Manisa'nın Demirci ilçesine bağlı Sevinçler Mahallesi, yıllardır sürdürdüğü eğlenceli ve sıra dışı bir düğün geleneği ile dikkat çekiyor. "Sini çıkarma" adı verilen tören öncesinde başlayan bu ritüellerde, sadece hediyelik sinilere gösterilen özen değil, aynı zamanda akrabaların düğüne katılım ve coşkusu da mercek altına alınıyor.
Mahalle sakinleri, gelenek gereği Türk bayrağı ve davul zurna eşliğinde damadın akrabalarını evlerinde ziyaret ederek düğün başlıyor. Bu ziyaretlerde, evlenecek çifte hediye edilecek eşyaların yer aldığı siniler toplanıyor. Ancak bu süreçte ve düğün boyunca kurallara uymayan akrabalar için mahallenin en yaygın ve en bilinen cezası hazır: su dolu yalak.
'İlgisiz Akraba' Suya, Eğlence Doruğa
Mahalle muhtarının tespitiyle belirlenen "cezalı" akrabalar; düğüne geç gelme, yemek dağıtımına yardım etmeme veya düğün sırasında oynamama gibi "ihmaller" nedeniyle cezalandırılıyor. Mehmet Kıran isimli bir mahalle sakininin belirttiği gibi, siniye gerekli özeni göstermeyenler de bu cezanın hedefi olabiliyor.
En ilginç kısmı ise cezanın infazı: Mahalleli, kucaklayarak getirdiği ilgili akrabayı köy meydanındaki su dolu yalağa atıyor. Islanan akraba, cezası sonrasında hemen davul zurna eşliğinde oynamaya başlıyor. Bu durum, hem ceza hem de bir eğlence unsuru olarak düğünlere neşe katıyor.
Mahalle Birlikteliği ve Geleneğin Yaşatılması
Gelenek, aynı zamanda mahalledeki birlik ve beraberliği pekiştiriyor. Suya atılma olayını balkonlarından keyifle izleyen mahalle sakinleri, bu sayede hem eğleniyor hem de asırlık bir mirası yaşatıyor. Mahalle sakinlerinden Kıran, "Yıllar öncesinden günümüze gelen bu geleneğimiz... Hep birlik doyasıya eğleniriz" sözleriyle, bu ritüelin sosyal yaşamlarındaki önemini vurguluyor.
Geleneğin önemli bir ayağını da yüzlerini siyaha boyayıp davul zurna önünde oynayan "dayı başları" oluşturuyor. Onlar da sini çıkarma öncesi mahalleyi eğlendirerek törene hazırlanıyor. Manisa'nın Demirci ilçesinde süregelen bu uygulama, düğün coşkusunu ve toplumsal katılımcılığı teşvik eden benzersiz bir kültürel miras olarak varlığını sürdürüyor.