BU BİR “HAÇLI SEFERİ”DİR

Saffet Yurtsever

Ortalık toz duman. Hedef; Başbakan…

Eşine az rastlanan, her millete kolay kolay nasip olmayan bir lider; Recep Tayyip Erdoğan…

Yedi düvel; içten ve dıştan saldırıya geçti. Hadi dışarıdakileri anladık da dışarıdakilerin kıçını yalayan içerideki yardakçılarına, bindiği gemiyi delmeye çalışan yavuz hırsızlara ne demeli?

Mızrak çuvala sığmadı. İhanet şebekesi, cemaat şebekesi, cinayet şebekesi, devlet içinde devlet hayalleri kuran göz boyama şebekesi, darbe yapma alışkanlığını, bildik taktiklerini millet üzerinde bir kez daha deneme küstahlığına soyundu. Lâkin Kral çıplak! 

Yüce Allah(cc)’ın biz kullarına nûr, rahmet, hidayet, furkân, zikir ve dosdoğru yol olarak indirdiği Kur’ân’la asırlardır bir medeniyet kurduk ve emanetçiler olarak dünyaya da çok güzel örnekler verdik. Fakat kıymetini bilemediğimiz için elimizin altındaki bu değeri hakkıyla koruyamadık ve bugün içinde bulunduğumuz zelilliği yaşıyoruz. Tüm İslâm ümmeti yeryüzünün değişik coğrafyalarında acı ve ıstırap çekiyor. Kur’ân’ı yaşamak ya da Kur’ân’a göre yaşamak konusunda tembelliğimizin, yanlışlarımızın, bencilliğimizin, ihmalkârlıklarımızın karşılığını hem bu kısa dünya hayatımızda  hem de ebedî olan ahret hayatımızda göreceğimizden hiç şüphemiz yok.

Kur’ân binası son iki asırdır üzerimize yıkılmış durumda ve biz bu enkazın altında debelenip durmaktayız... Bu yıkıntının altından hayırlısıyla çıkmanın, yeniden Kur’ân’la yaşayabilmenin, İslâm’ın izzet ve şerefini taşıyabilmenin özlemi içerisinde gerek ferdi gerekse küçük küçük topluluklar olarak çırpınıp duruyoruz. Çöküntünün altında kalmanın şokuyla bir korku travması geçirdik ve bu psikolojiyle “İslâm”, “Kur’ân”, “Sünnet” yerine çeşitli izm’ler, ideolojiler, sistemler adı altında kurtuluş reçetelerine sarılıyoruz. “Denize düşen yılana sarılır” hesabından “Demokrasi” kredisi kullanmaya, çalışıyoruz. Oysa hiçbir zaman haramdan şifa bulan olmamıştır.

Batıyı taklit ederek kurtuluş aramanın sonu hüsrandır. Kur’ân’ı aklımıza değil aklımızı Kur’ân’a uydurup Sünnet’i birebir yaşamadan bu fitne ve şirk cenderesinden kurtulmanın imkân ve ihtimali yoktur. Bilimde, teknolojide, irfanda, mimarîde, şehirleşmede, sosyalleşmede, çağı yakalamada ve çağa yön vermede köklerimizden, yani Kur’ân ve Sünnet’ten başka sarılacağımız cankurtaran simidi yok…

Millete, millî iradeye yapılan bu saldırıların kökeni yüzyıllar öncesine dayanır. Bu bir Haçlı Seferi’dir. Haçlı seferlerinin yeni bir boyutudur. Bush oğlu Bush’un; “Yeryüzünde İsmailoğullarından  tek bir Müslüman kalmayıncaya kadar bu savaş devam edecek…” diye hortlattığı 21.yüzyıl modeli Haçlı Seferleri’nin periyodik aralıklarla  Halkı Müslüman ülkelerdeki yansımalarıdır.

Başbakan’ın dediği gibi; bu bir “İstiklâl Mücadelesi”dir. Vesayetten, esaretten, yüz yılı aşkındır süregelen emperyalizmden, sömürüden kurtulabilmenin savaşıdır. Modern söylemle bu bir global çaplı, gittikçe şiddeti arttırılacak olan bir savaştır. Osmanlı’nın son yüzyılında başlayan ve hâlen devam eden bir savaştır.

Bu bir basit parti hesaplaşması değildir. Bu bir basit cemaat hesaplaşması da değildir. Yüz yılı aşkındır uyumakta olan bir devin uyanışını geciktirme telaşı ve savaşıdır…

Siz hâlâ anlayamadınız mı?

Cambaza bakmayı bırakalım da cambazın ipleri kimlerin elinde onlara odaklanalım.

Ümmet için kazılan kuyulara değil de kazma kimlerin elerinde onlara bakalım.

Bu fırtınalı ve puslu havada nerde durduğumuz çok önemli.

Tercih size aittir. Zîra herkes kendi tercihinin sorumlusudur.

Allah(cc)’a emanet olun.

 

Yorum Yap
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (5)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.