Cebinde kitabıyla gezen hoca

Prof. Dr. Ali Akpınar

Hacıveyiszâde Mustafa Hocamız, kaht-ı rical döneminde yaşamış, zor zamanların hocasıdır. Yetişmiş adamın az olduğu o zor dönemde, kim var denildiğinde, sağına soluna bakmadan ben varım diyerek hayatını davasına koyabilmiş bir er kişidir. Ümmetin derdiyle dertlenen, içerisinde yaşadığı toplumda, herkese söyleyeceği şeyi olan ve herkese mesajını ulaştıran ve sonuçta gönüllere taht kuran bir gönül adamıdır. Onu rahmetle anarken hayatından aktaracağımız mesaj dolu bir tabloyla sizleri baş başa bırakıyorum.

Hocamız, Konya’nın ileri gelen hocalarından Aksekili Mehmet Emin Efendinin de olduğu bir meclistedir. Cebinden çıkardığı kitaptan bir bölüm okumaya kalkar. Aksekili Hoca, biraz da sinirlenerek şöyle der:

Hoca, sen de adama iki laf ettirmezsin. O kitap hepimizde var, gerektiğinde biz kendimiz okuruz!

Bu tepki karşısında Haciveyiszâde Hoca, sadece susar ve kitabını cebine koyar.

Aradan birkaç gün geçmiştir. Komşuları hocaya bir tas çalma yoğurt gönderirler. Hoca yoğurdu alır ve doğru Akşehirli Hocanın evine gelir ve selamdan sonra şöyle der:

Hocam geçen gün seni biraz üzdüm! Komşular göndermişler, boğazımdan geçmedi şu yoğurdu alıverin!

Akşehirli hoca ağlamaya başlar. Yahu Hocam, asıl ben seni üzdüm. Ben, bir daha benimle konuşmazsın sanmıştım, yine büyüklüğünü gösterdin, ziyaretime geldin, der!

Şimdi bu tablodan alacağımız derslere bakalım:

  1. Hocamız, dostlarının hataları karşısında alınganlık göstermeyen, incitmediği gibi incinmeyen bir kişiliğe sahiptir.
  2. Hocamız, cebinde kitabıyla gezen, fırsat bulduğunda da o kitabı okuyan bir ilim ehlidir. Cebinde kitapla gezen adam deyince rahmetli Mehmet Âkif’i hatırlarım. Cebinde taşıdığı eskimiş kitapçığın ne olduğunu soran arkadaşına verdiği cevap düşünmeye değerdir: O benim Celâleyn Tefsirimdir. 19. Kez hatmettim ve okumaya devam ediyorum. On dokuz kere Kur’ân tefsirini okuyan ve tefsirini sürekli cebinde taşıyan adam!
  3. Hacıveyiszâde Hoca, Hocaların bulunduğu mecliste de kitap okumaktan çekinmeyen bir tebliğ adamıdır. Nasıl olsa onlar da biliyorlar demeyip hatırlatmakta fayda var diye düşünen bir marifet ehlidir. Öyle ya her bilenin üstünde bir daha iyi bilen vardır. Hem ilim meclislerinde müzakerenin tadı ve bereketi başkadır. Müminler, birbirlerine karşılıklı olarak hakkı tavsiye edenlerdir.
  4. Hocamız paylaşmayı seven bir kimsedir. Yokluk zamanlarında aşını komşularıyla, dostlarıyla paylaşabilen bir erdem abidesidir.
  5. Hata yapan dostlarının özür dilemesini beklemeden, onları gönüllemesini bilen, nefsinin esiri olmayan, fedakârlık yapabilen bir şahsiyettir.
  6. İşte hocamızı unutulmaz kılan da bu hasletleridir. Mekanı cennet olsun.

 

 

Yorum Yap
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.