Defter kapanırken…

yazar-50

Malumunuz yıl sonları gelirken herkesi bir telaş kaplar. Kimileri yılbaşı tatillini geçireceği yerleri ayarlarken, öğrenciler sınav telaşına düşerler. Esnaf, sanatkâr, tüccar ve sanayicilerde de defter kapatma telaşı başlar. Futbol takımlarında da geçen yarım sezonun muhasebesini yapılır, ikinci yarı sezon için mikro ve makro planlar masaya yatırılır.

Acısıyla tatlısıyla, iyisiyle kötüsüyle artık sezon ortasına gelinmiştir. Şimdi bir tek hamle kalmıştır. Bu adımı da her takım dikkatli atmak zorundadır. Atılacak her adımın hesabı da kitabı da önceden ayarlanmış, kumaş seçilmiş, prova zamanı gelmiş oluyor.

Genelde takımlar kurulu düzenlerini pek fazla bozmak istemezler. Bir kaç takım istisna. Bu takımlar ya düşme korkusu yaşayan takımlar veya sonradan gelen teknik heyetin isteği ile oluşan transferlerdir. Allah’tan bizim böyle bir kaygımız yok. Bunun için de zorunlu olan mevkilere veya takıma güç katacak sporcular seçmemiz gerekir. Takıma alınacak sporcuların fiyatları da uygunluk kazanır ve diğer futbolcularla örtüşür ise mesele de olmaz.

Burada bizleri düşündüren konu mevki tespitine göre mi futbolcu seçilecek, yoksa seçilen futbolcuya mı mevki aranacak? Şayet bu doneleri Aykut hocamız yapmış ise hiçbir sıkıntı duymuyorum. Ama bu seçim teknik heyet dışında oluşmuş kişiler ve izleme komitelerince yaptırıldı ise vay yandım keten helva… Duyumlarımıza göre yurtiçi ve yurtdışında yöneticilerin futbolcu izlediği yolunda.

Hangi temel öğeleri değerlendirip, hangi kıstasları kendilerine ölçü aldıklarını bilmiyorum. Bir zamanlar bu işin güya duayenleri yükselme grup maçlarında Konyaspor’dan giden, gittiği takımdan da Yozgat’a kiralık verilen Sertan’ı izleyip “bu çocukta iş var bunu alalım” dedikleri gibi olmaz inşallah.

Bu konuda herkesin çok dikkatli olacağına eminim. Mutlaka dendiği gibi nokta transferler yapılır. Verilen aranın çok iyi değerlendirilip ikinci devreye güçlü ve başarılı bir Konyaspor için öncelikle yönetimin, teknik heyetin ve futbolcuların kafalarının rahat olması gerekiyor. İkinci devre bizleri daha stresli daha heyecanlı maçlar bekliyor. Şampiyonluğun, düşmelerin, UEFA’ya katılımın kızışacağı bir devre, 17 zor müsabaka bizi bekliyor.

Burada bir tespitte bulunmak istiyorum; Malum deplasmanda maç kazanamıyoruz. Kazanamadığımız bu takımlarla iç sahada oynayacağız. Yani yenemediğimiz takımlarla bunlardan içeride oynayacağımız maçlardan yüzde elli fire verdiğimizi düşünelim (Allah korusun). Deplasmanda da kazanamıyoruz ya yukarıdaki sebepleri de eklersek! İkinci devre oynayacağımız maçlar bayağı bir sıkıntılı olacak.

Tabii buralara gelinmeden bugün oynayacağımız Vestel maçını da es geçmeyelim. Rakibimiz dışarıda iyi futbol oynayan bir ekip. Caner gibi genç yeteneğe yer veren Ersun hocanın çok alternatifi olmasa da mevcutları iyi değerlendiriyor. Zafer gibi süratli ve deneyimli Meduda gibi Sinan gibi gol vuruşlarında usta bir golcüleri var. Mustafa Denizli hocamın zamanında yut dışından taranarak bulunan Hakan Balta ve Uğur İnceman gibi milli sporcuları olan Manisa Vestel göbeğe de beton Yılmaz’ı yerleştirmiş. Bayağı iyi bir takım görüntüsünde olan Vestel’e karşı bu ilk yarının son maçında mutlaka galip gelinerek bir nevi futbolcu alınacak mevkilerinde provası olacaktır.

Alınacak üç puan ile büyük bir yol kaydedecek olan takımımız ikinci devreye de rahat bir soluk alarak girmiş olacak. Çünkü ligin ikinci devresinin nelere gebe olacağı belli değil. Gelişen süreçte önce kulüpler birliği başkanlığı İstanbul’a gitti. Sezon öncesi federasyon seçimleri var. Bununla birlikte Tahkim Kurulu değişikliği olacak. Buna bağlı olarak MHK’ da değişim yaşanacak. Yani düğmeye basıldı. Bu süreç işlerken Konyaspor kulüp olarak iyi bir strateji takip etmeli önceden pazarlıklara girmemeli. Hata yapılmamalı.

Her şey çok çabuk ve hızlı gelişirken futbolun patronu Fatih Terim uzun vadeli projeler sundu. Bu projeler içerisinde altyapı ve gençler bir hayli önem kazandı. Bizler de kendimizi hazırlamalıyız. Gelinen noktada değişimler yaşanırken Konyaspor altyapısı SOS veriyor. Birileri buraya da müdahale etmeli. Yapıysa yapı, sistemse sistem değişmeli. Yoksa sistemin dışında kalırız. Tedbirimizi ve geleceğe yönelik çalışmalarımızı şimdiden başlatmalıyız.

Benden söylemesi

Kalın sağlıcakla.

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.