Ben seni yasaklarda sevdim ...

Fatma Şeref

Bir tanıdığım, eşinin kendisini başka bir kadınla aldattığından şüpheleniyordu. Bunu ispat etmek için de avukat olarak benden yardım istemeye gelmişti. Ben de nezaketle o aşamada avukat yardımı gerekmediğini öyle bir şey yapmayacağımı izah ettim.

 

O vakte kadar yaptığı arşatırmaları kendince topladığı delilleri anlattı. Tamamını toplasak değil boşanma davası açmaya, adamdan şüphelenmeye yetmiyodu. Fakat kadın konuşurken dikkatimi çeken bir şey oldu. Ne zaman bir ip ucu bulduğunu zannetse heyecanla sonuna kadar gitmiş ama ucu boşa çıkınca , aldatıldığını doğrulayacak bir neticeye ulaşmayınca müthiş bir hayal kırıklığı yaşamış. O anda gayet safiyane içimden geçeni söyledim :

 

"Bakın ne güzel aslında eşiniz sizi aldatmıyormuş. Sorunlarınız belki kendi arnızdaki sebeplerden kaynaklanıyordur. Onlara odaklanın." Ama ne söylesem nafileydi. Ne evle ne çocuklarla ne eşi ile ilgili hiçbir sorumluğunun gereğini  yapmadığı bu takıntının peşinde koşturduğu anlaşılıyordu. Ve konu dönüp dolaşıp yine aynı noktaya bağlanıyordu. "Hayır o beni aldatıyor ve ben bunu ispat edeceğim. Kesinlikle onu yakalayacağım" Sonunda başka bir öneri sundum . "Diyelim ki öyle ama bunu ispat etmek zorunda değilsiniz. Anlaşarak da boşana bilirsiniz , şiddetli geçimsizlikten de..."

"Hayır , ispat etmek zorundayım"

"Neden?"

"Yoksa evliliğin tüm başarısızlığı benim üstüme kalır. Bunu ispat ettiğim zaman ise ne çocuklar ne ailem ne eşimin ailesi ne de konu komşu , eş dost beni sorgulayamaz. Kocam ve o kadın suçlu olur."

 

Bu cümleyi hiç unutamam ! Bizim meslekte uzun sohbetler bir nevi psikoanazlize dünüşür bazen. İnsanlar bilinç altını ifşa eder farkında olmadan. Sonradan pişman olsa da... O tanıdık bu konuşmadan beş altı yıl sonra hedefine ulaştı. Herşey istediği gibi oldu. Peki mutlu mu hiç sanmıyorum. Üstelik bu örnekler o kadar çok ki. Kadınlar üzerinden örnek verdiğim için zannedilmesin ki erkekler bunu yapmıyor. Her türlü kusur araştırma da erkekler de zirvede dolaşıyor. Fakat onlar boşanmak için değil eşinin kusurlarını büyütüp büyütüp sonra kerhen çocuklar için falan affedici olarak üste çıkmak, üstünlük sağlamak daha fazla ezmek, aşağılamak , baskı kurmak ve bu şekilde evliliği yönetmek için. Bu yüzden hiç olmazsa kadınlar, adamı suçlu duruma düşürse de iyi bir tazminatla boşanıp rahat bırakıyor diye düşünüyorum. Aynı duumdaki erkekler kadın boşanmadıkça boşanmıyor ya da boşansa da rahat bırakmıyor. Eski eşini hep tapusu kendine ait bir arazi olarak görmeye buna göre davranmaya devam ediyor.

 

Bunlar gittikçe büyüyen toplumsal yaralarımız ama benim burada asıl anlatmak istediğim başka bir şey : Bu örnek üzerinden bir samimiyet sorgulaması yapalım istiyorum. Yukarıdaki örnekte evliliğini gerçekten daha kaliteli hale getirmek isteyen ve sürdürmek isteyen bir eş görebiliyor muyuz? Niyet çok başka ! Ama suçu karşı tarafa yükleyip kendinin ve yakınlarının gözünde aklandı evet !...

 

Gelelim bizim toplumdaki kamplaşmaya : Bu gün 19 Mayıs ve hala Atatürklü kutlayan Atatürksüz kutlayan ayrımı devam ediyor hem de artarak . Geçen yıl aşağıdaki sosyal medya hesabımda :

 

Bu gün, bu meydanda açıkça ilan etmek istiyorum ki ; Atatürk, içki içmeyi severdi ve zevk sahibi sağlıklı bir erkek olarak kadınlara özel bir ilgi duyardı, erkeklerle aynı şekilde ilgilendiği görülmemiştir. O'nun dışında tarihimizde içki içen ve kadınlara düşkün olan hiçbir liderimiz olmamıştır, yoktur, olmayacaktır (!)Onlar sadece hanedan devam etsin diye zorla evlendirilmiş, insani her türlü nitelikten soyutlanmış arınmış hiç hata yapmamış ve kendilerine rakip veya devlete asi gördüklerinin yanağını okşamış ama ille de boynunu okşamış(!) soylu, seçkin, seçilmiş, aşkın,taşkın yaptıklarının hikmetinden asla sual olunmaz kutsal varlıklardı. Abdestsiz asla ve asla yere ayak basmazlardı...Onların yaptığı yenilikler de asla sorgulanmamalıydı. Size dine muhalif gibi gözükebilir ama mutlaka bir hikmeti vardır.


Hala bazı TV Kanallarında büyük tarihçi olarak konuk edilip saatlerce sözü kesilmeden konuşturulan zevat yeter artık! Size bu gün sonsuz imkan sunanlar bu gidişle tarihin çöplüğüne sizinle birlikte yuvarlanacak...Konuyu "Şunun karısını dansa davet etti , bunun gelinine laf attı" seviyesine kadar düşürmeye hiç haya etmiyor musunuz?


Evet , kimse put olmamalı her şeyi tartışabiliriz o zaman Dersim'i tartışıyorsak Osmanlının yüzyıllarca Anadolu Türkmenlerine yaptıklarını da tartışacağız. Selçuklu'nun Ahi ve Babai ayaklanmalarında Türkmenlere ne yaptığını da tartışacağız. Haremi, cariyeliği, hadımlığı da tartışacağız..Siyasetname'de ayrı bir bölüm açılan Sultanlara yöneticilere kurulan içki sofrası adabının son çevirilerde neden çıkarıldığını da tartışacağız.Anlayacağınız dilden söylemek gerekirse : Atatürk'ü yedirmeyeceğiz ! Ne kör cahil sevenlerine, ne kör cahil sövenlerine...

Evet geçen yıl bunu yazmama sebep olan yayın ve yapımlar artarak devam ediyor. Yabancı ülkelerde okuyan çocuklarımıza verilen ödev ya da doktora tezlerini hiç incelediniz mi tavsiye ederim. Tamamen Atatürk ile Türk Milletinin arası ne kadar açılmış ne kadar açılmamış testi yapıyorlar. Bu verileri istihbarat servislerinde topladıklarını çok iyi biliyoruz. Acaba neden ???

Yukarıdaki örneğe dönersek ben ülkemizde ne Atatürk'ü sevenlerin ne de sevmeyenlerin samimiyetine inanmıyorum. Tabi çoğunluk için kullanıyorum bunu samimi insanları ayrı tutuyorum. Siyasi olarak Atatürk düşmanlığı işine gelen onu yapıyor bunun için her yolu kullanıyor . Atatürkçülük işine gelen de onu aynı şekilde kullanıyor. Bu yüzden oturup işin aslını ülkemizin sorunlarını konuşamıyoruz hiç bir konuda .Mesela samimi olarak merak ediyorum ve soruyorum herkese laiklik gerçekten uygulanabilseydi bu gün "Paralel terör örgütü" adı altında mücadele edilen yapılar oluşabilir miydi. Ve gerçekten bunula mı mücadele ediyoruz?

Ve yine soruyorum eğer bununla mücadele ediyorsak bu ne perhiz bu ne lahana turşusu ? O zaman neden dini aynı onlar gibi kendi hedeflerimiz için kullanıyoruz? Yeni anayasada laiklik olmasın diyenler gittikçe güçlendirdiğiniz diğer dini gruplar ya da tarikatların bir gün paralel hale gelmeyeceğini bu halka nasıl garanti edeceksiniz?

Son samimi kişisel itirafı mı yapayım çocukluğumdan beri Türkiyedeki her siyasi akımın içinde bulundum , soldan sağa uçtan uca ... Atatürk'ü pek seven görmedim. 70 yıllarda sol aydınlar da hiç sevmezdi. Daha aşırı gruplar ise "Atatürk parasını yediği Rusya'yı bile kandırdı komunizmi getirmedi, çark etti" diye nefret ederdi.12 Eylül sonrası o camia nasıl Kemaliste dönüştü onu kaçırdım . Yatılı okuldaydım altı yıl gazate tv yasaktı belki o yüzden. İslamcıların okuduğu kaynaklar beslendikleri kitaplar ise ayrı hikaye ... Bunları ve Atatürkle ilgili düşünce geçmişimi bir başka yazıya bırakarak şarkıya dönüştürülmüş güzel bir şiirle Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü anıyor ve 19 Mayıs Gençlik bayramını kutluyorum.

Sabahı öptüm gözlerinde

Geceyi yaktım

Ateşi aldım dudağından

Sözleri yaktım

 

Ben seni uzaklarda

Ben seni tuzaklarda

Ben seni yasaklarda sevdim

Ben seni yasaklarda..

 

Not: 24 Mayıs Salı günü Dr.Portakal Cafe'de imza günüm ve akşamında söyleşi olacak tüm okurlarımı bekliyorum.

Yorum Yap
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (4)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.