Cennete giden yollar

Prof. Dr. Ali Akpınar

Cennete giden yollar mescidlerden geçer

 

Ekim ayında camiler ve din görevlileri haftası kutlanır. Bu münasebetle camilerin ve din görevlilerinin hayatımızdaki yerini bir kez daha hatırlarız.

İbadet ve mabet, insan kadar eskidir. Zira insanın, ibadet ve mabetsiz yaşaması düşünülemez. Zaten tarih boyunca her insan, ibadet etmiş ve her insanın bir mabedi olmuştur. İbadet ve mabet anlayışı konusunda bir takım sapmaların olması, bu gerçeği değiştirmez.

Evet, yeryüzünün ilk evi, mübarek Mekke’de yapılan Kabe-i Muazzamadır. Doğrusu insanlık için ilk kurulan ev, Mekke'de olan Ka’be’dir. O, âlemlere uğur, bereket ve hidâyet kaynağı olarak kurulmuştur.[1]

Ka’be, yeryüzünün ilk mabedidir. O, tüm insanlık için kurulmuştur. O, tüm âlemlere hidayet kaynağıdır.

Rivayete göre Kabe’yi, ilk defa melekler inşa etmiştir. Bir başka görüşe göre Ka’be’yi Hz. Âdem inşa etmiştir. Daha sonra Hz. İbrahim, oğlu Hz. İsmail ile birlikte Ka’be’yi yeniden inşa etmiştir. Peygamberimiz otuz beş yaşlarında iken Ka’be, bir kez daha yeniden inşa olunmuştur. Bu inşasında peygamberimiz de bizzat çalışmıştır.

Görülüyor ki Ka’be, temelinde peygamberlerin emeği ve teri olan mübarek mabeddir. Ka’be, tüm yeryüzü mescidlerinin önderidir. Zira bütün mescidler ona yöneliktir ve ona bağlıdır.

Yeryüzünün fazilette ikinci sırada yer alan mescidi olan Mescid-i Nebi de temelinde peygamberimizin mübarek teri ve emeği olan mesciddir. Öteki mescidler de öyle mübarektir.

İslam şehirleri mescid merkezli kurulur. Mescid, yanı başında okul, çarşı, pazar, hamam, evler. Şehir hayatı, mescide bağlıdır, mescidin kontrolündedir. Müslümanlar için mescidler, dolum, doyum ve şarz merkezleridir. Günün belli saatlerinde mescidlere koşan müminler, orada manen dolarlar ve oradan aldıkları maneviyatı hayatlarına yansıtırlar. Bu nedenle mescidler fiziken ve manen şehrin örnek mekanlarıdır. Onlar temi, görkemli binaları, iç açıcı mimari yapıları, çevre güzellikleriyle örnektir; insanlara manevî enerji vermeleri bakımından da önderdir.

İslam’a göre din görevlisi, peygamber mesleğine tutunmuş, peygamber yolunun yolcusu demektir. Bunun için ona din gönüllüsü demek daha uygundur. Zira o, gönlünü dine adamış, işine yüreğini koymuş insandır. Bunun için din gönüllüsü, her bakımdan donanımlı ve örnek olmalıdır. Sürekli kendini yenilemeli, Allah’ın dinini insanlara sevdirmek ve insanları kazanmak için her türlü gayreti göstermelidir.

Sonuç olarak cami ve din görevlisi, yalnızca Cuma günleri ve cenaze olunca hatırlanmamalıdır. Cami ve din görevlisi, kadın erkek, büyük küçük hepimizin, devamlı irtibat halinde ve her zaman iç içe olmamız gereken değerlerimizdir.

Şair ne güzel söylemiş:

Cennete giden yollar, mescidlerden geçer,

Mevla o kullarını secdelerden seçer.



[1] 3 Alu Imran 96.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.