''Cumhur'' başkanını seçiyor

Kasım Çakır

   Cumhurbaşkanı Devletin başıdır. Bu sıfatla Türkiye Cumhuriyeti'ni ve Türk Milleti' nin birliğini temsil eder.

   10 Ağustos 2014 pazar günü, Cumhur olan bizler Cumhurbaşkanı'mızı seçeceğiz. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa halk sandığa giderek kendi Cumhurbaşka'nı seçecek. Daha önce bizlerin seçtiği milletvekillerimiz seçerdi.

   Rahmetli M.Kemal Atatürk'ten, rahmetli Turgut Özal'a kadar (Celal Bayar hariç)Cumhurbaşkanlarının hepsi asker kökenliydi. 

   Türkiye  1979-1980 yıllarında meclis kendi içerisinden sivil bir cumhurbaşkanı çıkarmak istedi. Meclis'de yapılan 39 turda cumhurbaşkanı seçtirilmedi ve ardından 1980 askeri darbesi yapıldı. Darbeden sonra, 1982 yılında asker olan Kenan Evren yapılan halk refarandumu ile cumhurbaşkanı seçildi.

   Türkiye, Celal Bayar'ın ardından meclis içerisinden sivil cumhurbaşkanı çıkarmaya devam edecekti. Bunun devam etmemesi için demokrasiye balyoz gibi inen darbe ve müdahaleleler,muhtıralar ardarda geldi.

   Türkiye'de 1960 ile 1982 arasında, egemen güçlerin ve işbirlikcilerinin oluşturduğu ekonomik ve siyasi istikrarsızlıklar müdahalelerin önünü açtı.

   1960 Askeri müdahalesi asker kökenli Cemal Gürsel'in Cumhurbaşkanı olmasının önünü açtı. Asker kökenli Cumhurbaşkanlarımız, 1960-1966 arası Celal Bayar, 1966-1973 arası Cevdet Sunay, 1973-1980 arası Fahri Korutürk cumhurbaşkanlığı yaptı.

   Özellikle 1960- 2007 yılları arasında yapılan cumhurbaşkanlığı seçimleri çok sancılı  olmuştur. Bu sancı ve sıkıntıların hepsinde küresel, egemen dış güçlerin ve içeride destek verenlerin etkisi olmuştur.

   Bunu yapanların amacı manidar ve onlar için önemliydi. Amaçları cumhurbaşkanı üzerinden meclise, iktidarlara, yargı, kurumlara ve yönetenlere fren etkisi yapmaktı.

   Rahmeti Celal Bayar ve Turgut Özal, şimdiki Cumhurbaşkanı'mız Abdullah Gül bey tarafsızlıklarını koruyarak tüm halkının cumhurbaşkanı oldu. Meclise, hükümetlere, yargı, kurum ve yöneticilere köstek değil destek oldular. Geçmişte bu göreve aday, talip olanların öcü olmadığını zaman göstermiştir.

    Akparti Genel Başkanı, İstanbul Milletvekili, Başbakanımız SAYIN RECEP TAYYİP ERDOĞAN BEY  Cumhurbaşkanı adaylığını, duygusal anların yaşandığı görkemli bir proğramda açıkladı.

   Sayın Başbakanın proğramda yaptığı konuşma geçmişe, geleceğe ışık tutan, bugünü çok iyi  anlatan, demokrasi manifestosu ve dava için mücadeleye Çankaya'da devam mesajı içeren tarihi bir konuşmaydı.

   Siyasi hayatına 1973 yılında başladı. Siyasetin her aşamasında görev yaptı. Beyoğlu gençlik Kolları Başkanlığı'na ardındanda İstanbul Gençlik Kollları Başkanlığı'na seçildi.1984 yılında Beyoğlu İlçe Başkanlığı'na, 1985'te de İstanbul İl Başkanşlığına getirildi.

   27 Mart 1994 tarihinde yapılan yerel seçimlerde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına seçildi. İki dönem belediye başkanlığı yaptı. Onlarca büyük sorunu olan İstanbul'un bütün sorunları çözüldü. İstanbul yaşanabilir bir şehir oldu, İstanbullu yaşanabilir bir şehire kavuştu. İstanbul'a yaptığı hizmetleri bir kitap dolusu yazmakla ancak anlatılabilir.

   Siyasette bulunduğu o yıllarda ve İstanbul Belediye Başkanlığı yaparken söyledikleri ve yaptıklarıyla Türk Siyasetine yön veriyordu. O yıllarda İstanbul'dan yükselen ses, esen rüzgar, parlayan  ışık, fakir fukara, garip guraba, mağdurların, mazlumların  umudu oldu.

   14 Ağustos 2001 yılında, kendisi gibi değerli yol arkadaşlarıyla kurmuş olduğu AKPARTİ yapılan ilk genel seçimde tek başına iktidar oldu. R. Tayyip Erdoğan'ın genel başkanlığı ve başbakanlığında girmiş olduğu  yerel ve genel seçimlerden oyunu yükselterek çıkmıştır. 12 yılda ülkeye ve halka yapılan hizmetleri anlatmaya sözler ve kitaplar kifayetsiz kalır.

   Yapılan hizmetlerde hiç bir ayırım yapılmamıştır, 77 milyonu kucaklamıştır. Siyaseti ve hizmeti hak ve halk için yapmıştır. Belediye başkanlığında  İstabul'a yaptığı hizmetlerden, iktidardayken ülkeye yapılan hizmetlerden nasibini almayan, faydasına olmayan, yansımayan bir kimse kalmamıştır.

   İstişareye dayalı, radikal, rasyonel, realist, şeffaf, ortak akıl içeren karar ve uygulamalar, popilizmden uzak kalınarak hayata geçirilmiştir. Gösterişten uzak, tevazü içerisinde, hizmet ettiği halkının hayır dualarını her şeyden üstün tutmuştur.

   Vefa, ahde vefa, minnet, sadakat değerlerine bağlı kalınarak kullanacağımız oyumuz bizlere doğru adresi ve adayı net olarak göstermektedir.

   Vesayet kaleleri birbir yıkılmıştır.Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra vesayet tamamen tarihe gömülecektiir. Vesayetten kurtulmuş yeni dönemde seçilmiş bir cumhurbaşkanı ile seçilmiş bir başbakan ülkeyi 2023 e taşıyacaktır.

   10 (veya 24) Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçiminin, ülkemize ve halkımıza hayırlı olmasını dilerim.

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.