ANKARA (AA) - Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Çözüm Süreci bir müddet Türkiye'de devam etmemiş olsaydı yani Çözüm Süreci'nin vermiş olduğu o barış, huzur ortamı olmamış olsaydı, Allah muhafaza, bugün Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki olaylar çok daha farklı bir noktaya gidebilirdi. Halk hükümetin iyi niyetini görmüş oldu" dedi.
Kurtulmuş, Ankara Palas'ta gerçekleştirilen TRT Haber'deki "Haber Odası" programında gündemi değerlendirdi, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
"Geri Kabul Anlaşmasına" ilişkin Kurtulmuş, Avrupa'ya mülteci akınları başladığı için anlaşmanın yapıldığını belirtti.
Geçen yıl yaz ayında Avrupa'nın yüzüne mülteci sorununun bir "şamar" gibi vurulduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, 20 sene önceki konuşmalarında bugün yaşanan olayları anlattıklarını söyledi.
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, "Hala Avrupa'da geniş kamuoyu bunu küresel bir sorun olarak görmüyor. Eğer ciddi tedbirler alınmazsa bu üçüncü dünya savaşı kadar önemli bir tehdittir, 'üçüncü dünya savaşı nedenidir' demiyorum ama üçüncü dünya savaşı kadar önemli bir tehdittir dünya için." ifadesini kullandı.
"Siz kapınızdan kovsanız, bu insanlar bacanızdan girecek, pencereden girecek" diyen Kurtulmuş, küresel ölçekte göçmen meselesini çözebilecek yeni tezlere ihtiyaç olduğunu dile getirdi.
Bu göçmenler için ortak habitatlar kurulabileceğini vurgulayan Kurtulmuş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Gayri safi milli hasılaya oranladığınızda 2014 yılında dünyanın en fazla yardım yapan ülkesiyiz. Her ülke gayri safi milli hasılası oranında BM Mülteciler Yüksek Komiserliği'ne (UNHCR) destek olsun, maddi katkı sunsun, fon sunsun. İnanın böyle bir yola açsak, böyle bir yolu dünya bulabilse o zaman dünyanın her yerinde göçmen habitatları oluşur. Sadece kamp demiyorum, o yaşadıkları bölgeler, alanlar içerisinde kendi ekonomilerini de kurarlar, kendi yönetimlerini de kurarlar, köy yönetimleri anlamında söylüyorum, bu insanlar hiç kimseye yük olmadan kendi kültürleri içerisinde o gittikleri ülkelerde, o ülkenin vatandaşları tarafından da kabul edilen unsurlar haline gelirler. Buyurun bunları konuşalım, hiç bunları konuşmazlar. Avrupa, göçmeler birinci derecede yöneldiği yer olarak görülüyor. Dünya buna küresel bir çözüm bulmak için formüllerini geliştirmek mecburiyetinde. Avrupa Birliği'nin de en büyük sınavı göçmen meselesidir. Göçmen meselesi Avrupa, Avrupa Birliği için varoluşsal bir krizdir."
- "Terör meselesi arızi bir durumdur"
"Yüksekova'da ve Nusaybin'de yürütülen operasyonların devam edecek mi, sivil çözümler devreye girecek mi?" sorusu üzerine ise Kurtulmuş, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Terör meselesi arızi bir durumdur, demokratik bir yönetim için arızi bir durumdur. Bölgedeki şartların vermiş olduğu ilave destekleri de kullanarak terör örgütü haddinden fazla hareketlilik içerisine girdi ve bunun karşısında da güvenlik kuvvetlerimiz koordinasyon içerisinde onlara hadlerini bildirecek çalışmaları yürütüyor. Dolayısıyla ümit ederiz ki terör örgütü artık hiç bir şekilde hareket edemez hale getirilerek o parantez, terör parantezi kapatılır. Demokratik bir ülke ilanihaye terörle, terör örgütlerinin tehdidiyle karşı karşıya kalamaz, bu tehdidi savar ve yoluna devam eder."
Terör olaylarının yaşandığı bölgelerdeki en büyük kazanımın bölge halkının destek vermemesi olduğunu belirten Kurtulmuş, "En kısa süre içerisinde bu bölgede terör örgütünün ortaya çıkarmış olduğu bu yıkıntıları aşabilecek bir niteliğe sahibiz" dedi.
- "Halk hükümetin iyi niyetini görmüş oldu"
HDP'nin önde gelen isimlerinin Dolmabahçe mutabakatı çerçevesinde "çözüm masasının" yeniden kurulabileceği yönündeki çağrılarının anımsatılması üzerine Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, "Çözüm Süreci bir müddet Türkiye'de devam etmemiş olsaydı yani çözüm sürecinin vermiş olduğu o barış, huzur ortamı olmamış olsaydı, Allah muhafaza, bugün Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki olaylar çok daha farklı bir noktaya gidebilirdi. Halk hükümetin iyi niyetini görmüş oldu" açıklamasını yaptı.
"Bu hükümet illa işi silahla çözmek istiyor" algısının oluşturulmaya çalışıldığı, halkın buna inanmadığına dikkati çeken Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Bu aşamadan sonra bir kere terör örgütünün muhatap olarak asla mümkün değildir. Demokratik kurallar, sınırlar içerisinde hareket eden herkesin, farklı bütün toplumsal kesimlerin ne söylediğine dikkat ederiz. Onları, bundan sonra Türkiye'de yeniden demokrasinin inşa edilmesi, bu anlamda birlik, huzur ve demokrasi eylem planının uygulanması sırasında ve sonrasındaki işlerimizde bu işi sahiplenmeye davet ederiz. Biz başından itibaren HDP'ye '7 Haziran'da 6 milyon insanın oyunu aldınız, 1 Kasım'da 5 milyona yakın insanın oyunu aldınız, biz bu kadar çok insanın oyunu almış parlamentoya taşınmış bir siyasi partiyi meşru bir parti olarak görürüz' dedik ama bu partinin meşruiyetinin devam edip, etmeyeceği o partinin kendi eylemleriyle ilgilidir. 'Terörle aranıza bir mesafe koyun' diyoruz. Türkiye'de terör sadece o bölge halkının hayatını yaşanmaz hale getirmiyor. Siyaset mi yapmak istiyorsun, dağın sözcülüğünü mü yapmak istiyorsun? HDP'nin handikabı burada."
(Sürecek)
AA