Denktaş, Akdeniz Hilalindir sözünün Şahikalaşmış Haliydi

Mustafa Yiğit

Yes Be Annem” sözleriyle ortalığın inlediği günlerdi.

Herkes  televizyon kanallarındaki programlarda, gazete köşelerinde Rauf Denktaş’a saldırıyordu.

Kıbrıs’ta referandum olmuş, Rum tarafı Referandum’a hayır demişti.

Denktaş bir kez daha haklı çıkmıştı.

Referandumdan bir süre geçtikten sonra da Kıbrıs Türklüğü uğruna hayatını feda etmiş, büyük siyaset adamı Rauf Denktaş vefat etmişti.

Rafu Denktaş , Müslüman Türk’ün adada varlığını korumak için onlarca kez ölümle burun buruna gelmiş, ömrünü  Kıbrıs davasına harcamış, Arafat’ın yıllarca yürüttüğü  Filistin davasında her zaman yanında olmuş, dünya Müslüman’larının dertleriyle dertlenmiş mütedeyyin bir dava adamıydı.

Sırf şanlı bir direnişin yürütücüsü olan  Türk Mukavemet Teşkilatında yaptıklarıyla mücahitliğiyle bile Rauf Denktaş’a hürmet gösterilmeliydi.

Ancak O gün Denktaş’a gazete köşelerinden, televizyonlardan saldıranlar çözümün önünü tıkıyor diyenler  bir kısım gazeteci müsveddesi  O’nun arkasından  “Allah rahmet eylesin” i bile esirgemişlerdi.

Buna rağmen  milyonlar Denktaş’ı rahmet ve hayırla öbür aleme uğurladılar.

Varsın onlar vatanı, milleti, bayrağı, Kur’an-ı çiğnenmekten  kurtaranlara, ömrünü bu değerlere adayanlara saldırsınlar.

Varsın bütün bunları yapanlara Denktaş’ın adını kullanarak olumsuz bir anlam yükleyip “Denktaşlaşmak” adını versinlerdi.

Bu millet  sonuna kadar “Denktaş”ın sahip çıktığı değerlere sahip çıkacak ve “Denktaşlaşma”yı bir nişan olarak taşıyacaktır.

“Denktaşlaşmak” onlar için statükoculuktur, bizler için Akdeniz’deki son kalemizin yabancı ellere  teslim edilmemesidir.

Denktaşlaşmaktan onlar  çözümsüzlüğü anlarlar, bizse Akdeniz’deki Türk varlığının sökülüp atılması için var güçleriyle çalışan içteki ve dıştaki güçlere karşı sarsılmaz bir imanla karşı koymayı anlarız.

Bizim için Denktaşlaşmak,   tıpkı kendisi gibi bildiği ve inandığı şeyi  adam gibi yaşamayı her zaman düstur edinen Osman Yüksel Serdengeçti’nin,  “Akdeniz Hilalindir” sözünün şahikalaşmış halidir!

Denktaş “Kıbrıs, Türkiye’nin hukuki ve fiili anlamda en haklı olduğu davasıdır. Bu davayı savunmayan Türkiye hiçbir şeyi savunamaz.” Derken aslında çok ama çok önemli bir şeye işaret etmiştir.

Hepimizin de bildiği gibi ömrünü vatanı ve milleti uğruna adamış olan  son asrın bu büyük devlet adamının en büyük arzusu Kıbrıs Davasının ve Kıbrıs Türklüğünün hakkının teslim edilmesiydi. .

Bu nedenledir ki,  Denktaş,  gittiği her yerde Kıbrıs davasını anlatmış, yaşadığı toprakları gelecek nesillere, tanınmış bir devlet olarak bırakmak için her kapıyı çalmış,  her fırsatta Kıbrıs Türk’ünün çilesini, mücadelesini dile getirmiştir. Çünkü Onun tek ve büyük aşkı Kıbrıs’tı.

Şimdi Doğu Akdeniz’deki varlık mücadelemiz O’nun ne kadar önemli bir devlet adamı olduğunu daha da anlamamızı sağladı diye umuyorum.

Kıbrıs Doğu Akdeniz’in kalbidir. O günlerde bu kalbi bizden çıkarmak isteyenlere karşı Denktaş

Son nefesinde dahi, “Adada Türk hakimiyeti olduğunu Rumlara söyleyin” mesajını veren büyük devlet adamı Rauf Denktaş’ı rahmet ve minnetle anıyor, hatırasına sahip çıkacağımızı buradan bir kez daha tekrar etmek istiyorum. Kıbrıs Davası tüm Türk milletinin davasıdır.