AK Parti Selçuklu Gençlik Kolları Başkanlığı tarafından Selçuklu Belediyesi Sosyal Tesisleri’nde İstiklâl Mahkemeleri’nin Kararttığı Hayatlar: İskilipli Atıf Hoca programına konuşmacı olarak Gazeteci-Yazar Abdurrahman Dilipak katıldı
AK Parti Selçuklu Gençlik Kolları tarafından Selçuklu Belediyesi Sosyal Tesisleri’nde İstiklal Mahkemeleri’nin Kararttığı Hayatlar: İskilipli Atıf Hoca konulu konferans düzenlendi. Konferansa konuşmacı olarak katılan Gazeteci-Yazar Abdurrahman Dilipak, İskilipli Atıf Hoca’nın idam ediliş hikayesini ve bu mahkemeler tarafından infaz edilen kişileri anlattı. Programa Selçuklu Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, AK Parti Selçuklu İlçe Başkanı Mustafa Ak, Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi Müdürü Bekir Şahin ve AK Parti Selçuklu İlçe yöneticileri ile çok sayıda davetli katıldı. Programın açılış konuşmasını yapan AK Parti Selçuklu Gençlik Kolları Başkanı Rafet Baştürk, manevi mimarları yad etme ve onların yaşam tarzlarını özümseme gayreti içerisinde olmanın temel prensipleri arasında olduğunu belirterek, “Bizler şükür ki, açlığın sadece maddeden ibaret olmadığının, insanların manen ve ruhen de açlık yaşayabileceğinin farkındayız. Bunun üzerine çeşitli çalışmalar planlayan bir gençlik teşkilatıyız. Bu bağlamda kendimizi milli ve manevi değerlere bağlı olarak geliştirme gayreti içerisindeyiz. Manevi dünyamıza ismini altın harflerle yazdırmış, bir silsile halinde insanlara doğru yolu göstermek için ne pahasına olsun, dur durak bilmeden irşad bayrağını göğüslemiş, bizlere yaşantıları ile örnek olarak, iç dünyamızı olgunlaştırmış ve neticesinde şehitlik mertebesine erişmiş nice alimlerimiz vardır. Bunlardan bir tanesi de son devrin din mazlumlarından İskilipli Atıf Hoca’dır” dedi. İskilipli Atıf Hoca’nın İskilip’in Tophane Köyü’nde dünyaya geldiğini, Atıf Hoca’nın sıradan bir molla değil, İstanbul gibi bir ilim merkezinde medrese eğitimini tamamladıktan sonra Darul Fünuna girip ilahiyat fakültesinden mezun olmuş bir aydın olduğunu söyleyen Rafet Baştürk, “Zaten sıradan bir insan olsaydı kimse ona ilişmeyecek, ömrünü idam sehpasında değil, başı yastıkta bitirecekti. Ne yazık ki, önder kimliği peşini bırakmadı. 31 Mart Olayı’nda Sinop’a sürüldü. Oradan Sungurlu’ya sevk edildi. Bir yanlışlık olduğu söylenerek serbest bırakıldı. İzmir’in işgaline ilk tepkiyi gösterenler arasında yer aldı. Kurduğu İslam Teali Cemiyeti vasıtasıyla Anadolu’nun toparlanmasına yardımcı oldu. İrşat faaliyetleriyle Anadolu’nun yüreğini diri tutmaya çalıştı fakat idamına sebep olan şapkanın aleyhine hiçbir gösteriye katılmadı. Yıllar öncesinde yayınladığı eserinden ötürü nice sürgünler yaşandı, İstiklal Mahkemeleri’nin kapıları aşındırıldı. 4 Şubat 1926 Perşembe günü sabahın ilk saatlerinde, Eski Meclis Binası yakınlarındaki Karooğlan Çarşısı’nda dilinde dualarla idam sehpasına gelen Atıf Efendi, Kelime-i Şahadet’le dünya defterinin kapısını kapatıyor ve bütün sırların açığa çıkacağı gün olarak Kur’an’da bildirilen dar-ı ahretin kapısını çaldı” diye konuştu. Açılış konuşmalarının ardından Gazeteci Yazar Abdurrahman Dilipak, İstiklal Mahkemeleri’nin Kararttığı Hayatlar konulu konferans verdi.