Çanakkale geçilmez, geçilmeyecek de

A.Cenap Kendi

  İkiyüz elli bin şehidin verildiği kahramanların abidesidir Çanakkale.

      ‘ Ey  Türk gençliği muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur’ diyen ulu önder Atatürk  bu veciz ifadeyi muhakkak Çanakkale için söylemiştir.

      Yüz iki yıl önce yazılmış olan bu destan için Çanakkale savaşına iştirak etmiş olan  kahraman yiğitlerden Gazi HASAN BASRİ dede o günkü manevi havayı bakın ne güzel anlatıyor.  Dokuzyüz kırklı yıllarda göksündeki bayraktan gazi  olduğunu tanıdığım bu kahraman yiğit diyorki.

      Allaha niyaz halinde idik. Onun yardımına sığınmıştık. Kumandanımız bize devamlı bildiğimiz düaları okumamızı hatırlatıyordu. Maneviyatın maddeden üstün geldiği o anlarda  yüce Allahın tesiri altında oluyor insan.

      Nitekim Çanakkale harbindeki İNGİLİZ KUMANDAN Hamilton,  da bu hakikatı kafir olduğu halde şu şekilde itiraf edebilmiştir.

      Bizi Türklerin maddi varlığı ve gücü değil başta yiğitliği sonra da manevi gücü mağlup etmiştir. Çünkü Türklerin yiyecek ekmeği ve atacak barutu kalmamıştı.

      Fakat o korkunç gece gökten inen  afaki hışım  korkunç izlenim bizi korkuttu. Anlayamadık. Mana veremedik. Bir bulut gibi yere inip bütün güçleri alıp götürdüğünü gördüm.Diyor HAMİLTON.

      Anadoluda bacası tüten her evin Çanakkale muharebelerine dair çok  hatırası vardır. Her ailede bir iki yetim bulunur. Çanakkale Tarihe  şehitlik mefhumunu ve  kusiyetini  altın harflerle yazmıştır. İşte bu şehitlerin yattıkları yer sinei millettir.

      Yıllar öncesi gazi Hasan Basri dede vefat edeceği ğün gülüyormuş. Şahit olanlar anlattı. Dinledim not almıştım. Şehit Malik bin Dinara rüyada gördüklerinden sual ederler Cevabı şu şekilde verir.

      Ölüm Meleği Azrail ruhunu gabzederken bir nida bir  ses gelir.  Ey Azrail  onun canını alırken biraz acele et. Onun hiçbir günahı kalmamıştır.

     Bu ihsana  nail olundugu için sevinilir. Yaşıyan efsanelerdir bunlar. Asırlara binlerce yüz yıllara  hükmederler. Emekli Gazi  amca o anlattı ben dinledim.  1915  gecesi gök yüzünde ufkun bir tarafında Ay. Diğertarafında güneş doğmak üzre  ufkun diğer tarafında somun ekmeği büyüklüğünde bir nur doğmaya başladı. Kısa zamanda büyüdü büyüdü  54 cü tümenin üzerine geldi bulut üzerlerine indi çarşaf gibi toparlandı  yerde ne varsa aldı götürdü gitti.

     İster inan ister inanma Beyaz bulutun hikayesi işte bu. Hemde o günleri yaşamış  Gazi amcadan. Atatürkün ölümü münasebeti le Ankarada tanışmıştık.Devam etti gazi amca gözleri yaşararak

      Şaşkına dönmüş olan İngiliz Kumandan Hamilton İngiliz savaş bakanına çektiği telgrafta aynen şöyle demekle yetinmiş

       Türklerde bu savaş gücü  ve  inanç kuvveti varken  savş kazanılamaz. 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.