Aile ve toplumda fitne

Kasım Çakır

Fitne: Bölücülük, bozgunculuk çarptırma, saptırma gibi anlama da gelir. Meşru bir faydası olmaksızın ıstıraba, bela ve musibetlere sebep olan olaylara fitne denir.

Fitne: Saptırma anlamındadır. İmtihan anlamındadır.  “Fitne, Müslümanlar arasında bölücülük yapmak, onları sıkıntıya, zarara, günaha sokmak, insanları isyana kışkırtmak demektir.”
    Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: “Nefsim yedi kudretinde olan Allah’a yemin ederim ki, insanlar öyle bir devir yaşayacak ki, katil niçin öldürdüğünü, ölen de niçin öldürüldüğünü bilmeyecek” Ashab-ı Kiram; bu nasıl ola bilir ya Rasulallah, diye sordular. Efendimiz (s.a.s) şöyle cevap veriyor: “Bu herçtir (fitnedir)” Buna bulaştıktan sonra ölen de, öldüren de ateştedir. Herç insanların bir birini kırdığı andır.

     Fitne emniyet ve güven duygularını kaldırmak anlamındadır. Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: “Öyle bir zaman gelecek ki, emin, güvenilir insanlar hain, güvenilmeyen sahtekâr insanlar da baş tacı edilecek. O gün Salih kimselerle facir kimseler aynı muameleyi görecek. Bir birinden ayırt edilmeyecek” (İbni kesir, fitne).

     Efendimize Herç nedir diye tekrar sorarlar. Herç insanların bir birine girdiği, kırdığı devirdir. Bu herç ne zaman gelir ya Rasulallah? Efendimiz buyuruyor: “Bir kişinin kardeşine, arkadaşına bile itimat etmediği, güvenmediği devirdir. Fitnenin girmediği ev kalmaz”

 “İman edenler arasında kötülüğü yaymak isteyenler için ne büyük azap vardır” “(Kötü) zandan sakın, çünkü (kötü)  sözlerin en yalanıdır…”  buyurmaktadır. H. Şerif

“Ey iman edenler, şeytanın adamlarına uymayınız. Şeytanın adamlarına uyanlar Fuhşu ve kötülüğü emrederler”

  Kim Allah’a ve âhiret gününe inanıyorsa, hayır söylesin veya sussun ( faydasız veya zararlı söz söylemesin ).” H.Şerif

      Fitneyi uyandıran bir diğer faktörde haksızlığın dile getiriliş biçimidir. Haksızın haksızlığını yüzüne karşı vurmaktır. Hiç kimse haksızlığı kabul etmez, edemez. Bu nedenle hataları yüze vurmak yerine; haksızlığın yapılış biçimlerini ve sebep olduğu sonuçları yumuşak ifadelerle haksızlık yapana söyleyip, ikna etmek en sağlıklı yoldur.

    Fitne,  insanla ilgili bir kavram ve eylem olması itibariyle  burada insan unsurunun önemli bir rol oynamaktadır. Bir toplumun, fitneye kaynaklık edebilecek insanları ya da anlayışları içinde barındırması ve böyle bir konumun varlığına razı olması her şeyden önce o toplumun kendi varlığını ve bekasını ilgilendiren bir konudur. Toplum, kendi içlerinde bu tür bozulma ve düzensizlik ortamlarına zemin oluşturmama yolunda  gerekli tedbirleri almak zorundadır.

   İslam dini,  fitneyi şiddetle yasakladığı gibi, fitneye götüren fiil ve davranışları da yasaklar.  Toplumda,  fitneye sebep olan pek çok kötü fiil ve davranış bulunmakla birlikte, biz bunlardan gerekli gördüklerimize temas edeceğiz. 

    Fitne, insanlar arasındaki sevgiyi sarsan, cemiyette tedavisi imkânsız yaralar açan, kardeşi kardeşe düşüren, hısımları hasım haline getiren davranıştır. Fitnenin tesiri altında kalmış bulunan kimseler kendi taraftarlarından kötü bir şahsı, başka gruptaki iyi insana tercih eder. Hak ve hakkaniyet ölçüsü terk edilerek nefsaniyet ve tarafgirlik esas olarak alınır.

    Bir ülke veya toplumda ortaya çıkan fitne, çoğu zaman o ülkenin parçalanmasına ve o toplumun da perişan veya yok olmasına sebebiyet vermiştir.  Tarih bunun ibret verici örnekleriyle doludur. Küçük bir topluluk ve hatta bir aile içerisinde vuku bulan fitne, genellikle o topluluk veya ailenin dağılmasına yol açabilmiş, hem dünya hem de âhiret hayatlarını mahvetmiştir. Onun için Kur’an-ı Kerim’de

   Fitne öldürmekten daha şiddetli,büyük bir suçtur.” denmiştir. (Bakara, 2/191,217).

    Aile içerisinde, aileler arasında, sülale içerisinde, topluluk içerisinde fitne çıkaranlara çok rastladık. Bu kişiler; haksız olduğu halde haklı çıkmak, yanlış olan kendi doğrularını kabul ettirmek, menfaat elde etmek, haksız olan bir yakınını kayırmak ve karşıdakine zarar vermek için akraba içerisinde fitne çıkarırlar.

   Ailesi, akrabalar arasında, çevresinde çok sevilen, uysal, mülayim, çevresinde sevilen birisine birilerinin,‘bu kişi yaramaz birisi’ demesi iyi olan kişinin zarar görmesi için ortaya atılan bir fitnedir.

   Eşler arasında, kardeşler arasında, evlat ile anne babası arasında, arkadaş arasında, akrabalar arasında  ayrışmaya yol açan gıybet ve dedikodu fitneye neden olabilir. Bu durumlar da fitne olana, fitne sokana karşı dikkatli olmalı, gayretini boşa çıkarmalıyız.

    A- Sevgi, saygı, şefkat, hoşgörü, güven, vefa, ahde vefa, sadakat, adalet, dostluk, sabır, doğruluk, dürüstlük, samimiyet,  yardımseverlik, tevazu, alçak gönüllülük, mütevazilik, empati, teşekkür etmek, nezaket  gibi değerlere sahip olmak kişiyi fitne olmaktan uzaklaştırır.

    B-Hasetlik, kıskançlık, çekememezlik, bencillik, adam kandırma, cehalet, önyargı, gıybet, suizan, dedikodu, koğuculuk, iftira, yalan söyleme, iki yüzlülük(nifak), hata kabul etmemek, kibir, gurur, böbürlenme, haksızlık, kabalık, yanlışta ısrar etmek, zorbalık, haksızdan yana olmak o kişinin kendisini fitne yapabilir, fitneye sürükleyebilir. 

     Dolayısıyla Müslüman, daima fitneden kaçınmalıdır. Fitneden kaçınabilmek için mutlaka yukarıda saydığımız ve fitnenin kaynağını teşkil eden fiil ve davranışlardan sakınmalıdır. Aksi takdirde gittikçe çığ gibi büyüyen fitne, suçlu-suçsuz her şeyi ve herkesi yutabilir.     Allah(cc) hepimizi fitne den, fitneye maruz kalmaktan, fitne olmaktan korusun!  

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.