Corona ve Tecrübe

Esat Çoğal

Evet üretilen bir virüs yaşamımızı ve dünyamızı alt üst eder iken , diğer tarafta hedef aldığı kitle, yaşamımızın aslında en kıymetlilerimiz olan, hafızamız olan, bir sözleri ile bizi yaşatacak ya da kırk yıl ileri götürecek olan tecrübelilerimizi hedef almakta.

Maalesef öyle bir psikolojik duruma geldik ki; neredeyse virüsün sebebi ilan edeceğiz onları.
İşte bunu eğer hâla hayattalarsa yaşıyorlarsa onlara yapmayalım, onları incitmeyelim... Ne olur.
Tıpkı Babasını gizleyen evlat gibi onlara çok kıymetli olduklarını, onlara çok ihtiyacımız olduğunu, onlarsız bu karanlık yoldan çıkamayacak olduğumuzu ve onları çok sevdiğimizi her fırsatta hissettirelim ve şunu unutmayalım;
Onları feda edersek sıra bize gelecek .
Mesela ben 51 yaşındayım kumdan tespih nasıl yapılır onu da bilmem.
Çok krizler yaşadık hayatımızda lakin;  rahmetli babam ve anam hep bir yol bulur bizi çıkarırdı.
Biz onları gözden çıkaran ne İngiliz ne de İtalyanız ne de Fransızız.
Elhamdulilllah bizler Müslüman ve Türküz!..

Sıkı sıkı sarılın, korkmayın onlar bizim olsa olsa *PANZEHİRİMİZ* olur. 
Yeter ki biz onların *VİRÜSÜ* olmayalım.

Evinde kal değil bence;
*BİZIMLE KAL DEME VAKTİDİR...*

Padişah Emridir.
Tüm diyardaki 50 yaş üstündekiler toplanacak ve infaz edilecektir.   
Gençlerden biri, babasını samanlıkların altına özel yaptırdıkları sığınağa saklar. Diyardaki tüm 50 Yaş üstündekiler toplatılır ve infaz edilir.
Padişah uyanıktır. Bakar ki bir direniş olmamıştır, hatta babalarını kendi elleriyle teslim edenler bile olmuştur... 
Aradan bir süre geçtikten sonra, padişah "kırk ile elli yaş arasındakileri deniz kenarına toplayın" der, toplarlar. Padişah; "size üç gün süre.
Üç gün sonra geleceğim bana kumdan tespih yapacaksınız, eğer beceremezseniz, hepinizin başı kesilecek!!!" der.
Bir gün geçer kumdan tespih yapmak ne mümkün.
Ikinci gün geçer hiç bir şey yapılamaz.
Üçüncü günün akşamı babasını bile sakladığını , ölüm korkusundan unutan genç adam, hatırlar ve hemen koşar babasının yanına..
Durumu anlatır...
Süre bitmiştir. Deniz kenarına toplanırlar Ortada tespihten eser yoktur.
Cellatlar hazırdır. Ahali korku içinde kimisi eşinin, kimisi babasının, kimisi abisinin, kimisi en yakınının infaz kaygısı içinde...
Padişah alana infaz emri için gelir.
"Verilen süre doldu!!!
Görevi yerine getiremediniz mi" der ve tam cellatlara infaza başlayın diyecekken;
Babasını gizleyen genç adam, padişaha tüm ahalinin duyacağı ses tonuyla seslenir;
"Padişahım biz bu görevi yerine getirirdik, lâkin bir sorun, hele bir sorun bakalım niye getirmedik?" der.
Padişah; olmayacak bir şeyin cevabı da olamayacağını bildiği için, alaycı bir edayla "neden" der.
Genç adam cevap verir. "Hünkarım biz çok düşündük kumdan tespih taneleri yapmak zor değil.
Lâkin bunun İmamesi nasıl olacak?
Padişahımız ya beğenmezse?
Siz bu konuda tüm diyarın en iyisisiniz.
İmameyi siz varken, bizim yapmamız ne haddimize devletlum...
Siz İmameyi yapın, biz de taşları etrafına hemen diziverelim" der.
Padişah çok zor durumda kalmıştır.
İnfaz emrini veremez, mecburen "tamam sizleri afettim" demek zorunda kalır.
Döner kurmaylarına;
"Ulan hani hepsi ölmüştü bunların?
Saklanan tecrübeli birini  gözden kaçırmışsınız!" der*...
*Alıntı

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.