Aslan gittiği yoldan belli olur

Fahri Kubilay

Hani bir laf vardır “aslan yattığı yerden belli olur”. Bu lafı daha çok kişilerin veya toplumun temizlik anlayışını yansıtmak için kullanırız...   Geçtiğimiz günlerde seyreylediğim Konya yolu güzergâhında gördüklerimle “aslan gittiği yoldan belli olur” dedim…

 

Aslında çoğumuz şahidizdir ama dillendirmek istedim bu çirkin görüntüyü… Yol kenarlarında öbek haline gelmiş araç pencerelerinden fırlatılan atık malzemeleri… Atan sorumsuzları…

  

Konya yolculuğuna erken saatlerde gittiğim için yol kenarlarını pekte gözlemleyemedim ama dönüşte ise; gördüklerimi aracımı hemen yolun kenarına park ederek unutmama adına ajandama not aldım…

 

Güzergâhımız sadece 90 km uzunluğundaki Konya Seydişehir yolu.

 

Yolların başından sonuna kadar her yerde poşetler, kola şişeleri, su şişeleri, teneke kola, bira, rakı şişesi aklınıza gelebilecek tüm ambalaj malzemeleri…

 

Devam edelim yolculuk yaparken görünen sadece çöp malzemeleri mi dersiniz?

 

Ne mümkün…

 

Eline boyayı alan çalmış fırçasını neresi denk gelirse… Yol kenarında gördüğü her taşa ağaca İnsanı fıtık eden rast gele yazılmış o bayağı reklamlar…

 

Devam ediyoruz ve insanları uyarmak için yol kenarına konulmuş levhalar belli ki birileri tarafından hedef tahtası olarak kullanılmış çoğunluğu da delik deşik edilmiş kurşun izleri…

 

Durup  bir nefes almak istediğiniz   hayırseverler tarafından yapılmış çeşme başları  eğer orada satıcı yoksa perişan  pislikten yanına yaklaşılmıyor.,

 

Son olarak Seydişehir’in imajını zedeleyen kalitesiz ve ne düğü belirsiz ürün satan balcılar (burada kendi yetiştirdiği ürünü satan ve kaliteli marka ürün satan arkadaşları tenzih ederim onlara söyleyecek bir sözüm yok) ..   Bunlar benim 90 km uzunluğunda ve sadece bir saatlik yolculuk sonucu görebildiklerimin bazıları…

 

Bu saydıklarım  yol kenarlarına  ve çevreye gökten yağmadığı kesin .. Kim bırakıyor dersiniz. Sen, ben, bizim oğlan.

 

Ne acı değil mi bu yolu kullanan bizler zamanla medeniyet götürdüğümüz, temizlik götürdüğümüz ecnebiler ne der acaba onu merak ediyorum.  Ne kadar çevreci ne kadar temiz millet değil mi?

 

Girdiğimiz her yeri kirletmiyor muyuz? İnsanın bulaştığı her yere bakın, en ücra dağlardaki insanın oturacağı şöyle güzel bir manzarası olan yemyeşil ağaçların dibinde bulacağınız ya rakı şişesi, ya bira şişesi en iyi ihtimalle kola şişesi, su şişesi ve poşet…  

 

Ne kadarda medeni bir toplumuz değil mi, aslan sadece yattığı yerde belli olmuyormuş şimdilerde gittiği yoldan da belli oluyormuş. 

 

Bu bir anlayış meselesi, bu bir kalkınma meselesi, bunun yanında hep yapılıyor denemez aracında yiyip içtiğinin atıklarını evinin yanındaki çöpe getirenlerin yanında dağları da taşları da piknik yaptıktan sonra değil çevreyi kirleten çöplerini elinde şehirdeki bir çöp kutusuna kadar getirenleri de biliyorum.  

 

Herhalde bu söylediklerim gelişmişlik alakalı şeyler şimdilerde kişi başına düşen milli gelir 10 bin dolar olduğu söyleniyor, belki 20 bin dolara çıkınca daha medeni, daha çevreci bir anlayışa sahip oluruz, ne dersiniz…

 

Yoksa parayla temizliğin alakası yok mu?

 

Bence yok…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.