük bir alan kaplamaktadır. Düzlük alanlar ancak %7,5 civarındadır. Dağları: İlçe topraklarının %83’ü dağlarla kaplıdır. Bu dağların yüksekliği şöyledir: Bingöl Dağı: 3250 m Şerafettin Dağı:2544 m Şeytan Dağı: 2906 m Çavreşi Dağı: 2793 m Bu dağların dışında Kartal ve Hırhal gibi dağlar da bulunmaktadır. Ovaları: Şerafettin dağı ile Çavreşi Dağı’nın birbirinden uzaklaşarak genişlediği alanda Karlıova Ovası meydana gelmiştir. Göynük Suyu ve Peri Suyu bu ovayı çeşitli yönlerde bölmüştür. Ayrıca ilçe topraklarının büyük bir kısmı yayla ve platolarla kaplıdır. Bu yaylaların en önemlileri şunlardır: Çavreşi yaylası, Kandil yaylası, Hırhal yaylası, Tavla yaylası(Bingöl Dağı), Mirgemir yaylası (Şerafettin Dağı) Akarsuları: Peri suyu Bingöl dağlarından doğan en büyük su olup, Geçitli ve Kaynarpınar köylerini takip ederek Kiğı sınırından Fırat’a dökülür. Göynük suyu, Bingöl Dağları’ nın batı yamacındaki Kargapazar köyünden doğar. Çavreşi Dağları’ndan Kaynak Ve Derinçay derelerini de içine katarak Genç ilçesi yakınlarında Murat Nehri’ne karışır. Gölleri: İlçemizde birkaç göl bulunmaktadır. Bu göllerden en büyüğü ise Kargapazar Köyüm yakınındaki Gölbahri Gölü’dür. İKLİMİ Karlıova ilçesi karasal iklim tipinin egemen olduğu bir bölgede yer almaktadır. Denizden yüksekliğinin fazla olması nedeniyle hava sıcaklığı çok düşüktür. İlçede kış mevsimi uzun, oldukça soğuk ve karlı geçmektedir. En yüksek sıcaklık temmuz-ağustos aylarında, en düşük sıcaklık ise ocak ve şubat aylarında görülmektedir. İlçede en soğuk ay ortalaması –35 derece; en sıcak ay ortalaması da 25 derecedir. İlçede mevsimlere göre düzenli bir dağılım göstermeyen yağışlar, çoğunlukla kış ve ilkbahar aylarında görülür. Yaz ve sonbahar dönemlerinde ise iklim nispeten kuraktır. Esen rüzgarlar genellikle kuzey yönlü olduğundan iklimi daha da soğutmaktadır. Kaynak: Alay, O. (1996). Kültür Dünyamızda Bingöl. Ankara: Meg Ajans.

Kiğı : Mevcut bilgilere göre, İlçenin tarihi M.Ö. 3000 yıllarına kadar uzanmaktadır. Sırasıyla Hititler, Urartular ve Persler bölgede yerleşmişlerdir. Bölge daha sonra Mekadonya, Roma, Sasani ve Bizanslıların egemenlikleri altına girmiştir. Halit Bin Velit tarafından ilk defa İslam topraklarına kazandırılan Kiğı 1071 tarihinden sonra Selçuklu Türklerinin eline geçmiştir. İlçenin adını Bizanslılar zamanında bölge komutanının Kiğan ismindeki kızından veya Kiğa ismindeki Komutandan aldığı söylenmektedir. Erzincan tarihinde Kiğı, dağlar memleketi anlamına geldiği ifade edilmektedir. Hayat ansiklopedisinin altıncı cildinde ise Kiğı kelimesini Kayağa’ dan aramak icap ettiği ve Key’ in Prens manasına geldiği ve Kiğı’nın da bir Türk prensi namına izafe edildiği belirtilmektedir. İlçe geçmişte Erzurum-Harput (Elazığ) kervan yolu üzerinde bulunduğundan oldukça gelişme göstermiş ve belgelere göre yüzlerce yıl Sancaklık statüsü içerisinde çeşitli yerlere bağlı olarak varlığını sürdürmüştür. İlçe 1071 tarihinden sonra Selçuklular, Akkoyunlular ve Sefevi hakimiyeti altında kalmış, 1514 yılında Yavuz Sultan Selim tarafından Çaldıran zaferi sırasında Osmanlı topraklarına katılmış, değerli hizmetlerinden dolayı Bıyıklı Mehmet Paşa ya mükafat olarak verilmiştir. 1663 yılından itibaren Diyarbakır’a bağlı bir sancak iken 1926 da ilçe statüsünde Erzincan’a, Bingöl’ün il olmasıyla da 1936 da Bingöl’e bağlanarak günümüze kadar gelmiştir. Birinci dünya savaşı yıllarındaki Rus işgali 20 kasım 1916’da Ordu-Halk birliğiyle sona erdirilmiş, halkın daha sonraları gösterdiği olumlu davranışları Büyük Önder Atatürk’ün takdirlerine mazhar olmuştur. 20 Kasım günü İlçenin kurtuluş bayramı olarak her yıl kutlanmaktadır. CUMHURİYET ÖNCESİ KİĞI Kiğı,tarihi MÖ. 3000'lere dayanan bir yerleşim merkezidir. Doğuda Bingöl,batıda Tunceli, kuzeyde Erzurum ve Erzincan, güneyde Elazığ ve Diyarbakır illeri vardır. Bingöl, Tunceli ve Erzurum'a 150,Elazığ'a 200,Diyarbakır'a 250 km mesafede çanak bir çanak şeklindedir. Kiğı'nın adı konusunda bir çok rivayet vardır. Bunların gerçeğe yakın olanlarım şöyle sıralayabiliriz: Kiğı'nın Türkçe Sözlükte anlamı yoktur. Erzincan tarihinde Kiğı'nın "Dağlar Memleketi" anlamına geldiği ifade edilmektedir. Kiğı,Romalılar zamanında Roma hanedanı Kiga'nın oğlu Talon'un hakimiyeti altında kalmıştır. Talon'un oturduğu bu kaleye Kiga ismini koyduğu, Kiga'nın Kiğı'ya dönüştüğü de söylenenler arasındadır.

Genç : Genç İlçesinin Tarihi İlçenin eski adı kelime anlamı olarak çeşme ağacı anlamına gelen "Dara hini"dir. Ancak bu ad bir efsaneye göre, simdi ki Genç ilçesi yakınında günümüzde Kral Kızı Kalesi olarak bilinen ve Pers hükümdarı Dara tarafından yaptırılmış olup, o günler Dara Hini olarak adlandırılan kaleden gelmektedir. Cumhuriyet döneminde bu ad Genç olarak değiştirilmiştir. Genç ilçesi il olmadan önce komşu sancak ve eyaletlere bağlı kalmış eski bir ilçe merkezidir. Osmanlı Devletinde 1878 yılında yapılan idari teşkilatlanma sonucunda kurulan Bitlis vilayetine bağlanan Genç ilçesi 1924-1927 yılları arasında Genç vilayeti haline getirilmiştir. 1927 yılında ilçe haline getirilerek Elazığ'a bağlanmıştır. 1936 yılında Bingöl vilayeti kurulunca Genç ilçesi bu vilayete bağlanmıştır. İl merkezine uzaklığı 20 km' dir. Osmanlılar Döneminde Genç İlçesi: İlçenin adı her ne kadar Genç ise de çok eski bir tarihe sahiptir 1071 Malazgirt Zaferiyle Selçuklu Türklerinin ve 1514 yılında da Yavuz Sultan Selimin Çaldıran Zaferi sonucu Osmanlı hakimiyetine geçerek Diyarbakır eyaletine bağlanmış ve yine 1848'de yine Diyarbakır'a bağlı bir kaza olmuştur. 1868'de de eyaletler vilayete dönüştürüldüğünde bucak olarak Lice kazasına bağlanmıştır. Daha sonra 1878'de Bitlis vilayet olunca ilçe de Bitlis'e bağlı sancak olmuştur. Cumhuriyet Döneminde Genç İlçesi: 1924'de yenilenen idari teşkilat ile bütün sancaklar il haline getirilirken Genç'te Çapakçur (iki ayrı ilçe) Elazığ iline bağlanmıştır. 1936 yılında Bingöl'ün il olmasıyla Genç ilçe olarak Bingöl'e bağlanmıştır.

Yedisu : Yesdisu İlçesinin Coğrafi Konum : Yedi su ilçe merkezi peri suyu vadisinin en geniş yerinde kurulmuş olup ilçeye bağlı köyler bu vadinin içinde yer almaktadır coğrafi yönden ilginç bir konuma sahip Bingöl ilinin kuzeyinde Erzurum, Erzincan, Tunceli il sınırlarının kesiştiği noktada yer almaktadır. Erzurum ili Çat ilçesi Tunceli Pülümür ilçesi Erzincan ili Tercan ilçesi Karlı ova adaklı Kığı ilçeleri ile sınır durumundadır. Karasal iklimin hüküm sürdüğü tarıma elverişli arazisi az olan ilçemiz tamamıyla dağlık sarp bir arazi yapısına sahiptir. Doğuda çavuşlu dağı Güneyde şeytan dağı 2650 m. Batıda Bağıl dağı Kuzeyde koşan dağı 3078 m. ile çevrilidir. Kaynağını Erzurum illinden alan peri suyu Fıratın büyük kolarından biri olup bu dağlar arasında ilçeye doğudan batıya doğru baştan başa geçmektedir. Arazi meşe ormanları ile kaplıdır. 

Genç : Gen İlçesi'nin Coğrafi Durumu İlçenin Coğrafi Durumu: Genç ilçesinin yüzölçümü 1646 km²'dir. Kuzeyde Bingöl ili merkez ilçe ve Murat Nehri, Güneyde Diyarbakır ili, Doğuda Solhan ilçesi, batıda Elazığ ili ile çevrilidir. İlçe merkezi Murat Nehri kıyısında düz bir alana kurulmuş olup 1125 m rakıma sahiptir. İlçenin güneyi sıradağ halinde bulunan Genç dağlarıyla kaplıdır. En yüksek dağı Cotele(cotla) 2940 m. yüksekliğindedir. Başlıca Nehri Murat nehri olup ilçeyi boydan boya aşarak geçer.

Yayladere : COĞRAFİ YAPI Yayladere doğuda Kiğı ilçesi, Kuzey batıda Tunceli'ye bağlı Pülümür ilçesi, Günaybatıda Tunceli'nin Nazimiye ilçesi ve güneyden ise Elezığ'ın Karakoçan ilçesiyle sınırlı ve komşudur. İlçenin güneyinden geçen ve Keban Baraj gölüne dökülen Perisuyu Elezığ ili ile Bingöl ili topraklarını birbirinden ayırır. Bu akarsu üzerinde kurulmakta olan Özlüce Barajının yapımıda yıllardır devam etmekte, günümüzde önemli bir bölümü tamamlanmış sayılmaktadır. Yaklaşık 1650 metre yükseklikte yer alan Yayladere, çevresindeki dağların güney eteklerinde kurulmuştur. Her yanı dağlarla çevrili bulunan ilçenin etrafındaki yükseltisi 2500 metreyi aşmaktadır. Bu bölgede jeolojik geçmişte güney Pontid Okyanusunun etkisi vardır. Bu okyanusun kuzeyden ve güneyden gelen kıtasal levhalarla kapanması sonucu yer kabuğunun bu zayıf kuşakları boyunca yer altındaki mağmanın yükselmesi nedeniyle bu bölgelerde volkanik röliyef oluşmuş ve arazi bu röliyefe bağlı olarak bugünkü görünümünü almıştır. Tarihte çok şiddetli depremlerin oluştuğu, içinde bulunduğumuz bölgede, günümüzde de önemli yer kabuğu hareketleri yaşanmaktadır. Bu deprem kuşağında Amik Ovasından Karlıova'ya kadr uzanan kırık boyunca, özellikle VIII. ve X. yüzyıllarda önemli depremler olmuştur. Günümüzde de etkinliği sürdüren bu deprem kuşağı son olarak 1970'teki Bingöl depremi de büyük zarara yol açmıştır. Burada yer alan önemli tepeler, Taru ve Sülbüs tepeleridir. Yayladere'nin kuzeyinde ve Deşt Düzü'nün batısında yer alan Sülbüs dağı (2884 m.) çok yüksek volkanik bir dağdır. Bulunduğu sıradağın ortasından birden bire yükselmektedir. Karları en geç eriyen yerlerdendir. Sülbüs'ün üstü ve etekleri yayla olarak kullanılır. Uzaktan sivri bir koni şeklinde görünse de üstü düzlüktür. Tepesine kadar yol olduğu bilinmektedir. Dağa adını veren Sülbüs Ziyareti dağın tepesindedir. Yayladere ilçesine bağlı Taru (Yavuztaşı) köyünde Taru taşı adında bir sap kayalık vardır. Bu kayalığın güneyinde bulunan Hasköy'e yakın bir yerde de şifalı bir kaplıca vardır. Birçok romatizmal hastalık için sayısız yararı olduğu bilinmektedir. Ancak bu kaplıca içinde bilimsel çalışmalar yapıldığı söylenemez. Karakoçan - Yayladere yolu kenarında Meydan Gölü ise önemli bir mesire yeri olarak bilinmektedir Ekonomi Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır YAYLADERE İLÇESİNİN NUFUSU Bingöl'ün en küçük ilçesi Yayladere'nin toplam nüfusu ise 2 bin 87 olarak açıklandı. Bu nüfusun bin 160'ı ilçe merkezinde yaşarken, 636'sı ise köylerde yaşıyor.

Solhan : Solhan´ın Tarihçesi Solhan, İlçenin 2 km batısında yer alan Mezgeft adı ile anılan yerde, “Beglon” adında bir beyin yönetiminde kaldığı için bu ismi almıştır. Zamanla bu sözcük halk dilinde değişime uğramış, Boglon olarak anılmaya başlanmış, 1932 yılında da Solhan adını almıştır. Solhan zengin bir tarihi geçmişe sahiptir. Hititler, Huriler ,Urartular devrinde çeşitli olaylara sahne olan Solhan zamanımıza kadar olan tarihini kısaca şöyle açıklaya biliriz. M.Ö 2000 yıllarında Fırat nehri kıyısında Vasukani şehrini kurup bütün Anadolu´ya yayılan tarihte Mitaniler olarak bilinen Huriler M.Ö 1360 ta Hitit´lerin Torosları aşıp kendilerini sıkıştırması ve yeni krallık devrinde Şuppililuma Mitani prensini kendisine damat edinip himayesi altına almasından dolayı Harput,Bingöl ve Muş dolaylarında hakimiyetlerini kaybettiler. M.Ö 1200 yıllarında Hitit devletinin yıkılması ile Van bölgesinde yerleşen Urartular batıya doğru genişleyerek Bitlis,Muş ve Bingöl´ü alıp Murat ırmağı vadisine ilerlediler.M.Ö 745 yıllarında Asurluların hakimiyetine geçen bölge M.Ö 612 yılında Med, Babil ve Urartuların saldırısıyla Medlerin hakimiyetine geçmiş. M.Ö 550 yılında Kurs Medleri yenerek Pers devletini kurması batıya akınlara başlamasıyla İskender imparatorluğu sınırları içerisinde kalan bölge İskenderin ölümünden sonra Selef Kürslerin eline geçmiştir.M.Ö 200-189 yıllarında yeniden canlanıp Adıyaman´ın güneybatısında Komojen krallığını kurdular. Doğuya doğru ilerleyerek Vana kadar uzanan bölgeyi ele geçirmişlerdir. 1071 tarihine kadar Roma hakimiyetinde kalan bölge Selçukluların egemenliğine geçmiş bir süre sonra Selçuklularda iktidar savaşı ve iç karışıklar başladıktan sonra Moğollar Anadolu´ya saldırdılar 1245 Köse dağ savaşında Selçukluların yenilmesi bölgeyle birlikte tüm Anadolu´ya hakim oldular.Yeni beyliklerin ortaya çıktıklarını görüyoruz. Diyarbakır,ı kendilerine yurt edinen Akkoyunlular 1394 yıllarında Bingöl, Erzurum, Erzincan´da hakimiyet kurmuşlardır. 1473 yılında Otlukbeli savaşında Uzun Hasan´ın yenilmesi Solhan ilçemizin de içinde bulunduğu bölge Osmanlı egemenliğine geçmiştir. Bundan sonra yörede İran hakimiyeti görülse de Şah İsmail´in 1514 Çaldıran savaşında Osmanlılara yenilmesiyle Yavuz Sultan Selim tarafından Doğu Anadolu´da birlik tesisi görevini vezir Bıyıklı Mehmet Paşa ile İdrisi Bitlisi´ne vermiştir.Vilayet nizamnamesi gereğince teşkilatlanmada Solhan ve Muş yöresi 1864 yıllarında Erzurum eyaletine bağlandı. 1.Dünya savaşı yıllarında kısa bir süre Rus işgali altında kalan Solhan 1929 yılında nahiye olarak Muş iline 25 aralık 1935 tarihinde 2555 sayılı kanunla il olan Bingöl´e 4 ocak 1936 tarihinde ilçe olarak bağlanmıştır. 

Karlıova : Karlıova İlçesi Hitit ve hurri egemenliğinden sonra MÖ 40'da Bizanslıların eline geçer. Hz. Ömer zamanında İslam devletleri topraklarına katılıyor. 1071'den sonra Selçuklu hakimiyetine girdikten sonra Mengüçoğulları, İlhanlılar, Celayirler, Akkoyunlar ile Safarilerin hakimiyetine girip çıkarlar. 1514'de Çaldıran Zaferi ile Osmanlıların sınırlarına dahil olur. Cumhuriyetin ilanından sonra 1936 yılına kadar Muş İline bağlı bir yerleşim yeri iken, 1936 yılında İl olan Bingöl'e ilçe olarak bağlanmıştır. Karlıova İlçesi daha önceleri Muş iline bağlı ve Bingöl adını taşıyan bir ilçe merkezi iken, 1936 yılında il haline getirilen Çapakçur'a (Bingöl) bağlanmıştır. 1938 yılında yürürlüğe giren kanun ile ismi Karlıova olarak değiştirilmiştir. Adının Kaynağı: 1936 yılında Çapakçur İl merkezi olmadan önce İlçenin adı Bingöl olarak geçmekte idi. Bingöl ismini efsanelere konu olan Bingöl dağlarından almakta idi. Bakanlar Kurulunun 27.07.1938 tarihli kararı ile Bingöl vilayetine bağlı olan İlçenin adi ''Karlıova'' olarak değiştirilmiştir Bingöl vilayetinin İlçesine başka bir ad vermek için toplanan heyet ad bulmakta güçlük çeker. Müzakere ve münakaşalardan bir netice alınamadığını gören posta eri kapıyı çalarak içeri girer. Selam verdikten sonra ''Müsaade ederseniz ben bir ad vereyim'' der. Kendisine müsaade verilir: 'Efendim dışarıya baksanıza ova karla kaplı, bu ovanın adi ''Karlıova'' olsun der. İsim hoşa gider Bingöl isminin Karlıova olarak değiştirilmesi Kaymakamlıkça kararlaştırılır. 1392 km² yüzölçümüne sahip olup il yüzölçümünün %16,6 'sını kapsar. İlçenin deniz seviyesinden yüksekliği 1940 m. dir. Dağlar ve engebeli araziler büyük bir alan kaplamakta olup düzlük alanlar ancak %7,5 civarındadır. İlçenin başlıca akarsuları peri suyu, göynük ve derin çaylardır. İlçenin 47 köyü 2 bucağı mevcuttur. 1997 Genel Nüfus Tespitine göre, İlçenin nüfusu 29 868'dir. Nüfusun yüzde 32.23'ü ilçe merkezinde, geriye kalan yüzde 67.77'si kırsal kesimde yaşamaktadır.

Yedisu : Yedisu tarihi çok eskilere dayanır. Eski kayıtlarda (1839) Yedisu Çerme olarak geçmektedir. Çerme kelimesi Çermik’ten gelmektedir.İlçe girişinde alttan kaynar bir havuz bulunmaktadır ve adını buradan aldığı düşünülmektedir. Kuruluşundan bu yana Çerme Köyü Bucak Merkezidir.1839 tarihinde kurulan Kiğı Kazasına bağlı 18 Köy ile Çerme Nahiyesi olarak kurulmuştur. 1314 tarihinde fahri müdürlerle idare edilen bucaklar kaldırılmış, Çerme Nahiyesi 52 köyü ile birlikte yeniden, Kiğı Kazasına ve Erzurum Vilayeti bağlanmıştır. Yedisu(Kiğı İlçesi) 1839 tarihinden 1926 tarihine kadar Erzurum Vilayetine, 1926 yılında 877 sayılı Teşkilatı Mülkiye Kanunu ile Erzincan İli’ ne ve 1936 yılında 2885 Sayılı Kanunla kurulan Bingöl İli’ne bağlanmış ve Çerme Bucağı 22 köy olarak yeniden kurulmuştur. Çerme Bucağı’nın 7 köyü 1964 yılında Erzurum İli Çat İlçesi’ne bağlanmıştır. Yedisu ismini ise 1970 yılında YSE Müdürlüğünce Yedisu Merkezinde yaptırılan ve “7 musluk” ihtiva eden çeşmeden alarak bu tarihte isim değişikliği yapılmıştır.Yedisu; 20 Mayıs 1990 tarih ve 20523 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 3644 Sayılı Kanunla Kiğı İlçesinden ayrılarak Bingöl İli’nin 7. İlçesi olmuştur.

Kiğı : Coğrafi yönden ilginç bir konuma sahip olan İlçe Doğu Anadolu Bölgesi Yukarı Fırat bölümünde yer alan Bingöl ilinin Kuzey kesiminde yer almaktadır. Doğu Anadolu Bölgesi’nin ortalarında yer alan ilçenin rakımı 1430 Metredir. Doğuda Adaklı, kuzeydoğuda Yedisu, kuzeyde Tunceli ilinin Pülümür ilçesi, batıda Yayladere, güneyde Elazığ ilinin Karakoçan İlçesi ile komşudur. Bölge tamamıyla engebeli, bir bölümü meşe ormanlarıyla kapalı bir arazi yapısına sahiptir. Karasal iklimin sürdüğü İlçenin tarıma elverişli arazisi azdır, en yüksek yeri Şeytan Dağları 2650 metredir. Kaynağını Erzurum’dan alan Peri Çayı Fırat’ın büyük kollarından biri olup, en önemli akarsuyudur. Bu akarsu üzerinde özlüce barajı inşaatı tamamlanmış olup, şuan Kiğı HES barajı ve Kiğı Yedisu barajı inşaatları devam etmektedir. İlçenin İl merkezine uzaklığı sancak üzerinden 76 km ve Karakocan üzerinden İl merkezine olan uzaklığı ise 145 km dir. Kiğı İlçesinin doğusunda Adaklı ilçesi kuzeyinde Yedisu ilçesi, batısında Tunceli ili ve Bingöl'ün Yayladere ilçesi, güneyinde ise Elazığ ve Bingöl illeri bulunur. Kiğı, Doğu Anadolu Bölgesi'nin Yukarı Fırat Bölümü'nde olup , bu bölümün yeryüzü şekillerinin özelliklerini gösterir. Çok engebelidir. Dağ sıraları platolar ve tek tek volkanik dağlar çoktur. Dağ sıraları 3 zamanın kıvrımları sırasında meydana gelmiş bazı kıvrımlar yükselirken diğerleri alçalmış, bu hareketler esnasında şiddetli volkanizma meydana gelmiş ,volkanizmadan çıkan lavlar etrafa yayılarak yaylaları meydana getirmiştir . Genç kıvrımlı ve volkanik dağların çokluğundan dolayı 1. derecede deprem bölgesine girer. Bu sebepten her yıl deprem hareketleri görülür. Kiğı'nın doğusunda Şeytan Sıra Dağları ( 2650 m. ),kuzeyinde Kızılmescit Dağları, batısında Altın Hüseyin Dağları, güneybatısında Sülbüs Dağı, güney ve güney doğusunda Sancak Dağları ve yaylası bulunur. İç kısımlarda Kiğı'nın eteğinde kurulduğu Seyit Kasım ve Şenker Dağları ile tam karşısındaki Sivri Dağı diğer önemli dağlardır.Kiğı'nın en önemli akarsuyu Peri Suyu'dur.Bu su üzerinde halen çalışmaları devam eden Kiğı HES Barajı ile 2000 yılında elektrik üretimine başlayan Özlüce Barajı vardır.Peri Suyu, şeytan Dağları'nı yandan yararak güneye doğru akmaya başlar. Kiğı yakınlarına kadar devam eden bu gayet dar ve derin , haşin boğaza Kelhaç deresi veya Kelhaç boğazı denir. Bu boğazın yanlarında oturmaya , ziraat ve hayvancılık yapmaya elverişli yerler azdır Kelhaç Deresi'nden sonra Peri Suyu, genel olarak güney batı yönünü takip eder. Vadisi dar ve derindir. Peri Suyu, yer yer menderesler çizerek Keban Barajı'na kadar ulaşır.Tap düzünün güneybatısında bulunan Gökçeli çayı , gökçeli köyünden sonra , Hacı Halil köprüsü denilen yerde Peri Suyuna katılır. Peri Suyu tarafında çok sayıda kaynak suları mevcuttur . Kaynak sularının ağzından güz aylarında bol miktarda balık çıkar. Çıkan balıklar, Peri Suyu'ndaki balıklardan farklıdır . alabalığa benzeyip yörede bu balığa Ziyaret Balığı denir. Kaynakların aktığı yerin arkasında 20 Dönüme yakın düzlük bulunur Balıkların bu düzlüğün altında bulunan bir yeraltı gölünden geldiği tahmin edilmektedir.Burada bulunan tepenin ardında bir mezar bulunmaktadır ve Hz. Halit Bin Velit' in askeri olduğu söylenmektedir . Bu ziyaret ve kaynak suları çokça ziyaret edilir ve kurbanlar kesilir, murat istenir. Ancak bu ziyaret yeri, bugün Özlüce Baraj Suyu altında kaldığı için taşınarak Kiğı-Adaklı yol ayrımına getirilmiştir.Peri Suyu boyunca Yedisu'ya gidip gelirken yolculuk hem korkulu hem de çok ilginçtir. İlkbaharda yapılan yolculuklarda vadide, bir taraftan yolda dizili olarak yürüyen koyun sürülerini ve yeşilliği diğer taraftan üst kısımlarda karları görmek mümkündür.

Adaklı : İlçedeki ilk insan topluluklarının yerleşim tarihleri bilinmemekle birlikte, tarihi eserlerin varlığı ve durumları yerleşimin Kiğı İlçesiyle beraber başladığı kanaati uyandırmakla bu da yaklaşık M.O. 3000 yıllarına uzanmaktadır. İlçe 1839'da Kiğı İlçesiyle Erzurum'a bağlı bir köy iken 1926'da Erzincan'a 1936 yılında Bingöl iline bağlanmış ve Nahiye statüsüne kavuşmuştur. 04.07.1987 tarihinde 3392 sayılı Yasayla ilçe statüsüne kavuşmuş bu tarihten itibaren Bingöl İlinin beşinci ilçesi yapılarak 1988 yılı basında ilk Kaymakam ataması yapılıp. idari teşkilatlanması başlamıştır. Coğrafi yönden Doğu Anadolu Bölgesi yukarı Fırat bölümünde. Bingöl İlinin Kuzeydoğu kesiminde yer almaktadır. Rakımı 1500 metredir. Yüzölçümü 841 Km karedir. Bölgenin büyük bölümü Meşe ormanlarıyla kaplı engebeli bir arazi yapışma sahiptir. Adaklı İlçesi: Elazığ İli Karakoçan ilçesi. Kiğı. Yedisu. Karlıova ve Bingöl merkez İlçeyle çevrilidir. İklimin Kışın çok sert ve uzun sürmesi İlçenin Ekonomik ve Sosyal yaşantısını belirleyen en önemli faktörlerden biridir. Ekonomik değer oluşturabilecek büyüklükte Akarsu olmamakla birlikte çok sayıda küçük su kaynaklarına sahip olmasından dolayı zaman, zaman toprak kayması. sel ve çığ aleti olmaktadır. 1995 yılında Hasbağlar Köyünde meydana gelen toprak kaymasında bir çok ev yıkılmış köy arazisi önemli ölçüde tahribata uğramıştır. 04.07.1987 tarihinde 3392 sayılı yasa ile ilçe statüsüne alınmış ve bu tarihten itibaren Bingöl ilinin ( 5 ) beşinci ilçesi olmuştur. 1988 yılı başında ilk Kaymakam ataması yapılarak, idari teşkilatlanması tamamlanmıştır.