Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, TÜSİAD 2’nci Yüksek İstişare Konseyi toplantısında yaptığı konuşmada, fiyat istikrarı hedefi doğrultusunda alınan mesafeyi önemsediklerini belirtti. Karahan, “Fiyat istikrarının sağlanmasıyla birlikte kalıcı ve genele yayılan refah artışına ulaşacağız” dedi.
Toplantıya onur konuğu olarak katılan Karahan, Merkez Bankası’nın real sektörle çift yönlü iletişimine vurgu yaparak, 2013 yılından bu yana yapılan saha görüşmeleri ve firma analizlerinin politika oluşturmada kritik rol oynadığını söyledi.
“Üç önceliğimiz var: Rezerv yeterliliği, KKM’nin azaltılması ve fiyat istikrarı”
Karahan, TCMB’nin çalışmalarında üç temel başlığa odaklandıklarını anlattı:
Rezerv yeterliliğini sağlamak
KKM bakiyesini azaltmak
Fiyat istikrarını tesis etmek
Bu doğrultuda net rezervlerde 120 milyar doları aşan bir artış sağlandığını, KKM hesaplarında ise bakiyenin 143 milyar dolardan 1 milyar doların altına indiğini ifade etti. Karahan, en kritik başlığın fiyat istikrarı olduğunu vurgulayarak yüksek enflasyonun alım gücünü düşürdüğünü ve ekonomik istikrarsızlığa yol açtığını belirtti.
Enflasyonun bu yıl yüzde 75 seviyelerini aşmasının önüne geçildiğini, gelinen noktada ise yüzde 31 seviyesine kadar gerilediğini söyledi.
“Fiyat istikrarı uzun vadeli düşük faiz döneminin anahtarıdır”
Karahan, fiyat istikrarının önemine ilişkin şunları kaydetti:
Yüksek enflasyonun alım gücünü erittiğini, uzun vadeli planlamayı zorlaştırdığını, büyümeyi oynak hale getirdiğini ifade etti.
Fiyat istikrarı sağlandığında ise öngörülebilirliğin arttığını, uzun vadeli ve uygun maliyetli finansmanın mümkün olduğunu söyledi.
“Fiyat istikrarı demek faizlerin kalıcı olarak düşük olması demek” ifadelerini kullandı.
Karahan, politika faizinin piyasa faizlerine etkisi konusunda kamuoyunda sık konuşulan başlıklara açıklık getirileceğini de belirtti.
“Tüketim büyümesinin dengelenmesi sürdürülebilir büyüme için şart”
2020 sonrası dönemde Türkiye’nin yeniden yüksek enflasyonla karşılaştığını hatırlatan Karahan, bu süreçte kredi maliyetlerinin düşük olmasına rağmen yatırımların beklenen hızda artmadığını söyledi.
Karahan, yüksek enflasyon döneminde:
Özel tüketimin yüzde 10 oranında büyüdüğünü,
Yatırım büyümesinin ise yüzde 5,7 seviyesinde kaldığını,
Bu tablonun cari açığı artırdığını vurguladı.
Sıkı para politikasıyla bu dengesizliğin düzeldiğini belirten Karahan, yatırım büyümesinin yüzde 7,7’ye yükseldiğini, özel tüketim artışının ise önemli ölçüde yavaşladığını ifade etti.
Karahan, “Yatırım büyümesinin özel tüketimden hızlı olması sürdürülebilir büyümenin temelidir” dedi.