Ahlak-ı Nasıri

M. Faik Özdengül

Dr. Tahir Özakkaş Azerbaycan günlerinde, bir gün metro istasyonunun önünde ikinci el kitap satan bir sergiyi şöyle göz ucuyla incelerken birden donup kalır. Gözlerini oğuşturur. Tekrar bakar. Uzun süredir aradığı bir kitabın Kril alfabesiyle basımı yerde durmaktadır.

Tahir Bey uzun süre önce bizim eski kültürümüzde psikoloji ilmini araştırırken atalarımızın bu ilme Ahlak ismini verdiklerini bulur. Ve incelemeye başlar. Bulduğu bütün kitaplar hep bir kitaba atıf yapmaktadır. Bunun üzerine o kitabın peşine düşer. Ancak Türkiye’de basımını bulamaz. 12. yüzyılda basılmış bir kitap. Sonunda umudunu yitirmişken Azerbaycan’da bir metro istasyonunda, bir sergide karşısına çıkar. Büyük bir heyecanla alır ve Türkçe’ye terceme eder. Editörlüğünü yaptığı kitap daha sonra İngilizce ve Farsça orijinali de bulunarak yenide terceme edilir ve basılır. Ben de edindim bu kitaptan.

Bahsettiğim kitap Nasıruddin Tusi tarafından yazılmış “Ahlak-ı Nasıri”.

Kitapta Tusi.: insanı ikiye ayırıyor. Adil ve zalim insan diye. Tusi’ye göre, nefsi üç basamak oluşturuyor. Şehvet, gazap ve düşünce. Bunların her üçü de aşırı olabildiği gibi bazı insanlarda da yok sayılabiliyor. Bunların dengede olması gerektiğini savunan Tusi, bunların dengedeki halini iffet, şecaat ve hikmet olarak niteliyor. İşte hikmet, şecaat ve iffet sacayağını oluşturan insana adil insan diyor. Tersi de kendine karşı zalim insan.

Şehvet dinamik terapide hazzın karşılığı, gazapsa saldırganlığın.

Kelimeler ve anlamları eski dilden bugüne değişime uğramış. Eskiler ahlakı bir ilim olarak görmüşler ve batıda psikolojiye karşılık gelen biçimde kullanmışlar.

Kitap eski yunan felsefesinden de alıntılar yapar. Genel içeriği üç bölümden oluşur. Birincisi: Ahlak terbiyesi(Tezhibül-Ahlak), ikincisi: Ev idaresi( Tedbiri Menazil, ekonomi), üçüncüsü ise Devlet Yönetimi( Siyaset-i Müdün, politika) dır. Bunlar aynı zamanda pratik felsefenin de konusudur.

Kitap Kuhistan Valisi’nin isteği ile hazırlanır. Daha önce yazılmış Tahare isimli bir kitabın müzakereleri sırasında.

Uzaktan bakınca dönemin dinamikliği çarpıcı bir biçimde fark ediliyor. Uzaklık tanımadan dönemin önemli bilginleri birbirlerinden haberdar ve hoşgörü sınırları içinde rahatlıkla alıntılar yapabiliyor. Ben de ev idaresi konusunda bir erkeğin karısını nasıl idare edeceği ve bunun için neye gereksinimi olduğuyla ilgili kitaptan birkaç alıntı yapmak istiyorum. Tusi derki: kadını yönetmede kocanın yolu üç şeyle olur. Heybet, cömertlik ve zihnini meşgul etmek. Heybet emir ve yasaklarına uymada ihmali caiz görmemesi için erkeğin kendisini kadının gözünde ihtişamlı tutması demektir. Bu eşi yönetmenin en önemli şartıdır. Zira bu halel yol bulursa kendi heva ve isteğine tabi olmada kadına yol açılır. Sadece onunla yetinmez kocasını kendi itaati altına alır ve onu emri altına almak ve kullanmakla kendi arzularını gerçekleştirir. Bu halin sonu her ikisinin de ayıplanması ve itibardan düşmesidir.  Diğeri cömertlik( keramet) ise erkeğin sevgi ve şefkate sebep olan şeylerle kadına lütüfta bulunması demektir. Şöyle ki kadın bu hal devam etsin diye tam ilgiyle ev işleri ve itaati kabul eder. Bu da altı sınıftır. Yer darlığı nedeniyle onu yazamayacağım artık kitaptan bakarsınız. Zihnini meşgul etmekse: evdeki bir takım işlerin sorumluluğunu yükleyip onu meşgul etmesidir. Zira insan nefsi işsizliğe katlanamaz ve gerekli işlerden kaçınırsa bu gerekli olmayan işlere dikkatini vermeye yol açar.

Kadınların da kocalarının gözünde kendilerini kıymete bindirmeleri beş yolla olur diyor Tusi: birincisi iffete bağlılık, ikincisi liyakatli olmak, üçüncüsü onlardan heybet duyma (çekinme), dördüncüsü güzel eşlik etmek ve ona karşı gelmekten kaçınma, beşincisi de kıskandığında az azarlama ve saygılı davranmadır. Ve bilgeler demişler ki: uygun kadın annelere, arkadaşlara ve cariyelere benzer. Hem anne hem arkadaş hem cariye gibi. Hal böyle olunca da erkeğinin gözü başkasını görmez.

Bu ve benzer konular kitabı oldukça önemli kılıyor. Kitap Litera yayınlarından çıkmış.

www.pozitifdegisim.com

Yorum Yap
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.