Ahtapotun Kolları

Durali Göğüş

Ahtapot, her insanın hafıza dağarcığında yer etmiş bir sözcük. Okyanuslarda, denizlerde yaşayan ilginç şekilli bildiğimiz bir canlı. Yumuşak gövdeli, sekiz kollu, üç yüz türü mevcut çok hızlı şekil, renk değiştirebilen, en küçük deliklerden gövdesini sıkıştırma mahareti ile geçebilen bir canlı. Omurgasızların en zekisi ve davranışsal olarak büyük farklılık gösterebilir. Korunmak için mürekkep fışkırtma, kamuflaj kullanımı ve tehditkâr davranışları olan çok hızlı hareket edebilme ve saklanma yetenekleri sayılabilen bir varlık. Literatürde deniz canavarı olarak tasvir edilmiştir.

“Ahtapot kanı oksijeni taşımak için bakır içeren hemosiyanin proteinini içinde barındırır. Hemosiyanin kan hücreleri içinde taşınmak yerine kan plazması içinde çözünüktür ve dolayısıyla da kan mavi renk alır.”

Ahtapotun insanlar için bir metot olarak referans kabul edildiğini düşünelim şimdi.

Ahtapotun yapısal özellikleri, kimi zaman bir film başlığı olmuştur. Kimi zaman bir operasyon ismi veya parolası olmuştur. Kimi zaman küresel güçlerin ilham kaynağı olmuştur.

Küresel Ahtapot (ABD- AB) yapısal kimyası ve ruhuna uygun olarak yerküreyi kendi beslenme alanı olarak görmekte. Bunun için kendi beynindeki sömürü damarlarını kollarına iletmekte. Demokrasi, barış yalanları ile mavi mürekkep fışkırtmakta, aklı kıt zayıf kafaların aklını bulandırmakta. Kargaşa ve bulanık ortamlarda gizlenerek avlarını kolları ile hızla parçalamak ve mahzun, mazlum milletlere saldırmak için fırsat kollamakta.

Görünmeyen bir baş ve kolların kıvraklığı, zekiliği ile en ufak delikten gizemli bir şekilde girip, renk değiştirip, içeri sızabilme yeteneği ile saldırmada.

Şimdilerde bu ahtapot, yeni dünya düzeninde, güç ekseninde tarihi misyonu ve özüne dönüşmüş, medeniyet inşasında hızla ilerlemekte ve yükselişteki ülkeyi hedefe koymuştur.

Yıllarca bu metotla iktidarları kolları ile av yapan Ahtapot, son çeyrek asırda muhalefeti yönetme taktiği ile devrede. Yalan mı?

Küresel Ahtapot’un şantajla oluşan sol kolu en kuvvetli olarak zehrini salmada. Yandaşları ikinci sanal milliyetçi nazik kol camiaya zehrini salmada. Üçüncü manevi camiaya tütsülenmiş ihtiyar kol zehrini salmada. Dördüncüsü elinde kan olan eşkıya kol, zehrini salmada. Beşinci azledilmiş Torosların stratejik çukurdaki kolu yandaşlarına zehrini salmada. Altıncı ego kolik, çaylak kol arkasına düşenlere zehrini salmada. Yedinci masanın dolgu ismi fosil bir partinin jönü zehrini salmada. Sekizinci kol ekonomik krizin sermayedar tefeci kolu halka zehir salmada.

Bu Ahtapotun başı kollara hangi frekansı, emir kodunu gönderirse onların eylemi saldırıları o yönde tezahür ediyor. Tabi bu kolların içinde yapısal hücre taşları olanlar da topyekûn saldırmada. Kolların kimyası içine gizlenmiş yazar, çizer, yazılı, görsel basın emir neyse onu yazmada, onu okumada, onu konuşmada. Zehirlerini enjekte etmekteler gönüllü alıcılarına ve akılsızlara.

Bu kollara kapılmışlar için ideal sıralamasında vatan, kutsal değerler, istiklal ve istikbal en son gaye ve hedef olmuştur. Kendi nüfuzları, reklamları çıkar ve menfaatleri için her şey caizdir, mubahtır anlayışı hâkimdir. Gerisini teferruat görürler.

Bazen arkalarında bir parti amblemi, önlerinde bir kürsü, ağızları mikrofona uzatır boş boş konuşurlar. Yanlarında konu mankeni ve dolgu malzemesi olan yancıları ve ayakçıları da hazır kıta beklemekte. Bol keseden eleştiri, atıp tutma, yalan dolan, torba değil ki büzebilesin ağızlarını. Etraftan alkış alkış sahte gülücükler. Durmuyorlar hiç. Devlet kurumlarına anarşist taktiği baskın şovu. Gelecekteki hesapları, menfaat, koltuk. Hiç olmazsa adımız mikro particikle anılsın ,şöhret olsun hevesindeler. Amma velâkin içlerindeki ‘’kin ve nefret’’ söylemlerini vücut dilleri ele vermede. Bu aziz milletin Anadolu aklı, basireti karşısında boşa çıkacaklarını bilmeyecek kadar zihin fukarası olduklarını bilmiyorlar.

Bir de şu asla unutulmamalı!... Allah, her yerde, her şeyi bilen, gören ve işitendir.

Gizli mahfillerde perde arkasında iş çevirenleri bilir.

Kimin Avrupa da otellerde görüştüğünü sonra kaset operasyonunda kullanıldığını.

Kimin lokantalarda yabancı misyon şefleri ile balık yediğini.

Kimin ben temmuzda başbakan olacağım şımarıklığında olduğunu.

Kimin bizim muhatabımız başbakandır lafına balıklama atlayanı olduğunu,

Kimin lortlar kamarası kraliçesinin şeref madalyalı yancısı olan çaylağın kim için çalıştığını,

Kimin ensarlık onurunu bırakıp, ahtapotun son oyunu, mülteci düşmanlığı üzerine tuzak ve kargaşa çıkarma görevi aldığını bilir.

Provokatör taşeronun zafer sarhoşu narasını işitir.

Küresel ahtapotun ve bağlı kollarının unuttuğu tek bir şey var;

“Allah, tuzak kuranların tuzaklarını bozandır.” Masumların, mazlumların ve ümmetin duası bu millet ve yöneticileri üzerinedir. Bu dualar hürmetine Rabbim,

Ümmetin sevdalısı Soylu bir kulu ile ahtapotlara had bildirir.

Vesselam…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.