WASHINGTON (AA) - Müslüman Kardeşler'in ABD Kongresi'nde "terör örgütü" kabul edilmesini öngören tasarıyla ilgili Washington'da gerçekleştirilen toplantıda katılımcılar, bu tür bir kararın en çok da Ortadoğu'daki şiddet yanlısı aşırılıkçılara yarayacağı fikrinde birleşti.
ABD'nin başkenti Washington'da Ulusal Basın Kulübü'nde İslam ve Demokrasi Çalışmaları Merkezi (The Center for the Study of Islam and Democracy-CSID) tarafından organize edilen toplantıya merkezin kurucusu ve başkanı Rıdvan Masmudi, Güney Afrika'nın eski ABD Büyükelçisi İbrahim Rasul, Ortadoğu Çalışmaları Merkezi Direktörü Nadir Haşimi ve Önce İnsan Hakları Direktörü Neil Hicks katıldı.
Katılımcılar, Müslüman Kardeşler'in "terör örgütü" kabul edilmesini öngören yasanın Kongre'den geçmesi halinde bunun en çok da Ortadoğu'daki şiddet yanlısı aşırılıkçılara yarayacağı ortak noktasında buluştu.
- "Demokrasi, Arap dünyasındaki sorunların çözümünün anahtarıdır"
CSID'nin başkanı Masmudi, "Demokrasi, Arap dünyasındaki sorunların çözümü için anahtardır" ifadelerini kullanarak, ABD'nin Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi'ye destek vermesini eleştirdi.
Kongre'de bu tür bir kararın geçmesinin ancak Amerikan iç siyasetindeki bir dizaynın parçası olabileceğini ve hiçbir şekilde ABD'nin Ortadoğu'daki çıkarları ile örtüşmeyeceğini vurgulayan Masmudi, bu tasarının, ABD'deki "İslamofobi sektörünün" taşıyıcıları tarafından gündeme getirildiğini ifade etti.
Toplantının ardından AA muhabirinin sorularını cevaplayan Masmudi, Kongre'de Adalet Komitesi'nin kimsenin ifadesine ve görüşüne başvurmadan ve alelacele bir karar aldığını ve bunun Kongre Genel Kurulu'ndan geçmemesini umduğunu kaydetti.
"Kongre bu tasarıyı onaylarsa bu hem ABD'nin Arap dünyasındaki 'demokrasi ve insan hakları' söylemine zarar verir; hem de Ortadoğu'daki şiddet yanlısı aşırılıkçıların eline koz verir" ifadelerini kullanan Masmudi, alt komitede Cumhuriyetçilerin taşıdığı tasarının Kongre'de geçmeyeceğine inandığını belirtti.
Mısır'ın kimler tarafından yönetileceğine yine Mısırlıların karar vermesi gerektiğine işaret eden Masmudi, "Arap toplumları diktatör rejimlere bir daha asla kabul etmeyecektir. Mesele, yaşanacak değişimin barışçıl şekilde olması yönünde çalışmaktır. Kanaatim odur ki Arap Baharı aslında daha yeni başlıyor" dedi.
- "ABD, Ortadoğu'da insan hakları ve demokrasi söylemini bir kenara koydu"
Daha önce Güney Afrika'nın ABD Büyükelçiliğini yapan Rasul de ABD'nin "Ortadoğu'da insan hakları ve demokrasi söylemini bir kenara bırakıp güvenlik ve istikrar söylemine sarıldığını" kaydetti.
Müslüman Kardeşler'in birçok ülkede serbest seçimleri kazandığını hatırlatan Rasul, "Şimdi kalkıp bu kadar seçim kazanmış olan bir yapının terör örgütü olduğunu mu söyleyeceğiz?" şeklinde konuştu.
Güney Afrika'nın efsanevi lideri Nelson Mandela'nın da uzunca bir süre "terörist" listesinde kaldığını hatırlatan Rasul, "Mandela ancak 2008 yılında, Obama iş başına geldikten sonra o listeden çıkarıldı" dedi.
Rasul, bu çerçevede Müslüman Kardeşler'in bir kez terör örgütleri listesine girmesi halinde, istenildiği durumda bile o listeden çıkarılmasının çok uzun zaman alabileceğine dikkat çekti.
"Kongre bu kararı alırsa Ortadoğu'da meydan aşırılıkçılara kalacak" diyen Rasul, "süper güç" olduğunu iddia eden ABD'nin sorumluluklarının da buna uygun olması gerektiğini vurguladı.
- "Bu karar ancak DAEŞ'e yarar"
Ortadoğu Çalışmaları Merkezi Direktörü Haşimi de Kongre'de alt komitede bile olsa bu tür bir kararın "tamamen yanlış" ve "zarar verici" olduğunu dile getirdi.
Kongre'nin Müslüman Kardeşler'i "terör örgütü" olarak kabul etmesi halinde Ortadoğu'nun "darbecilere" ve "diktatörlere" kalacağını iddia eden Haşimi, "ABD'nin Ortadoğu'da istikrarlı ve ayakları yere basan bir stratejisi yok. Seçim yılındayız ama kimse ABD'nin Ortadoğu stratejisi ne olur diye konuşmuyor" dedi.
ABD'nin Arap dünyasında birçok seçim kazanan Müslüman Kardeşler'i "terör örgütü" olarak kabul etmesinin tam da DAEŞ'in işine yarayacak bir "malzeme" olduğunun altını çizen Haşimi, "O zaman DAEŞ, konuyu, bölge insanına 'bakın ABD size hangi gözle bakıyor, tek şansınız biziz' şeklinde propaganda aracı olarak kullanılacaktır" şeklinde konuştu.
ABD'de Cumhuriyetçilerin, Ortadoğu'da "şiddet içeren devrimleri davet ettiğini" savunan Haşimi, Demokratların bu adımları durdurması gerektiğine işaret etti.
Bu tür kararların gündeme gelmesinin arkasında, ABD'deki "finansal yapı" ile "politik yapı" arasındaki ilişkinin olduğuna dikkat çeken Haşimi, lobi faaliyetleri ile bazı güç odaklarının Kongre'de etkili olduğunu söyledi.
ABD'de sürekli Müslüman Kardeşler'in "terörist" olup olmadığının tartışıldığını ifade eden Haşimi, "Ancak kimse, iktidara geldiği günden bu yana Sisi'nin kendi toplumuna karşı işlediği suçların hesabını sormuyor" şeklinde konuştu.
Diğer konuşmacılara benzer şekilde Önce İnsan Hakları Direktörü Hicks de bu tür bir kararın Arap dünyasındaki politik dönüşüm ve demokratik süreçlere darbe vuracağını dile getirdi.
"Bu karar, yönlendirilmiş ve Amerikan çıkarlarına uymayan bir karardır" ifadelerini kullanan Hicks, enine boyuna konuşulup tartışılmadan alt komiteden geçen bir kararın genel kurulda daha dikkatli ele alınacağına inandığını belirtti.
Geçtiğimiz şubat ayında ABD Temsilciler Meclisi Adalet Komitesi'nde kabul edilen tasarı, Müslüman Kardeşler örgütünün "terör örgütü" listesine alınmasını öngörüyordu. Senato Genel Kurulu'nda tasarının ele alınıp alınmayacağı ve alınacaksa ne zaman gündeme alınacağı henüz netlik kazanmadı.
AA