Dünyada huzura kavuş

yazar-62

Onun kimsesizlere, zavallılara, yoksullara yönelik davranışlarını değerlendirmeyenler, görünüşe, gösterişe bağlı kalanlar, Mevlana’yı tenkit ediyorlar; Mevlana’nın müridleri acayip adamlardır. Onların çoğu, şehrin işçileri, sanat erbabı kişilerdir.

Zengin adamlar, bilginler, onun etrafında az dolaşıyorlar, her nerede bir terzi, bakkal, manifaturacı varsa Hazreti Mevlana onları müridliğe kabul ediyor diye dedikodu yapıyorlardı. Mevlana kulağına kadar gelen bu sözlere kulak asmıyor, kimseye darılmıyor, ihtiyacı olanlardan yardımını esirgemiyordu. İtiraz edenlere kızmıyor, onlara gönül alıcı, tatlı cevaplar veriyordu. Diyordu ki: “Eğer benim müridlerim, bana ihtiyacı olan kişiler olmasaydı, ben onların müridi olurdum. Bana muhtaç oldukları için ben, onları müridliğe kabul ettim. Böylece istedim ki, onlar değişsinler, huzur-ı ilahiye kavuşsunlar, iyi kişiler olsunlar.”

“Acaba ben kendi yüzümü nasıl görebilirim? Acaba benim nasıl bir rengim var? Ben lekesiz yüzlü, ak yüzlü biri miyim? Yoksa kirli, günahkar yüzlü bir kişi miyim? Bu hali nasıl görebilirim? Böylece ben, iç yüzümü, can suretimi görmek için çırpınıp duruyordum, araştırmalar yapıyordum. Fakat siretim, iç yüzüm kimseden görünmüyordu, hiçbir şey beni bana göstermiyordu. Kendi kendime dedim ki, ayna neden icad edilmiştir, ne işe yarar? Herkes aynaya bakarak kendisinin kim olduğunu, nasıl olduğunu görsün, bilsin diye mi bulunmuştur? Fakat bildiğimiz aynalar, insanların dış yüzlerini, suretlerini göstermek için yapılmıştır. Can yüzümüzün aynası nasıldır, nerededir? Can aynası çok pahalı, çok değerlidir. Can aynası, ancak sevgilinin yüzüdür. Bizim iç yüzümüzü, can yüzümüzü gösteren sevgilinin yüzü bu diyarda yoktur. O, mana diyarındadır.” “Gel, gel de birbirimizin kadrini, kıymetini bilelim. Çünkü belli olmaz, birbirimizden ansızın ayrılabiliriz. Mademki Peygamber Efendimiz “Mümin, müminin aynasıdır” diye buyurdu, ne diye aynadan yüz çeviriyoruz? Garazlar, kinler dostluğu karartır, gönlü yaralar. Ne diye garazları gönlümüzden söküp atmıyoruz?”

Mehmet Akif merhum:

Beşerin taptığı bir kendisinin heykelidir

Sade ilanı çekilmez bu acayip aşkın

demektedir. Gerçekten de hepimiz kendimizin âşığıyız, fakat bunu açıkça söyleyemiyoruz. Nitekim yine Hazreti Mevlana bir rubaisinde: “Sen, sende oldukça ve sen kendine taptıkça, senden sana yol vermezler. Senin varlığın, kendini bir şey sanman düşüncesi sende bulundukça huzuru bulurum zannetme, çünkü sen, hâlâ benlik putuna tapmaktasın.” demektedir. Gerçekten de insanların bir kısmı, zenginlikleri ile mevkileri ile öğünürler, bir kısmı bilgileri marifetiyle, hünerleri, meslekleri ile gurura kapılırlar. Hak yolunda yürüdüklerini sanan gafiller de, tesbihleri, namazları, yaptıkları hac vazifeleri ile kendilerini halktan üstün görürler. Hazreti Mevlana’nın her fazileti, her meziyeti gibi, yüksek tevazuunun da nihayetsizliğini gösteren bu rubai, çok dikkati çekmektedir. Mevlana kendisinin bir ilham güneşi olan o mübarek yaşına ve o başı bir hale gibi saran, ilim ve irfan nuru sembolü olan sarığına Hakk’ın güzellik cevherine bir muhafaza olan cübbesine ne değer veriyor?

Sivaslı Şeyh Nefusuddin Hazretleri rivayet etti ki: “Bir gün Mevlana Hazretleri, bana iki dirhemlik çörek al getir.” diye buyurdu. O zamanlarda bir tepsi çöreğe bir dirhem veriyorlardı. Derhal çörekleri aldım. Hazreti Mevlana çörekleri benden aldı, bir mendile koyup gitti. Ben, yavaş yavaş onun arkasından yürüyordum. Nihayet Mevlana bir harabeye vardı. Orada, bir dişi köpeğin, yavrulamış olduğunu gördüm. Mevlana, çöreklerin hepsini köpeğe verdi. Ben bu büyük velinin bu merhametinden dolayı şaşırıp kalmıştım. Mevlana “yedi gün yedi gecedir bu zavallı köpek bir şey yememiştir, yavruları yüzünden de buradan ayrılamıyordu” diye buyurdu.

 

İnsanı, hayvanı, kendini seven ama egosuna tapmayan olmayı nasip et Yarabbi. Huzuru bu dünyada buldur.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.