Ali Kırca’nın uygunsuz görüntüleri

Memleketi Kurtaran Adam

“Kardeşim siz deli misiniz? Başka işiniz gücünüz yok mu?” Salih Memecan Sabah’taki karikatüründe aynen böyle diyordu. Askerin her hareketine bir anlam yüklemeye çalışan, kraldan çok kralcı, askerden çok darbeci gazetecilerimiz var ya bizim işte onlara…

Resepsiyondaki kareleri tek tek inceleyen ve kaş göz hareketlerine kadar anlam yüklemeye çabalayan Ali Kırca ise gıcık etti milleti evvelki gün. Bir türlü istedikleri şey olmuyordu. Komutanlardan biri burun kıvırmalıydı oysa. Veya birisi çıkıp bu cumhurbaşkanı benim değil demeliydi. Olmuyordu, bir türlü denmiyordu ve malzeme çıkmıyordu. Biz tv karşısında izleyenler ise çok iyi anlıyorduk, aslında başörtüsünü de, gümüş yüzüğü de istemeyenlerin başında bizzat menfaati olanlar vardı; bazı beleşçi gazeteciler mesela…

Geçen sene, Ali Kırca’nın bilmediğimiz bir hatunla çok afedersiniz o biçim sahneleri izleniyordu her yerde. Artık filme kim çekti, nasıl millete servis edildi orasını bilemiyoruz, ama çok aşşalık bu görüntülerden kısa bir süre sonra Kırca hiçbir şey olmamış gibi yine çıkıp karşımıza irtica haberleri sunmaya devam etti. Oysa şapka düşmüş kel görünmüştü. Bu düzende istediği haltı yiyebiliyordu. Ya gelenler buna izin vermezler iseydi. Veya eskisi gibi eline çok para geçmez veya örtülü ödenekler kesilirse veya veya veya…

Bir yerlerden beslenen hem de hamutuyla götüren siyasetçi, gazeteci, asker, bürokrat ve bilumum zevatı kiram var iken onlara rağmen düzenin bozulup gitmesi iyi olmaz tabi. Kesinlikle onlara hak veriyorum. Haklılar. Ben de onlar gibi olsaydım, istemezdim bişeylerin değişmesini. Her şey eskisi gibi devam edip gitmeli derdim. Değiştirmeye çalışanları bir yaftayla uzaklaştırırdım. İrticacı derdim, yobaz derdim ne bileyim, bi kulp takardım…

Ali Kırca ATV Ana haberde resepsiyondan çekilen resim karelerini yorumlarken de uygunsuz bir görüntü veriyordu yani. Uygunsuz görüntü vermeye alışınca böyle oluyor…

Öte yandan eski cumhurbaşkanını fanilasıyla evin içinde gezinirken görüntülemeyi başaran mümtaz meslektaşlarımızı canı yürekten kutlar, burnunu karıştırırken yakalayacakları endişesiyle kapıyı pencereyi dış dünyaya tamamen kapatan  Sezer’e de “besle kargayı oysun gözünü” atasözünü hatırlatırım.

Neticede pis borudan temiz su akmaz ehbaplar…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.