İSTANBUL (AA) - GÜLSÜM İNCEKAYA - Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM) Başdanışmanı Prof. Dr. Sencer İmer, ABD'nin, S-400 füzelerinden dolayı Çin'e uyguladığı yaptırım tehdidinin gerekçesinin daha önce Rusya hakkında aldığı ambargo kararına dayandığını belirterek, ''Bu değişik bir argüman. Böylece Rusya'dan silah alacak her ülkeye bu ambargo uygulanabilir.'' dedi.
Prof. Dr. İmer, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2017 yılında ''ABD'nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Etme Yasası'' (CAATSA) çıkardığını hatırlatarak, bu yasanın hem ABD ekonomisini hem de Rusya'dan silah alacak olan ülkeleri olumsuz etkileyeceğini söyledi.
ABD'nin Rusya'dan savaş jetleri ve S-400 hava savunma sistemi satın alan Çin'e yaptırım kararı almasının, Rusya'ya yönelik ambargo politikasından kaynaklandığını kaydeden İmer, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın, "Rusya'nın ABD'de 2016 yılında yapılan seçimlere müdahale etmesi sebebiyle uygulanan bir ambargo var. Bu ambargo sebebiyle Çin'e bunu uyguluyoruz. Yoksa Çin'in kendini savunmak ve savunma gücünü artırmak için seçtiği silah sistemlerine karışmak istemiyoruz." şeklindeki açıklamalarını hatırlattı.
Prof. Dr. İmer, ABD'de bulunan birçok şirketin Çin'e yönelik ambargodan rahatsızlık duyduğunu, dünyanın en büyük şirketleri Wallmart ve Apple'ın bu karardan büyük zararla çıkacağını deklare ettiğini kaydetti.
İmer, 480 milyar dolarlık cirosu, 2 milyonun üzerinde çalışanı olan Wallmart'ın bir an önce bu karardan dönülmesi konusunda Trump'a baskı yaptığını anlatan İmer, şunları kaydetti:
''Noel geliyor. Bu dönemde Noel aydınlatmaları ve hediyeler dahil olmak üzere bunların hepsi Çin'den gelecek. Wallmart bu engellerin kaldırılmasını istiyor. Aksi takdirde çalışanlarını işten çıkarmak zorunda kalacağını açıkladı. Bir başka önemli şirket Apple. Biliyorsunuz ürünlerinin bazı parçalarını Çin'de ürettiriyor. Apple'ın CEO'su da Trump'tan bu engellerin kaldırılmasını istedi yoksa rekabet edemez duruma geleceklerini söyledi. Trump da rekabet etmek isteyenlerin üretimlerini Amerika'ya taşımalarını söylüyor. Böylece Apple'ın CEO'sunun görüşüne karşı çıkıyor.''
- ''Trump 'sert adamı' oynuyor ''
Prof. Dr. Sencer İmer, imalat sanayinin ülkesine taşınmasını isteyen ABD Başkanı Donald Trump'ın büyük şirketlerle de karşı karşıya geldiğini aktardı.
Trump'ın bunu nasıl devam ettireceği ve şirketlerle uzlaşma arayıp aramayacağının merak konusu olduğunu ifade eden İmer, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bana sorarsanız ben seçim öncesinde böyle bir uzlaşmanın oluşacağını düşünmüyorum. Trump 'sert adam'ı oynamaya çalışıyor. Amerika'daki orta sınıfa iş sağladığını, ülkeyi dünyanın bir numaralı gücü haline getirdiğini, imalat sanayini güçlendirdiğini, dış ticaret açığını azalttığını söylüyor. O yüzden bundan şu anda vazgeçmesi bence söz konusu olamaz. Ama seçimlerden sonra durum değişebilir. Onu görmek lazım. Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması (NAFTA) ile ilgili olarak da üç üyeden birisi olan Meksika ile bir anlaşmaya vardı ama Kanada'yla olan görüşmeler devam ediyor.
Bir uzlaşmaya varamadılar. Seçimlerden sonra Çin ile de şirketlerin çıkarlarını dikkate alacak şekilde bir uzlaşma olabilir. Ancak Rusya'ya karşı olabilir mi? Trump içeride 'Rusya'nın yardımıyla seçilmiş başkan' olma durumu söz konusu olduğu için bundan sıyrılamıyor. Sıkıntısı biraz da bundan kaynaklanıyor; hakkında bu konudaki soruşturma devam ediyor ve karşıtları Trump'ı başkanlıktan azlettirme davasından söz ediyorlar."
ABD'nin CAATSA ile Çin'e uyguladığı yaptırım kararının, Rusya'dan S-400 füzeleri ve savaş uçağı alacak diğer ülkelere de göz dağı verme anlamına geldiğini savundu.
Türkiye'nin alacağı S-400 füzelerine de farklı argümanlarla itiraz edildiğine dikkati çeken İmer, şöyle devam etti:
''ABD, 'S-400 füzelerini almayın. Çünkü bunlar NATO ile uyumlu değil. Aksi takdirde size F-35 uçaklarını vermeyiz.' diyor. Yani bize bambaşka bir gerekçe ile gelirken, Çin'e savunma sistemine müdahale etmek için değil de Rusya'ya yönelik ambargo sebebiyle bunu uyguladıklarını belirtiyorlar. Buradan şu sonuca varıyoruz: Bundan sonra Rusya'dan silah alacak her ülkeye bu ambargo uygulanabilir. Rusya'ya karşı uygulanan ambargonun bu ülkelerin organları tarafından delinmesi gösterilebilir. Bu değişik bir argüman. Yani bugüne kadar Türkiye’ye yönelen gerekçeden çok farklı bir gerekçe. Ancak sonuç aynı.
Sonuçta burada Rusya’nın gelişmiş savaş uçaklarının ve S-400’lerin satılması engellenmiş oluyor. Genel olarak her türlü mal için de uygulanabilir bu söylediğimiz şey. Yani 'Biz bu ülkeye ambargo uyguluyoruz, siz bunu deliyorsunuz.' diyor ABD'nin İran’la alakalı ambargo meselesinden farkı yok. Aynı çerçeveye oturuyor. Türkiye'ye, S- 400 konusunda farklı bir itiraz gelebilir. Dolayısıyla aynı gerekçeler Türkiye ile ilgili de söylenebilir. Bugüne kadar söylenmedi ama bundan sonra söylenebilir.''
- "ABD Türkiye'yi kaybetmek istemez''
Türkiye ile ABD arasında başlayan Brunson meselesinin çözülmesinden sonra ilişkilerde normalleşmeye gidileceği öngörüsünde bulunan Prof. Dr. Sencer İmer, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Rusya’nın Türkiye’ye yaklaşmasını ABD pek istemiyor. Bunu engellemek için de her şeyi yapmaya çalışıyor ama Türkiye de kendi çıkarlarını savunmak zorunda. Trump’ın Amerika’da kongre seçimleri kazanması ki onun için bu çok büyük bir önem taşıyor,
Brunson meselesi de bu çerçevede büyük rol oynuyor. Bazı yorumcular Brunson meselesinin Türk-Amerikan ilişkilerinde önemsiz olduğunu söylüyor ama ben önemsiz olduğunu düşünmüyorum. Özellikle seçimlerin ardından Trump biraz rahatladıktan sonra Türkiye-ABD ilişkilerinde olumlu anlamda başka türlü yaklaşımlar olabilir diye düşünüyorum. Zira ABD Türkiye'yi kaybetmeyi stratejik sebeplerle istemez."
- ''ABD'nin yaptırım kararı Çin ve Rusya'yı yakınlaştırır''
ANKASAM Asya-Pasifik Danışmanı Dr. Özlem Zerrin Keyvan ise ABD'den üst düzey bir yetkilinin Çin'in 10 Sukhoi avcı uçağını CAATSA'nın yürürlüğe girmesinden sonra teslim alması nedeniyle bu kararın alındığını açıklamasından sonra, Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Geng Shuang'ın, ABD tarafını acilen hatayı düzeltmeye ve sözde yaptırımları iptal etmeye çağırdığını hatırlattı.
İsminin gizli kalmasını isteyen bir ABD hükümet yetkilisinin ABD ile Çin arasında yükselen ticaret savaşına rağmen bu yaptırımların Çin'e değil, Rusya’ya yönelik olduğunu söylemesinin Çin- Rusya yakınlaşmasına katkı sağlayacağını söyledi.
Çin'in savunma sanayi ve teknoloji transferi konusunda Rusya’ya güvendiğini belirten Keyvan, şunları kaydetti:
''ABD'nin yaptırım kararı iki ülkenin bölgede daha da yakınlaşmasına katkıda bulunacağı açık. Çin’in Rusya’nın askeri donanımlarına ve teknolojisine ihtiyaç duyması ve askeri ilişkilere devam etmesi kaçınılmazdır. İki ülke arasındaki askeri iş birliğini engellemenin ötesinde daha da gelişmesine yardımcı olacak. Trump yönetiminin ticari savaşın eşiğinde olduğu Çin’e karşı seçim kampanyalarından beri ara vermediği baskılarına devam ettiğini görüyoruz. Bir yandan da Rusya’nın ABD’nin siyasetine karışmasına karşı önlem alınması gerekliliğine dair Trump yönetime baskılar mevcut. Bu yaptırım kararıyla hem Rusya hem de Çin sıkıştırılmaya çalışılmaktadır ancak tam tersi bir etki yaratarak iki ülkenin askeri iş birliğini geliştirecektir.''
Dr. Keyvan yasa kapsamında yaptırım Rusya'dan S-400 almaya hazırlanan Türkiye ile ilgili herhangi bir açıklama yapılmadığı gibi Türkiye’den bahsedilmekten kaçınıldığını kaydetti.
Keyvan, şöyle devam etti:
''ABD ve NATO yetkilileri, Türkiye’nin Rusya’dan S-400 sistemi satın almasının NATO için risk teşkil edeceğini belirtmektedir. Bu yüzden Türkiye’ye F-35’lerin teslim edilmesini engelleyen yasa onaylanmıştır. Bu yaptırımın asıl hedefi Çin’dir. Bununla birlikte Çin'in ABD yapımı askeri donanım ve silahlarını satın almadığı bilinmektedir, bu nedenle yaptırımların Çin askeri donanım ve silah ithalatı üzerinde hiçbir etkisi olmayacaktır. Eylül ortasında Çin ve Rusya’nın katılımıyla gerçekleştirilen askeri tatbikat ABD yaptırımlarına verilen bir cevap niteliğindedir. Ticari savaş eşiğinde olan Çin ve ABD ekonomileri birbirine bağımlıdır. Özellikle son dönemde ABD’nin Çin’e olan bağımlılığının arttığı bilinmektedir. Bu yaptırım kararıyla ekonomik bağımlılığın ve ekonomik krizin ABD lehine azaltılması öngörülmektedir."
AA